Beştepe, bir sorunumuz var…
Bu başlığı, istikameti Ay olan Apollo 13 uzay aracıyla yola çıktıktan sonra ölümcül sorunlarla baş başa kalan astronotlardan Jim Lovell’ın “Houston bir sorunumuz var” diyerek NASA uzay merkezine seslenişinden ilham alarak attım.
Apollo 13 astronotları son derece dramatik bir mücadele örneği sergiledikten sonra Dünya’ya dönmeyi başardı.
Biz de kendi dünyamıza dönelim.
Yani sorunumuza.
Dün “Seçim öncesi Mehmet Şimşek’i çılgına çeviren kamu bankası Genel Müdürü ne yaptı?” başlığıyla bir yazı (*) yayınladım.
Olayı hatırlayalım:
Bir büyük kamu bankası, seçim öncesinde müşterilerine “Bilgilendirme: Değerli müşterimiz, 1 Nisan 2024 tarihinden itibaren Bireysel Kredi Kartlarındaki taksit uygulamalarında güncelleme yapılacaktır. 31 Mart 2024 tarihine kadar güncel harcamalarınızı kampanya dahilinde taksitlendirebilirsiniz.” diye bir mesaj gönderiyor. Bunun üzerine Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek o bankanın Genel Müdürünü arayarak “Bunu nasıl yaparsınız, daha henüz resmiyete dökülmemiş bir ve tam olarak kararlaştırılmamış bir tasarıyı karar olarak uygulamaya sokarsınız” sözleriyle sert biçimde eleştiriyor.
Üstelik seçim öncesinde.
Üstelik asgari geçim standardındaki vatandaşların kredi kartlarına uygulanan taksitle alışverişlerini hayat mücadelelerinin devamında önemli bir enstrüman olarak kullandıkları bilindiği halde.
“O BANKANIN GENEL MÜDÜRÜ BENİM”
Tabii yazıda o bankanın ismini ve Genel Müdürünün kim olduğunu yazmadım.
Yazı yayınlandıktan sonra “O bankanın Genel Müdürü benim” diyerek beni Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih aradı.
“Öncelikle bir düzeltme yapayım” dedi ve ekledi:
“Ekrem İmamoğlu gibi ben de Trabzon Akçaabat doğumluyum. Kendisiyle farklı zaman dilimlerinde Trabzonspor kulübü yönetiminde bulunduk. Ama onunla futbol oynamışlığım yok”
Zaten bu duyduğum söylentiye asla inanmak istemediğimi yazımda ifade etmiş ve “Bu bilginin doğru çıkmamasını diliyorum. Yoksa hakikaten müthiş bir hayal kırıklığı yaşayacağım” demiştim. O zaman mesajın siyasi amaçla seçim öncesi gönderildiğine dair kanaatler daha da pekişmiş olacaktı.
Beyan benim için esastır. Ancak bir gazeteci olarak ben beyanları yazarken bir kulağım da hep tetiktedir.
Neyse.
OLAN BİTENİ DİNLEYİNCE ENDİŞEYE KAPILMAMAK ELDE DEĞİL
Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih ile son derece samimi bir konuşma yaptık. Bana olan biteni, sorularıma açık ve dolaştırmadan yanıtlar vererek anlattı. Ama onu dinledikçe bir hayli endişeye de kapıldım. Devlet bürokrasisi adeta “Kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgârına” diye bir yelken açmış, açık denizde pupa yelken seyrediyor. İstikamet ise meçhul. Apollo 13’ün istikameti ise en azından belliydi, gidemediler ama geri dönmeyi başardılar.
Bir kere bu banka tarafından müşterilere mesaj gönderildiği doğruydu. Vakıfbank 5 milyondan fazla müşterisinin tamamına değil yaklaşık 900 binine göndermişti bu mesajı. Çünkü peşin fiyatıyla taksitle alışveriş yapanlara gönderilmekteydi bu mesaj ve herkesi kapsamıyordu.
Ama benzer mesajları diğer bankalar da göndermişti. Abdi Serdar Üstünsalih sosyal medyaya da yansıyan mesajlardan bazılarını bana iletti. Hatta bir başka kamu bankası kendilerinden daha önce göndermişti.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yazımda da ifade ettiğim üzere kendisini aramış ve serzenişte bulunmuştu. Ama dediğine göre daha sonra diğer bankaların genel müdürlerini de aramıştı.
BU MESAJIN GÖNDERİLMESİ KESİNLİKLE YANLIŞTI
Sayın Üstünsalih’e “Doğru muydu, nasıl buna izin verdiniz” diye sordum.
Hiç beklemediğim bir yanıt verdi:
“Kesinlikle yanlıştı, ben olsaydım göndermezdim”
İyi ama nasıl oldu peki?
Çünkü BDDK Başkan Yardımcısı bankaların temsilcileriyle bir toplantı düzenlemiş, mutabık kalmışlar, kendi bankalarındaki daire başkanı da insiyatif kullanarak mesajı yollamıştı. Haberdar olduğunda ise iş işten geçmişti.
Toparlayamadım ve “Bana her şeyi baştan anlatabilir misiniz Serdar bey” diye sordum. Sağ olsun tek tek anlattı. Ben de Genel Müdür Abdi Serdar Üstünsalih’in sözlerinden olayın nasıl yaşandığını size olduğu gibi aktarıyorum:
MESAJ GÖNDERİLMESİ SÜRECİ NASIL İŞLEDİ?
1-7 Mart 2024 tarihinde BDDK’dan gelen taleple, saat 17.00 de kurumun binasında BDDK Başkan Yardımcısı Murat Metin Başkanlığında bankalarla bir toplantı düzenleniyor.
2-Gündem; kredi kartı harcamalarındaki yüksek artışların sınırlandırılması, kredi kartı limitlerindeki yüksek artışların sınırlandırılması, nakit avans uygulamasının sınırlandırılması ve bankaların kredi kartı büyümelerinin düşürülmesi konusundaki görüş ve önerilerin talep edilmesi olarak BDDK yetkilileri tarafından bildiriliyor.
3-Toplantının başlangıcında BDDK Başkan Yardımcısı sektördeki peşine taksit, ilave taksit, taksit erteleme ve ekstre erteleme gibi endüstri standardı uygulamalarının sonlandırılmasını istediklerini net biçimde belirtiyor.
4-Bunun üzerine sadece peşin alışverişe taksit ve taksit erteleme özelliklerini düzenli kullanan müşterilere yönelik mesajlar atılıyor. O da benim yukarıda paylaştığım SMS mesajı malum.
BDDK BANKA GENEL MÜDÜRLERİNİ BY PASS MI ETTİ?
Genel Müdür Abdi Serdar Üstünsalih, bunun üzerine Sayın Bakan’ın kendisini aradığını, ona durumu izah ettiğini, BDDK Başkan Yardımcısı’nın düzenlediği toplantıyla bu kararın alındığını söylüyor.
Abdi Serdar Üstünsalih bu mesajın atılması üzerine daire başkanı ve ilgili müdürlere büyük tepki göstermiş. Ancak bu yetkililer “Efendim BDDK o kadar kati ve sorgulanmaması talimatıyla bizi yönlendirdi ki sizin haberiniz var zannettik” demişler.
Vakıfbank Genel Müdürü Üstünsalih “Bu uygulamanın yavaş yavaş ve peyder pey başlaması daha doğru olurdu. Sayın Bakan da bunu organize etmeye çalışıyordu ama BDDK böyle bir organizasyon yaptı” diyor.
NEŞTER!
Mehmet Şimşek’in konuştuğu BDDK Başkanı ise bu konuda 1 Nisan’dan önce paylaşım yapın diye bir dayatmalarının olmadığını belirtiyor.
Çok enteresan bir durum. Muammalarla dolu tam anlamıyla.
Vakıfbank Genel Müdürü Sayın Abdi Serdar Üstünsalih, diğer bankalardan da bu mesajı atanlar olduğunu belirterek ihalenin kendisine kalmasının sebebini ise “Nisan ve Mayıs aylarında bankaların genel kurulları yapılır ve yönetim kurullarıyla genel müdürleri seçilir. Sanırım bununla bağlantılı bir yıpratmaya yönelik” sözleriyle açıklıyor.
Onu bilmem ama yukarıda anlattıklarım aslında hiç yabana atılır türden değil.
Sorunun çözülmesi için ACİL NEŞTER atılması gerekiyor.
Bu yüzden “Bir sorunumuz var Beştepe!” diyorum ben.
