Biz seni çoktan unuttuk Bülent bey, boşuna “şey” yapma!
Hani var ya Sezen Aksu’nun şarkısı “Sen de benim hatalarımdan birisin, senin için harcanan zamana yazık” diye nakaratı olan.
Hata!
İşte Türkiye siyaseti, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti için Bülent bey tam da o…
Türk siyasetindeki yeri artık bir HİÇ mesabesinde. Unutuldu gitti. Ama kendini hatırlatmak için akla gelmeyecek kadar çirkin bir dil kullanarak Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanı Mehmet Uçum’dan başlayıp, bana, Melih Altınok’a ve Kurtuluş Tayiz’e sataşmış.
Ekopolitik Düşünce Merkezi adlı bir kuruluşun 11 Ocak tarihinde “Demokrasiyi Yaşatmak ve Güçlendirmek” konulu panelde konuşan Bülent Arınç bahse konu kişi.
Şöyle başlıyor hadise.
ÇİRKİN VE SEVİYESİZ BİR ÜSLUP
Arınç’ın panelde sarfettiği aşağıdaki sözleri Serbestiyet adlı internet sitesi spota çıkarmış ve kastedilen kişinin Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanı Mehmet Uçum olduğunu yazmış.
“Adam geçmişte Marksist; komünist partisi ile ilişkisi var. Onların avukatlığını yapmış vesaire… Ama şimdi bakıyoruz devletten daha fazla devletçi, faşistten daha fazla faşist… Sen kimin yarisin yavrum, her yanın oynak? Nasıl döndün sen, nasıl fırıldak oldun böyle?”
Doğru.
Kastettiği, çirkin ve seviyesiz ifadelerle hakaret ettiği kişi alenen Mehmet Uçum.
Laflara bak.
Oynak.
Fırıldak.
Faşist.
Nasıl döndün?
Kimin yârisin yavrum.
Ayıptır, ayıp…
Ama şaşırmıyorum tabii. Sonuçta bir muhabirin sorusuna “Şeyini şey ettiğimin şeyinden” diye yanıt veren birinden bahsediyoruz.
HIRSININ SEBEBİ MEHMET UÇUM’UN BAHÇELİ’NİN ÖCALAN ÇAĞRISINI DESTEKLEMESİ
Evet, Mehmet Uçum geçmişte TKP ile ilişkiliydi. Aynı zamanda Avukat ve TKP davalarına da girmişliği var. Bugün, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın güvendiği, vatansever ve sağlam duruşlu bir isim. Aynı zamanda yeni Anayasa çalışmalarını ve PKK Elebaşı Abdullah Öcalan’a yönelik MHP Lideri Bahçeli’nin çağrısını da destekliyor.
Bülent Arınç konuşmasında o zehirli diliyle Mehmet Uçum’a hakaret etmekle kalmıyor, Cumhur İttifakı ortağı MHP’ye ve lideri Devlet Bahçeli’ye faşist imasında bulunuyor.
Sonra da İmralı’ya giden DEM heyetine topal ördek benzetmesi yaparak “Sen neyi temsil ediyorsun?” diye soruyor ve belli ki kötü niyetle sürecin bizzat MHP tarafından yürütülmesi teklifinde bulunuyor cin olup şeytan çarparak.
PİŞKİN BİR ‘U’ DÖNÜŞÜ; KONUŞMASINDA UÇUM’UN ‘U’SU BİLE YOKMUŞ
Bülent Arınç gelen tepkiler ve çekilen ayar üzerine geri adım atma ihtiyacı duymuş olmalı ki X hesabından, muhtemelen bir dönem daha AK Parti’den milletvekili olmayı kafasına koyan oğlunun da tazyikiyle bir açıklama yapmak zorunda kalmış. Konuşmasında Mehmet Uçum’un ‘U’ sunun bile olmadığını söylüyor gayet pişkin biçimde ve U dönüşü yaparak:
“Konuşmamdaki ‘Marksist’ ve ‘daha sonra bir dönüşüm geçirdi’ vs. gibi söylemlerim, Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından birisiyle ilintili görülerek onun ismiyle televizyonlarda tartışıldığını gördüm. (Burada kastettiği kişinin eski komünist ve avukat olduğunu söyleyerek hedef gösterdiğini saklıyor) Benim konuşmamda ‘U’ harfinden bile bahsetmediğime göre bunun ‘Uçum’ olarak anlaşılmasını eksik ve yanlış bulurum. Konuşmayı dinler veya takip ederseniz ben, bir çözülmeden, savrulmadan bahsediyorum. Fakat tüm bu ifadeleri bir kenara bırakarak Sayın Uçum’un ismiyle özdeşleşmiş bir polemik ortaya çıkarmak gayretkeşliktir.”
FUATLAR, MELİHLER, KURTULUŞLAR…
Şaka değil, gerçek.
Bülent Arınç X’teki açıklamasında durmuyor ve bu kez de sözlerinin arasına benim, Melih Altınok ve Kurtuluş Tayiz’in adını koyarak tam anlamıyla sıvıyor:
“Bunu bir kişinin şahsı ile lütfen bağdaştırmayın ve ona bühtanda bulunmayın. Ben size söylüyorum; doğudan batıya kadar NEDEN AHMETLER, NEDEN FUATLAR, NEDEN KURTULUŞLAR, NEDEN MELİHLER VE DAHA NİCELERİ AKLINIZA GELMİYOR da bunu tek bir kişinin şahsına endeksli hale getiriyorsunuz?”
Kimi internet siteleri Arınç’ın bu sözlerinden yola çıkarak benim, Kurtuluş Tayiz’in ve Melih Altınok’un fotoğraflarını koyup “Arınç’ın açıklamasındaki isimlerin, eski Marksist gazeteciler Fuat Uğur, Kurtuluş Tayiz ve Melih Altınok olduğu tahmin ediliyor” diye yazmışlar.
BİTMEYEN KARIN AĞRISI VE NEFRETİNİN KÖKENLERİ
Gülebilirsiniz isterseniz ama Bülent Arınç’ın bizlere karşı bitmeyen karın ağrısından, takıntısından, nefretinden, bir türlü istediği gibi “İntikam alamamışlığı”ndan kaynaklı öfkesi hiç de sağlıklı değil.
Kısacası unutamıyor bizi.
Mehmet Uçum’u kastetmediğini söylüyor ama peşinden bizlerin isimlerini zikrederek “Neden onların isimleri aklınıza gelmiyor da sadece Mehmet Uçum’u aklınıza getiriyorsunuz” diyerek kendince bir eksikliği” tamamlıyor.
Dediğine göre Türkiye demokrasisinin bugünkü hali (Neymiş o hal bilemiyorum) biz eski Marksistlerin AK Parti ve Tayyip Erdoğan’a yönelik “savrulması” ndan kaynaklıymış. Beni benden aldı bu izahat.
“ILIMLI-İSLAMCI” FORMATI ATILMIŞ BATI’NIN YENİÇERİLERİ
Takıntısı ve karın ağrısının sebebini biliyoruz ve kendisinin Türkiye Cumhuriyeti devletinde, hak edip hak etmediği ayrıca tartışma konusu ama Cumhurbaşkanı Yardımcılığı dâhil çok üst mevkilere gelmiş biri olmasına rağmen bugünkü gözden düşmüşlüğünün sebebini bize bağladığını anlıyoruz.
Tahmin ediyorum, gerek Cemil Meriç’in deyimiyle Batı’nın Yeniçerisi gibi davranan Türkiye entelijansiyasıyla al takke ver külah olan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan ekipleri, gerekse kendisinin içinde bulunduğu “Ilımlı-İslâmcı” tayfanın tasfiyesi mücadelesinde yazar olarak görevimizi yapmamızdan dolayı bize düşman.
KİMİN YANINDA, KİMİN KARŞISINDA…
Ben kendi adıma konuşayım, tarihin doğru tarafında yer alarak sosyalist ve antiemperyalist olmamdan da kaynaklı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın durduğu yeri hep destekledim. Onun Batı dayatmaları karşısında dik ve bağımsızlıkçı duruşunun yanında yer aldım. Ama öte yandan Bülent Arınç, Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan gibi isimlerin Batı karşısındaki teslimiyetçi, gevşek tutumlarını da kıyasıya eleştirdim.
Bunu Gezi kalkışmasında gördük en açık ve seçik olarak.
“Mesajı aldık” demeler, “Özeleştirimizi yapıyoruz, kendimizi hesaba çekiyoruz” lafları…
FETÖ’cüler tutuklandığında “Beni kızdırmasınlar cübbemi giyeceğim” atarlanmaları…
Geri kabul anlaşmalarını imzalamak için gösterdikleri gayretler…
BİR TÜRLÜ ERDOĞAN’I TASFİYE EDEMEDİLER
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devre dışı bırakarak AK Parti’yi ele geçirme çalışmaları.
Savrulma mı?
Kendilerine dönüp, aynaya bakıp görsünler kimler olduğunu savrulanların.
Başta Bülent Arınç.
Oysa Erdoğan “Yol arkadaşlarım” dediği bu isimlere sonuna kadar fırsat tanımıştı. Hatta onları, tüm kifayetsizliklerine rağmen Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Başbakan yapacak kadar.
İstikbali başka odaklarda aradılar. Herkes biliyor.
Bugün Türkiye dünya siyaset sahnesinde müstesna bir yerdeyse ve küresel bir aktör haline geldiyse, bölgede ondan habersiz kuş bile uçamıyorsa bu Tayyip Erdoğan ve göreve devam ettiği ekibi sayesinde. Bu süreçte iyi ki yanında Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Bülent Arınçgiller yoktu.
Kısaca…
Biz seni çoktan unuttuk Bülent bey… Hatırlatmaların nafile, boşuna “şey” yapma!