Bir yatay geçiş hikâyesi… Bir kiloluk baklava kutusuna kaç ATA ALTINI sığar?

Halk arasında Cumhuriyet Ata diye adlandırılır ATA ALTINI malum.

Herkesin ulaşabileceği bilgiye göre 22 mm çapında, 22 ayar ve 7,216 gram ağırlığına sahip.

Dünkü fiyatı ise 20 bin 483 lira…

Şimdi başlıktaki soru:

Bir kiloluk baklava kutusuna kaç Ata altını sığar?

Cevabı basit. Bir kilonun karşılığı olan 1000 gramı bir Ata Altını’nın ağırlığı olan 7,216 grama bölerseniz, çıkacak sayı o kadardır. Bizim hesabımıza göre 139 Ata Altını…

Ancak gelgelelim size anlatacağım olayda bir kiloluk baklava kutusuna 150 ATA ALTINI konuyor.

Neden 150 Ata Altını olduğunun bir sebebi var tabii.

Öyle gerekli çünkü.

Bunun ağırlığı da kutunun darası çıkarıldıktan sonra 1080 gram ediyor. Biraz şişmanca bir kutu oluyor anlayacağınız.

Günümüz fiyatlarıyla karşılığı ise 3 milyon 72 bin 450 lira…

Geçen gün yıllarca İstanbul Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmış bir eski dostum aradı beni. “Sana bir olay anlatacağım” dedi.

Anlat dedim:

“Henüz dijital olmadığımız dönemlerdeydi. O malum 90’lı yılların başında yani. Her üniversitede yatay geçiş komisyonları vardı. O komisyonlar yurtdışındaki üniversitelerden başvuranların yeterlilik durumlarını değerlendirir, sonra onay verdiklerini de Ankara’ya; YÖK’e iletirlerdi. YÖK de dediğim gibi dijital çağda olmadığımızdan yazılı belgeler üzerinden bakar, araştırmadan onay verirdi. Ben o sıralarda henüz üniversitede taze öğretim üyesiyim. O sıralarda, Kapalıçarşı’da bir esnaf dostum bana oğlunun Kıbrıs’taki bir üniversiteden İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş yapmak istediğini belirterek yardım istedi benden. Hangi fakülte olduğunu söylemiyorum. Tabii bunun mümkün olamayacağını, çünkü o üniversitenin henüz YÖK tarafından denkliğinin tanınmadığını, çocuğun tüm kriterleri uygun olsa bile sırf bu yüzden geçiş yapamayacağını söyledim. Bana kırıldı biliyorum ama elimden bir şey gelmiyordu ne yazık ki…”

Arkadaşım, kırgınlık yaşadığı ve bu yüzden epey görüşemediği, Kapalıçarşı esnafı olan dostuyla bir yıl sonra yeniden karşılaşmış. Çocuğunun durumunu sormuş. Adam gülerek “Öğrenimine sizin üniversitede devam ediyor” demiş. Arkadaşım şaşkınlıkla “Nasıl olur, hâlâ oğlunun okulu denk değil, bir yanlışlık yapılmasın” diyecek olmuş. Esnaf arkadaşı kolunu tutmuş ve etrafta kimse de olmamasına rağmen kulağına eğilmiş:

“Dostum, sen bir kilo baklava kutusuna kaç adet Ata Altını sığıyor biliyor musun?”

“Bilmiyorum”

“Ben söyleyeyim, biraz sıkıştırarak da olsa 150 adet.”

“Ee, ne olmuş?”

“Safsın işte sen. Yatay geçişin ederi bu, anlamıyor musun?”

Tabii bu son cümle, sözün bittiği yer olmuş.

Detayları da daha sonra almış arkadaşından. İlişki nasıl kuruluyor, hangi aracılarla gidiliyor, içi 150 Ata Altını ile doldurulmuş o baklava kutusu kime teslim ediliyor; hepsini…

Bu Network’ü size açıklayamayacağım. Ama siz biliyorsunuz işte, zorlamayın beni. Bazıları yaşıyor, bazıları yarı ölü. Ama “diploma” verdikleri o “Altın çocuklar” aramızdalar ve hayatlarımızı etkiliyorlar ne yazık ki…

BU BİR HIRSIZLIK; BAŞKA ÖĞRENCİLERİN İSTİKBÂLİNİ ÇALMAK

Ne güzel!

Sen, ben, benim oğlum, senin kızın deliler gibi çalışıp kafa patlatsın, ter döksün, sınavı kazanabilmek ve istediği fakülteye girebilmek için gecesini gündüzüne katsın, ama sen babanın parasıyla Kıbrıs’a git, orada pıtrak gibi açılmış bir paralı üniversiteye kapağı at, sonra yine babanın parasıyla bir baklava kutusu yaptırıp gereken yerlere ilet ve Türkiye’de istediğin okula YATAY GEÇİŞ yap.

Yağma Hasan’ın böreği bu belli ki…

Yazık değil mi bu hakkı yenen çocuklara. Sana, bana, bizim çocuklarımıza.

Bunun adı HIRSIZLIK değil mi?

Hakları yenen çocukların istikbalini çalmak hırsızlık değil de nedir?

Bu şekilde yasa dışı yatay geçiş ile alınan diplomalar hırsızlık malı sayılmaz mı?

BU KOŞULLARI GEÇMEK HER BABAYİĞİDİN HARCI DEĞİL

Arkadaşıma denklik olduğu takdirde yeterlilik için hangi kriterlere bakıldığını da sordum.

Bunları da özet olarak bana iletti:

1-Eşit giriş notuna sahip olan adaylar arasında önceliğin belirlenmesinde mezuniyet tarihi yeni olan aday, eşitliğin devam etmesi halinde ise başvuru tarihi önce olan aday tercih edilir.
2-Eşit giriş notuna sahip olan adaylar arasında önceliğin belirlenmesinde; sırasıyla, ALES veya eşdeğeri sınav notu ve lisans dersleri not ortalaması yüksek olanlar tercih edilir.
3-Adaylar aldıkları notlara göre, en yüksek nottan başlamak üzere sıralanır ve kontenjan dâhilinde programlara kabul edilir.

4-Eşit giriş notuna sahip olan adaylar arasında önceliğin belirlenmesinde; sırasıyla, mezuniyet not ortalaması ve yabancı dil notu yüksek olanlar tercih edilir.
5-Yine eşitlik olması durumunda üniversite giriş sınavı sonucu, sonrasında sırasıyla lise mezuniyet notuna bakılır.

6-Eşitliğin devam etmesi durumunda doğum tarihinde küçük olan tercih edilir.

7-Olmadı, hâlâ eşitlik devam ediyorsa isminin ilk harfi a'dan z'ye doğru sıralanarak öncelik belirlenir.

8-Bu kriterde de eşitlik varsa aynı yöntem soy isimde de uygulanır.

Peki yukarıdaki koşullar uygulansa, o altın değerindeki kutu kutu baklavanın sahipleri ve onların tembel teneke veledlerinin yeri neresi olurdu sizce?

Bir insan yedisinde neyse 70’inde de o derler ya.

Hiç şaşırtmıyorlar biliyor musunuz?