Biraz daha sevgi
Hepimiz (nöbette ve görevde olanlarımızı saygı duyarak sabır dileyerek hariç tutuyorum) en azından biraz stres atma fırsatı bulduk diye düşünürken bayram boyunca da yine kavga, itiş kakış ve nefrete ara veremedik. Elinde klavyesini satır gibi sağa sola sallayanlar, her fırsatta nefret kusanlar yine sakinlik isteyen, artık akıl ve bu ülkede huzur isteyenleri bunalttılar.
Artık millet kavgalı tartışmalardan bıktığından yavaş yavaş sadece akıl ve bilginin olduğu yere kayıyor. Biz de bu nedenle siz değerli izleyicilerimize okuyucularımıza tv100’de Salı gecesi programımızda sadece bilgi üzerine kurulu programlar yapıyoruz. Program bittiğinde size bir şeyler verebilirsek ne mutlu bize.
Biz iyi insanlarızdır; kötülüğün bizi alıp götürmesine izin vermeyelim. İyilik ve akıl bizim bu bayramla yeni rotamız olsun.
Sevgili Şeref Oğuz’un bir tespitini hep saklarım. Der ki;
‘’Yıllardır AR-GE'ye milyarlarca dolar para akıtan bizlerin, arzulanan başarıya neden ulaşamadığımızı sorguluyorum. Yasa sorunu vardı, çözdük, kaynak sorunu vardı, hallettik, teşvik sorunu vardı ziyadesiyle verdik.
Peki, neden AR'aştırdığımız kadar GE'liştiremiyoruz? Kaçımız bu açmazın farkında bilmiyorum ancak emin olduğum şudur ki kaynak değil, idrak sorunumuz vardır.
Müthiş tespit
Farklı olandan KORKU, bize benzemeyenden NEFRET, rakiple düello yerine PUSU, akıl yerine KURNAZLIK, sabır yerine TELÂŞ, merak yerine BİAT, bilgi yerine KANAAT ve özgün yerine TAKLİT...’’
Bunlarla günlük hayatımızda sık karşılaşıyoruz. Ama bunları aşmak gerekiyor. Düello yerine pusu, bilgi yerine kanaat, özgün olmak yerine taklit. Bunların prim yapmasının önüne geçmek lazım.
Ve en önemlisi de farklı olandan korku, bize benzemeyenden nefret bölümünün...
Birbirimize katlanarak büyüdüğümüz, farklılıklarına rağmen herkesin elele vererek yükseldiği güçlendiği bir Türkiye için.
Bakın, etrafımız nasıl kaynıyor ve ne oyunlar oynanıyor. Değer mi birbirimizi yıpratmaya.
Biraz daha sevgi biraz daha anlayış...