Bir küfür terminolojisinden geriye kalan enkaz

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener parti içi performansıyla göz dolduruyor, hepimiz izliyoruz.

Bazılarınız şaşırıyor olabilir. Bunun sebebi Akşener’in müktesebatını unutmaktan kaynaklı.

Meral Akşener bugüne dek içinde ya da yanında yer aldığı tüm siyasi oluşumlara zarar verdi. DYP, AK Parti, MHP ve son olarak da Altılı Masa.

Altılı Masa’yı devirerek en büyük kazığı iki yıl süreyle iktidar hayalleri kurdukları Kemal Kılıçdaroğlu’na attı.

Simbiyotik yaşam formuna dönüşen Millet İttifakı’ndan kopunca da evlatlarını yemeye başladı.

Son olarak Ümit Dikbayır’ın anlattıkları, İyi Parti’nin çivisinin çıktığını ortaya koydu.

Akıl almaz iddialar var, herkes izliyor, dinliyor, tekrara gerek yok. Dikbayır’ın sadece Meral Hanım'ın oğlu Fatih Akşener ve Özel kalem Müdiresi ile ilgili anlattıkları bile, partinin artık çürüyüp tabiata karışma vaktinin geldiğini ortaya koyuyor.

LİSTESİ KABARIK BİR SİYASİ GEÇMİŞ

Gelinen son durumu iyi anlayabilmek için Meral Akşener’in siyasi sergüzeştine bir göz atmak gerek.

Ona mercek tutma ihtiyacı 2015 yılından itibaren MHP içinde yaşanan olaylarla birlikte ortaya çıktı.

Her şey MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 18 Eylül 2015 tarihinde, 1 Kasım 2015 milletvekili seçimleri için partisinin aday listesini açıklamasıyla başladı.

Listede MHP’nin önde gelen isimlerinden, Meclis Başkanlığı görevini de yürütmekte olan Meral Akşener yoktu.

Devlet Bahçeli’ye aday listesinin açıklanmasından sonra, bir gün bunun sebebini sordular. Bahçeli, “Hanımefendiyi biraz dinlendireceğiz” cevabını verdi.

Bilirsiniz, pek çok kişiye göre Bahçeli, Devlet’tir aslında. Bunun ne anlama geldiğini bana sormayın. Bu yüzden “Var bu işin içinde bir iş, çıkar kokusu yakında” diye düşündüm haliyle.

Meral Akşener boş oturmayacaktı kuşkusuz. Kıpır kıpırdı.

GİDECEĞİ YER KALMAMIŞTI, MHP’Yİ ELE GEÇİRECEKTİ

Eskisi gibi bulunduğu yeri terk etmeyecekti bu kez.

Çarpışacak ve MHP’yi ele geçirecekti.

Çünkü artık gideceği yer kalmamıştı CHP’den başka.

Kendisini İçişleri Bakanlığı'na atayan DYP’yi ve Genel Başkanı Tansu Çiller’i ilk bırakan oydu.

Bunu yaptıktan sonra verdiği röportajlarda, Çiller’in kendisini kullandığını, parti içi muhalefeti kontrol ettirdiğini ve arkadaşlarının ona “tetikçi” adını taktığını söyledi ve daha da ileriye giderek Çiller’e “Yalancı” dedi.

Ama Sözcü Gazetesi'nin haberine göre, MHP lideri Akşener’i 1 Kasım 2015 seçimlerinde liste dışı bırakınca yalancı dediği eski liderinden HİMMET DİLENEREK ondan Bahçeli’yi ikna etmesini istedi. Çiller ise netti:

“Meral Akşener’e destek vermem söz konusu bile olamaz. Beni bu işlere karıştırmasa çok iyi olur.”

Meral Akşener’i DYP’den sonra AK Parti kurucuları arasında gördük. Baktı ki orada kendisine ekmek yok, ufaktan sıvıştı. Sonra birlikte yola çıktığı arkadaşları Erdoğan ve Gül için neler söylediğini biliyoruz.

Akşener’de vefa duygusu yok.

DİLİNİN KEMİĞİ DE YOK AMA HEP MAĞDUR

Herkese her şeyi söyleyip, kendisine tek bir laf edildiğinde kıyameti koparıyor, siyasetçi kimliğini hemen bir kenara atarak, bir “Hanımefendi, kadın, anne, anneanne ve eş” olduğunu hatırlatıyor. Ama yeri geliyor, “Ben hepinizden fazla erkeğim” demekten çekinmiyor, ağzına geleni söyleyebiliyor bitirimler gibi.

İstediği kimlik elinin altında anlayacağınız.

Ve o hep mağdur.

MHP’den Ümit Özdağ, Koray Aydın, Yusuf Halaçoğlu ve Sinan Oğan gibi isimlerle kopup, tantanalı bir olağanüstü kurultayla partiyi ele geçirmeye kalkıştığında da evvelinde büyük saygı duyduğu Devlet Bahçeli’ye ağzına geleni söylemekten kaçınmamıştı.

Misal, Bahçeli’ye ait olmayan bir laf üzerinden yola çıkarak, “Bahçeli bana Fosforlu Cevriye dedi. Yani 'f....e' demek istedi” iddiasında bulundu ve ardından şu cümleler dudaklarından döküldü:

“Kereste gibi yaşam formları, erkek demeye utanıyorum, iğrenç suratlılar…”

AKŞENER’İN KÜFÜR PERFORMANSLARI

Bu hakaretleri Cumhur İttifakı kurulduktan sonra da devam etti. Yaptığı ayıptan öteydi, provokatifti, terbiye dışıydı. Artık İyi Parti Genel Başkanı olarak çıktığı Meclis Kürsüsü onun Bahçeli’ye yönelik hakaret dolu sözleriyle inliyordu:

“Erkeklikten, adamlıktan uzak”, “Eylemsiz doçent”, “Saray yancısı”, “Erdoğan ile Bahçeli arasında efendi-köle ilişkisi var”, “Ben adama pabuç bırakmam”, “Adamın alnını karışlarım”, “Fındık fıstık yiyip saray yancılığı yapıyor...”

MHP lideri Bahçeli sonunda dayanamadı ve bir açıklama yaptı:

İP’in başkanı projedir, figürandır, kripto damarın ta kendisidir. MHP’nin içindeyken gizli amaçlarını özenle saklayarak uygun zaman ve zemin kollamış, bu esnada da şahsıma ve dava arkadaşlarıma abartılı da olsa nice övgüler yağdırmıştır. Bugün ise terbiyesizce sövmektedir.” 

Sonraki yıllarda Akşener’in küfür performansları dozunu artırarak devam etti. Bir “kadın” olarak ağzından çıkan tonlamalı “Yavvşşak”  sözüyle milyonlar dehşete düştü.

Akşener’in bir yalanı daha vardı. Devlet Bahçeli’nin, nikâh şahitliğini yaptığı oğlundan olan dokuz aylık torununa “nesebi gayri sahih” dediğini ileri sürdü. Oysa 2019’daki bir konuşmasında, bu çirkin sözü Bahçeli'nin değil, MHP ile ilintili birtakım kişilerin söylediğini anlatmıştı. Dahası işin aslı MHP’yi ele geçirme kongrelerine dayanıyordu. MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan MHP’yi ele geçirme fikrinin arkasındaki örgütün FETÖ olduğunu ifade ederek, “Partimiz nesebi gayri sahih birtakım sözde karakterlerin küçük akıllarına oyuncak olmayacak kadar büyüktür. Bu tezgâhlara Türk milliyetçileri itibar etmeyecektir” demişti. Akşener ve ekibi bunun üzerine de “Bize p.. dedi” diye yaygara koparmıştı. Açtıkları dava 29 Kasım 2016 tarihindeki kararla reddedilmişti.

AKŞENER VE EKİBİNE YOL AÇAN HÂKİM FETÖ’DEN CEZAEVİNDE

Sonra 543 imza toplayarak olağanüstü kurultaya gitme atılımı yaptı.

Süreç uzun anlatmayayım. Sadece başaramadı ve İyi Parti’yi kurdu.

Hukuksal süreçte Meral Akşener ve ekibi lehine karar veren hâkimle ilgili bir bilgiyi paylaşayım, bununla kalsın.

15 Temmuz öncesi MHP’yi ele geçirmek isteyen Meral Akşener ve ekibine yol açan hâkimin adı Burhan Yaz’dı. Hani şu eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’a kumpas kuran FETÖ’cü savcı Ferhat Sarıkaya’yı hatırlarsanız. İtiraflarında, “Bana çalışmadığım süre içinde Hâkim Burhan Yaz para getiriyordu örgüt adına” demişti. İşte o Burhan Yaz daha sonra FETÖ sanığı olarak cezaevine girdi. Aradan 15 Temmuz ve bir dört yıl hapis yattı.

Damarın geldiği yere bakacaksınız.

Onu Çiller’e tavsiye eden şahsa bir de.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a FETÖ’cülere Haşhaşi dediği için sert sözlerle yüklenen, FETÖ’cü polislerin görevden alınması üzerine tehditler yağdıran, “Cemaatçi olsaydım gururla söylerdim” diyen Akşener için kelimeler kifayetsiz.

Nasıl derler bilemiyorum.

“Ya huyundan ya da suyundan” diye hani, işte öyle bir şey…