Yaşadıklarını ve 39 yıldır süren evlat arayışını anlatan Ayşe Ödemiş, 10 Ekim 1985'te gece yarısı yaptığı doğumun ardından hemşirenin bebeğini aldığını, saat 03.00'e geldiğinde ağlayan bebeğini kucağına almak istediğini, ameliyatlı olduğu için izin verilmediğini belirtti.
Bebeğini görmek isteğini ilettiği doktorun, "Senin çocuğun gece 03.00'te öldü, kendi elimle gömdüm." dediğini iddia eden Ayşe Ödemiş, eve döndükten bir ay sonra çocuğuyla ilgili bilgi almak için hastaneye tekrar gittiğini, bilgi alamadığını aktardı.
Ayşe Ödemiş, "Ankara'daki ve Adana'daki çocukların aynı tarihlerde ABD'ye verildiğinin" iddia edildiğini, bu nedenle bebeğinin de kaçırıldığını düşündüğünü kaydetti.
Bebeğinin mezarının Karşıyaka Mezarlığı'nda göründüğünü, kayıtlı yere gittiğinde ise mezar yerinin bulunmadığını söyleyen Ayşe Ödemiş, şöyle konuştu:
"Ölüm sebebi kanser çıktı. Bir saatin içinde ne zaman muayene ettin, ne zaman tahlil yaptın ne zaman filmleri çektin, ne zaman kanser olduğu çıktı? 39 sene oldu. 39 senedir bu yüreğime sor bakalım. Ben ölü olduğuna inanmıyorum. Benim üç çocuğum var ama o da benim çocuğum."
Çocuğunun ölümüyle ilgili savcılığa yaptığı başvuruda, "1985'te Ankara Zekai Tahir Burak Hastanesi'nde doğum yaptığını, bebeğinin sağ doğduğunu, daha sonra bebeğinin öldüğünün söylendiğini, cenazesinin kendisine verilmediğini, bu nedenle hastane yetkililerinden şikayetçi olduğunu" beyan ettiğini aktaran Ödemiş, süreç sonunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının "kovuşturmaya yer olmadığı" yönünde karar verdiğini aktardı.
Ayşe Ödemiş, şöyle konuştu:
"Gitmedik yer bırakmadım. Daha nereye gideyim? Cumhurbaşkanlığına kadar gönderdim. oradan da zaman aşımı dendi. Başka neresi kaldı söyleyin de oraya gideyim.
İsmini Kahraman koyacaktım. Kahramanım içimde kaldı. 'İlk çocuğum kahraman gibi olsun, tuttuğunu koparsın' dedim. Kahraman olamadı. Ne oldu, bilmiyorum. Ölü mü, sağ mı, iyi mi, kötü mü, iyi bir ailenin elinde mi, öldüyse mezarlığı nerede?"