Bakan Yumaklı'dan kritik değerlendirme: Üçüncü yılın sonunda bunu artık konuşmayacağız
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, ''Üçüncü yılın sonunda artık ülkemizde hayvan ithalatı konusunu konuşmuyor olacağız'' dedi. Yumaklı ayrıca, "Suriye'nin tekrar kendini toparlaması adına çok önemli bir başlık olan tarımsal üretim konusunda, hem bitkisel üretim hem hayvansal üretimde ihtiyaçları tespit ederek, mutlaka onların yanında olacağız" ifadelerini kullandı.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Suriye'nin bitkisel ve hayvansal üretim ihtiyaçlarını belirleyerek destek olacaklarını belirterek, "14 kişilik bir ekip kurduk, bir eylem planı hazırlamak üzere çalışmalarımıza başladık." dedi.
Yumaklı, Devlet Su İşleri (DSİ) Bölge Müdürlüğü Sosyal Tesisleri'nde, dijital medya yayın yönetmenlerinin katıldığı, "2024 Değerlendirmesi 2025 Hedefleri Toplantısı"nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Suriye'de yaşanan son gelişmelerin ardından Bakanlığın yaptığı çalışmaların sorulması üzerine Yumaklı, "Suriye'nin halihazırda tarım ve doğal kaynaklarının dışında başka bir gelir potansiyeli yok. Bu konu gündeme geldiği andan itibaren biz de 14 kişilik bir ekip kurduk. Bir eylem planı hazırlamak üzere çalışmalarımıza başladık. Oraya gönderdiğimiz arkadaşlarımız var. Bu çalışmaları yapacaklar ve Bakanlığımız uhdesinde Suriye'nin tekrar kendini toparlaması adına çok önemli bir başlık olan tarımsal üretim konusunda, hem bitkisel üretim hem hayvansal üretimde ihtiyaçları tespit ederek mutlaka onların yanında olacağız." diye konuştu.
Suriye'nin potansiyeline karşın üretiminin az olduğuna dikkati çeken Yumaklı, hızlı şekilde iyi sonuçlar alacaklarını söyledi.
''KOVİD-19 SALGINI SONRASI FİYATLARDA DAVRANIŞ BOZUKLUĞU OLDU''
Yumaklı, asgari ücretteki artışın et fiyatlarını etkilememesi için ne tür önlemler alındığının sorulması üzerine, Kovid-19 salgını sonrasında bir fiyatlama davranışı bozukluğu yaşandığını hatırlattı. Bir liralık malın satış fiyatının 10 lira olarak belirlenmesinin fahiş fiyat olduğuna işaret eden Yumaklı, şu değerlendirmede bulundu:
"Üretim maliyetlerinin içinde işçilik payları gözetilmeksizin sanki maliyetin tamamı işçilik maliyetiymiş gibi fiyatlama yapanlara karşı biz de halihazırda mevcut yaptırımları en üst düzeyde uygulayacağız. Aslında et fiyatlarında bir değişim yok, sadece et fiyatlarında değişim sağlama çabası var. Bulanık suda balık avlamaya çalışıyorlar. Adana Kasaplar Odası Başkanı bir açıklama yaptı, kendisini mahkemeye verdik. Aynı şekilde Ticaret Bakanlığımız da gerekenin yapılmasıyla ilgili tespitlerini yaptılar. Bu kişinin bir kasap dükkanının bile olmadığı söyleniyor ama Kasaplar Odası Başkanı. Söylediği, sanki piyasada herkesin aynı düşüncede olduğu izlenimini veriyor. Daha sonra gerçek sektör sahipleri çıktı, dediler ki 'Üretici biziz, bizde böyle bir şey yok. Piyasada böyle bir şey yok.' Sadece yaptırım olarak değil, Et ve Süt Kurumu (ESK) marifetiyle piyasayı regüle edeceğiz. Çok yakından takip ediyoruz, herkesin gönlü ferah olsun." dedi.
''BESİLİK HAYVAN STOĞUMUZ OLACAK''
Yumaklı, yurt dışından gelecek "angus" cinsi sığırlara ilişkin de yaklaşık yüzde 5 civarında ihtiyaç olduğunu bildirdi. Söz konusu ihtiyacın ESK marifetiyle giderileceğini vurgulayan Yumaklı, "Bu planlama geçtiğimiz yıldan itibaren zaten devam ediyor, bu yıl da sürecek. Gelen canlı hayvan sadece ete dönüştürülmesi için değil, aynı zamanda bizdeki besilik anaç hayvan sayısının artırılmasıyla da ilgili. Bunun dışında da yine besilik hayvan stokumuz olacak. Ülkedeki herhangi bir ani ihtiyaç doğduğunda bunları kullanmak üzere. Dolayısıyla bu sistematik devam ediyor. Kendi anaç hayvan stokumuzu oluşturuyoruz." ifadesine yer verdi.
''İÇERDEKİ ÜRETİMİ ARTTIRMAMIZ GEREKLİ''
Hiçbir ülkenin yüzde 100 kendine yeterliliği olmadığını belirten Yumaklı, Türkiye'nin özellikle hayvansal üretimle ilgili çok önemli bir avantajı olduğunu dile getirdi. Yumaklı, ülkenin topraklarının hayvansal üretime uygun olduğuna dikkati çekerek, "Pazarlama ve satış problemimiz yok. Etrafımızdaki ülkelere çok kolaylıkla ihraç edebiliriz. Dolayısıyla içerideki üretimi artırmamız gerekir. Şu anda bütün gücümüzle buna çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
''ÜÇÜN YILIN SONUNDA İTHALAT OLMAYACAK''
Geçmiş dönemlerde ihtiyaç olduğunda hayvan ithalatına başvurulduğunu anımsatan Yumaklı, şöyle konuştu: "O zaman da fonksiyonunu yerine getirmiştir. Ancak siz sürekli ithalatla bunu kapatamazsınız. Biz buna 3 yıllık bir perspektif koyduk. Şimdi bize herkes şunu söyledi, 'Ya biz bunu çok duyduk, 3 yıl, 3 yıl'. Hayır, 3 yılın bir sebebi var. Çünkü bizim planlamamıza göre biz üçüncü yılın sonunda artık bu ülkede ithalat konusunu konuşmuyor olacağız. Bu üretim artışını sağladığımızda şimdi sadece besilik hayvan ithal edip, onu 8 ay baktıktan sonra en iyi fiyatla satmak isteyen firmalar var, üretimle ilgili hiçbir şeyleri yok. Ben onlara 'Pansiyon besicilik yapıyorsunuz' dedim. Bu terminoloji bana aittir. Siz alıyorsunuz, burada besliyorsunuz, 8 ay pansiyon besicilik yapıyorsunuz, sonra da satıyorsunuz. Sonra bir daha dönüyorsunuz, diyorsunuz ki 'Hadi bakalım yenilerini getirelim.' İyi de içerideki üretim? ESK ile anlaşma yapın, deyin ki 'Kardeşim ben üretim yapacağım, bana gerekli kolaylığı sağlayın.' Biz de bunu yapacağız.' Yani bu sektörü de üretim yapmaya yönlendiriyoruz. İlk başta biraz bir direnç oldu ama şu anda artık talepler gelmeye başladı, hem de bu işi profesyonelce yapacak olan besicilerden. İnşallah bu konuyu Türkiye'nin gündeminden çıkaracağız."
''17 İLE KALINTI EYLEM PLANI ÇIKARIYORUZ''
Yumaklı, pestisitle ilgili son dönemde gündeme gelen tartışmalara ilişkin de "İhraç edilen ürünlerle alakalı bu verileri verdik. 17 ile Kalıntı Eylem Planı çıkarıyoruz. Özellikle zirai ilaç, pestisit kullanımıyla ilgili oranları aşağı indirmek üzere, bunun alternatifini koymanız lazım. Yani 'Sen bunu aşağı indir' dediğinde iyi midir? Dolayısıyla zararlıyla mücadelede biyolojik mücadeleyi devreye koyman lazım ve bunun etkisini de göstermen lazım. Şimdi ülkemizdeki kalıntı oranını yüzde 35 azalttık. Bu oranı aşağı çekmek için her şeyi yapacağız. Zirai ilaç kalıntısı oranını yüzde 35 azalttık, RASFF bildirimlerini yüzde 54 düşürdük. AB bizden yüzde 30 daha fazla pestisit kullanıyor." şeklinde konuştu.