Bir kaşık bala bir tutam zehir

Bilgisayar ve internetin hayatımıza girmesi ile birlikte dijital dönüşüm ve yeni medya kavramı ile tanıştık. Özellikle internet bağlantısının daha sık kullanılmaya başlanması her alanda yenilikleri beraberinde getirdi ve bütün sektörler bu yeni teknolojik gelişmeye ayak uydurmak için harekete geçti.

İletişimden bilgi almaya, reklamdan eğlenceye, e-ticaretten alışveriş deneyimlerine kadar pek çok kullanıcı davranışlarını etkileyen yeni medya kendi içinde kollara ayrılmaktadır. Özellikle sosyal medya platformları yeni medya kavramını en net ortaya çıkaran alanlardan biridir. Etkileşimin çok fazla yaşandığı bu alanlar yeni medyanın daha hızlı büyümesi ve geniş çevrelere yayılması ile sonuçlandı.

Sosyal medya platformları çok kısa bir sürede insanların hayatına girdi. Her kültürden her inançtan her yaş ve gelir grubundan insan sosyal medyada kendine bir yer buldu. İnsanlar sosyal medyayı sahiplendi ve çok sevdi. Sosyal medya bugün en popüler iletişim aracı olarak karşımıza çıkıyor.

Hemen hemen herkes tarafından büyük ilgi duyulan sosyal medya dünyada olan gelişmelere, haber ve bilgilere anında ulaşmamızı sağlıyor. Fikir ve düşüncelerimizi özgürce ifade edebiliyoruz. Örneğin, Anadolu’nun en ücra köşesinde kaybolup gidecek bir yeteneği ortaya çıkarabiliyor.

Yeni medya diye adlandırdığımız ınstagram, x, facebook, yuotube gibi sosyal medya platformları aracılığı ile herkesin kendine ait bir medyası oluştu. Bu platformlar kullanıcılarına bilgilere sınırsız erişim, karşılıklı interaktif kesintisiz iletişim ve etkileşim imkânı sunuyor. Sosyal medya; haberleşme, tanıtım, kampanya, yardımlaşma ve dayanışma konusunda etkin bir mecra. Bunların yanı sıra girişimcilere yeni iş olanakları sunuyor, dünyayı keşfetmek, ekonomik, kültürel ve sosyal gelişim için de önem arz ediyor…

Sosyal medya, bilinçli ve etik değerler ölçüsünde doğru kullanılırsa faydalı ancak bilinçsiz kullanılır ve etik değerlere riayet edilmezse bireyleri ve toplumsal düzeni olumsuz yönde etkiler. Günümüzde en büyük sorunlarından biri de dijital bağımlılık. Geçtiğimiz hafta köşemde sanal bahis, oyun ve kumar tuzağından bahsetmiştim. Özellikle çocukların ve gençlerin tehdit altında olduğunu anlatmaya çalışmıştım...

Sosyal medyanın yararlarında daha fazla zararları vardır. Sosyal medya bağımlılığı zaman içerisinde değişen ruh hali, duygudurum bozukluğu, kaygı, endişeyi ve stresi artıran unsur olarak karşımıza çıkıyor. Konsantrasyon (odaklanma) güçlüğü, performans düşüklüğü, verimliliğin azalması, uykusuzluk, huzursuzluk, depresyon göze çarpan şikâyetler arasında.

Sosyal medya narsizmi tetikliyor, herkesin kendini diğerlerinden farklı ve üstün gördüğü hatta benzersiz hissettiği gerçeklikten uzak sanal (sahte) bir dünya inşa ediyor. Özel hayatı, mahremiyeti ortadan kaldıran teşhircilik, yediğini, içtiğini, gezdiğini devamlı gösterme ihtiyacı sonucunda yaşanan tatminsizlik ve doyumsuzluk.

Mobil cihazlara yapışık hale gelinmesi ile sağlıklı iletişimin aile ve sosyal ilişkilerin zedelemesi. Boşa harcanan zaman. Siber zorbalık, taciz, tahrik, tehdit içerikli mesajlar. Kişisel verilerin çalınması, dolandırıcılık, yalnızlık hissi, özgüven eksikliği gibi duygusal ve mental sorunların ortaya çıkması, fiziksel ve ruhsal bunalıma sürüklenme tehlikesi…

Sosyal medyanın zararlarına karşı farkındalık, bilinç tam anlamıyla oluşmadığı için insanlar sosyal medyayı yoğun bir şekilde kullanmaya devam ediyor. Sosyal medya ve dijital mecraların sıradan bir yer olmadığının artık farkına varmamız gerekiyor. Hayatımızı kolaylaştıran, kimine göre anlamlandıran yönleri bizi yanıltmasın.

Dijital mecralar, sosyal medya platformları sömürgeci, işgalci kapitalist sistemi desteklemede önemli rol oynuyor. Bu mecralar ABD ve İsrail gibi güçlerin hegemonyası altında. Bu gerçeği en son İsrail’in saçtığı vahşeti ve Filistin üzerinde uyguladığı soykırımı sansürlerken gördük. İsrail, Filistinlilerin yaşadığı soykırımı perdelemeye yönelik çalışmalar yürütüyor. Gerçekleri gün yüzüne çıkaran bireysel, kurumsal hesapları askıya aldırıyor…

İsrailli albayın sızan ses kaydındaki itirafını hatırlayalım: Amazon, Google ve Microsoft İsrail’e Gazze’de yardım ediyor. İsrail Amazon’un bulut hizmetinde Gazze nüfusunun gözetim bilgilerini depoluyor. Google ve Microsoft yapay zekâ desteği veriyor. Bugün İsrail’in, Filistin’e yaptığı zulümden bize ne deme şansımız yok. Sıranın adım adım Türkiye’ye geleceğinden hiç şüpheniz olmasın.

Siber savaşlar, katalog suçları dâhil birçok tehlike barındıran dijital mecralar, sosyal medya platformları bir yandan iletişim, eğlence, propaganda, reklam, tanıtım ve PR aracı olarak hayatımızın bir parçasına dönüşürken diğer yandan algı, bilinçaltı oluşturma, kitleleri manipüle ederek yanlış yönlendirme görevini üstleniyor.

Türkiye’de ınsdagrama uygulanan erişim yasağı tartışılıyor. Siber savaşlara sosyal medya platformları, dijital mecralar aracılık ediyor. Sosyal medyada bireysel, toplumsal, kurumsal, ülkeler arası savaşlar veriliyor. Oysa esas tartışılması gereken her gün yaşanan bu savaşlar karşısında alınması lazım gelen önlemler, saldırı ve savunma güvenliği olmalı.

Sığ bir anlayışla bakarsak Türkiye’nin ınstagrama erişim engeli getirmesini özgürlükleri kısıtlayıcı, anlamsız ve yersiz bulabiliriz. İşin arka planı irdelendiğinde Türkiye’nin kendini her yönüyle korumaya hakkı olduğunu çok rahat anlayabiliriz. Türkiye tek gerçeğimiz, tutunacak tek dalımız ve unutmayalım ki sosyal medya yalan üzerine inşa edilen bir illüzyondan ibaret…