Başörtüsüne ilişkin anayasa değişikliği teklifi
Cumhuriyet Halk Partisi tarafından 04.10.2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na “Kadınların Yürüttükleri Mesleğin İcrası Kapsamındaki Kılık ve Kıyafetleri Giymek Dışında Herhangi Bir Sınırlamaya Tabi Tutulmaması Hakkında Kanun Teklifi” sunulması ile başlayan süreçte, bu defa Sayın Cumhurbaşkanının gündeme getirmesiyle, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, kadınların başörtüsünün ve giyimlerinin anayasa düzeyinde koruma altına alınması amacıyla “Din ve vicdan hürriyeti” başlıklı Anayasa m.24’de değişikliğe gidilmesi yönünde teklifi TBMM Başkanlığı’na sunduğu görülmektedir. Teklif metnine açık kaynaktan ulaşılabilir.
Anayasa m.24’e eklenmesi teklif edilen metne göre; “Temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılması, hiçbir kadının başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamaz.
Hiçbir kadın; dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim ve öğrenim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile diğer herhangi bir temel hak ve hürriyeti kullanmaktan ya da kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamaz. Bu nedenle kınanamaz, suçlanamaz ve herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulamaz. Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda Devlet, ancak dini inancı sebebiyle kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini hiçbir surette engellememek şartıyla gerekli tedbirleri alabilir.”
Esasen temel hak ve hürriyetlerin, bu nedenle de kadınların giyim ve kuşamlarının tartışmaya açılmaması, anayasa hükümlerinde kadınların başörtüsü ve giyim kuşamlarında bir eksiklik ve engel olmadığından konu ile ilgili anayasa değişikliğine gidilmemesi, yine CHP’nin yasa teklifinin de, kamuda ve özelde çalışan kadınlar yönünden mevzuat engeli olmadığından gündeme gelmemesi ve yasal değişikliğe başvurulmaması gerekir.
Şu an için teklifin de TBMM Genel Kurulu’nda olduğu, CHP’nin teklifinin basit çoğunluğa ihtiyaç olan yasa teklifi niteliği taşıdığı, fakat Adalet ve Kalkınma Partisi teklifinin milletvekillerinin nitelikli çoğunluğuna ihtiyacının olduğu, sadece Anayasa m.175’de gösterilen nitelikli çoğunlukla anayasa değişikliğinin gerçekleşebileceği, anayasa değişikliğinin kabul eden milletvekili sayısının 360’a ulaştığı durumda konu ile ilgili zorunlu referanduma gidilmesinin gerektiği, bu sayının 400’ü bulduğu halde ise zorunlu olmamakla birlikte Cumhurbaşkanının anayasa değişikliği teklifini halk oylamasına, yani referanduma götürebileceği, bunun gerekçesinin “Anayasanın değiştirilmesi, seçimlere ve halk oylamasına katılma” başlıklı Anayasa m.175’de gösterilmediği, bu hususun konu ile ilgili halk oylaması suretiyle halkın görüşünü almak isteyen Cumhurbaşkanının takdir ve değerlendirmesine bırakıldığı, anayasa değişikliği teklifinin Meclis'te veya halk oylamasında kabul edilmesi halinde yasalaşacağı, tersi durumda yasalaşmayacağı, fakat Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından önerilen her iki anayasa değişikliği bakımından, anayasa ve kanunlarda engel olmadığı, kadınların başörtüsü ile giyim ve kuşamı ve evlilik birliğinin ancak kadın ile erkeğin evlenmesi ile kurulabilmesinin aksine hüküm bulunmadığı tartışmasızdır.
Bununla birlikte; temel hak ve özgürlüklere ilişkin konularda referanduma gidilmesinin son derece sakıncalı olduğu, temel bir özgürlük olduğu konusunda artık tartışma bulunmayan giyim özgürlüğünün oylamaya sunulmasının gereksiz ve çelişkili olacağı, referandumdan olumsuz bir sonuç çıkması durumunda temel hak ve özgürlükler alanında ciddi bir geriye gidişin yaşanacağı ve en önemlisi de üzerinde uzlaşı sağlanmış bir meselenin tekrar toplumsal barışı bozacak şekilde canlanabileceği gözönünde bulundurulmalıdır.
Her iki siyasi partinin yakında gerçekleşecek seçimler öncesinde bir anlamda ön almak; ülkenin daha kritik sorunlarını tartışmak yerine, yakın zamana kadar ciddi sorunların yaşandığını, fakat ardından milletin bir konsensusla çözdüğü başörtüsü, kadının giyim ve kuşamı ile ilgili konuyu tekrar gündemde tutmak istediğini, bunun toplumda ayrışmalara yol açmadan, temel hak ve hürriyetleri tartışmaya açılmadan sonuçlandırılmasının isabetli olacağını, mevcut aşamada anayasada veya yasalarda değişikliğe gidilmesine ihtiyaç olmamakla birlikte, anayasa değişikliğine gidilecekse, aşağıda yer verdiğimiz metnin dikkate alınabileceğini, çünkü konunun Türk Medeni Kanunu’nda açıkça düzenlendiğini ifade etmek isteriz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulan anayasa değişikliğine konu metinde; “Kadının başının örtülü veya açık olması”, “Hiçbir kadın; dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı”, “Dini inancı sebebiyle kadının başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetlerini” ibarelerinin geçtiği, bu ibareler vasıtasıyla başörtüsünün güvence altına alınmasının düşünüldüğü, fakat “Laiklik” ilkesini güvence altına alan Anayasa m.2 ve m.4 ile “Kanun önünde eşitlik” başlıklı Anayasa m.10’da düzenlenen “Eşitlik” ilkesinden dolayı sorunların yaşanmaması, inancı olsun veya olmasın giyim ve kuşamı ile kıyafetinden dolayı hiçbir kadının kısıtlamaya uğramaması, anayasanın ve devletin tüm inançlara eşit mesafede yaklaşması için, kadının başörtüsü, giyim kuşamı ve kıyafeti nedeniyle sınırlama görmeyeceğine dair açık koruma içeren, aşağıda önerdiğimiz metnin dikkate alınabileceğini düşünmekteyiz.
İşbu öneride; erkeğin giyim kuşamı, kılığı ve kıyafeti “Kanun önünde eşitlik” başlıklı Anayasa m.10’un 2. fıkrasında yer alan kadınlar yönünden pozitif ayırımcılık gereğince dikkate alınmamış ve düzenlenmemiştir. Gerek anayasa m.10/2 ve gerekse de değişiklik içeren hükümlerin anayasa m.24’e eklenecek anayasa hükümlerinden olması nedeniyle, cinsiyet ayırımına gidildiğinden bahisle anayasa m.10’a aykırılık iddiası da gündeme gelmeyecektir. Çünkü erkekler yönünden giyim kuşam, kılık ve kıyafetle ilgili sorunlar yaşandığı ve cinsiyet ayırımına gidilmeksizin erkekleri de kapsayacak anayasa değişikliğinin gerekli ve isabetli olacağı ileri sürülebilir.
Anayasa m.24’e Eklenmesi Önerilen Hükümler
Kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile üst kuruluşlarında veya özel sektörde çalışan veya bu yerlerde bulunan, bu yerlerden mal veya hizmet temin eden kadınlar; çalıştıkları işin ve yürüttükleri mesleğin icrası kapsamında veya bulundukları yerin özelliğinden kaynaklanan sebeple giyilmesi gerekli cübbe, önlük, üniforma veya özel giysi dışında kıyafet giymeye veya giymemeye zorlanamaz.
Hiçbir kadın; dini inancı sebebiyle giydiği kıyafetinden dolayı eğitim ve öğrenim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ve diğer herhangi bir temel hak ve hürriyeti kullanmaktan veya kamu veya özel sektör tarafından sunulan mal veya hizmetlerden yararlanmaktan yoksun bırakılamaz, kınanamaz, suçlanamaz ve ayırımcılığa tabi tutulamaz.