Bu düğümü kim çözer?
Türkiye seçim sath-ı mailine girdi. Yerel seçimlere kaldı 18 gün. İl ve ilçe belediye başkan adayları sahalarda, seçimin öncesi ve sonrasının muhakemesi hak getire, gün bu gündür hesabıyla bütün tuşlara aynı anda basılıyor. Seçim kampanyalarının birçoğu reklam ajanslarının para kazanma mantığı ile ilerliyor ve adaylara katkıdan çok tepkiyi artırıyor.
Meclis üyeleri listeleri belirlendi. Burada da farklı dengelerin gözetildiğini görüyoruz. Seçmeni olduğum İstanbul 1. bölgeden bir örnek vereyim. 2019 yılında 3. sıradan AK Parti Üsküdar İBB Meclis Üyesi olan ve iki yıl önce AK Parti’den istifa eden Amine Cansu Çelik bu dönem CHP Üsküdar 1. sıradan meclis üyesi adayı yapıldı. Üsküdar meclis toplantısında CHP grubunu karıştıran bu konu siyasette genel çürümenin sadece küçük bir yansıması.
CHP’ye emek vermiş, oy potansiyeli bulunan, tabanda karşılığı olan onca insan dururken Amine Cansu Çelik’i liste başı yaptıran sebepler çıkarlar, pazarlıklar üzerine kurulu bir siyasi düzeni gözler önüne seren sadece küçük bir örnek. Siyasi etikten, ciddiyetten, tutarlılıktan, samimiyetten, dürüstlükten, güvenden, şeffaflıktan yoksun bir ortam fakat herkes seçim kazanmak istiyor...
Siyaset toplumu uyutacağını, istediğine inandırabileceğini ve peşinden sürükleyeceğini sanan, yalanları gerçekmiş gibi sunma kurnazlığı ve kuralsızlığı içinde şekil alan bir gösteri, bir illüzyondan ibaret. Nereye kadar?
Biliyoruz ki siyasetin kaynağı fikir ve şuurdur. Harici fitne ve fiyaskodur. Bir şeyin aslı tahrif edilir, mahiyetine muhakeme edilmezse suistimale açık hale gelir. Siyasetin bu yönüyle tahribata uğradığı alenen ortadadır. Gerçekleri çarpıtan, motivasyonunu para ve çıkar oluşturan, kafaları karışık nominalist siyasi anlayışın Türkiye’nin huzur ve güvenliğini tesis etmesi elbette ki zor.
Dünyada ve ülkemizde amaca giden her yolu meşru ve mubah sayan siyaset anlayışının değerleri nasıl erozyona uğrattığını, nasıl tükettiğini görüyoruz. Gazze’de yaşanan soykırım, vahşet, açlık, sefalet bunun en açık delilidir.
Siyasette mesele seçim kazanmak, koltuk, makam, mevki kapmak, kişisel çıkarlara hizmet etme meşguliyeti değil büyük sorumluluklar gerektiren sosyal ve ahlaki bir mesuliyettir. Türk siyasi tarihi, zaaflarına yenik düşen, bilerek yanlışa alet olan, bu yanlışların sonucunda milleti ve devleti zor duruma düşüren adına da siyasetçi denen aktörlerle doludur. Bugün hepsi unutuldu ve hiçbiri hayırla yâd edilmiyor.
Çıkarlarını milletin ve ülkesinin üstünde görenler kendi sonunu hazırlamakla meşgul olduklarını bilmelidirler. Hata ve sapmaların içinde kaybolup kısır döngü halinde ilerlemek beyhude bir çırpınıştır. Siyasette hayat gibi önce imtihan eder, sonra ders verir.
Haşr Suresinin 2. ayetinde “Ey akıl sahipleri! Düşünün de bundan ibret alın!” hükmü yer alır. Bu hüküm akıl ve fikir sahibi insanlara hitap etmektedir. Bu hükme rağmen ibret almayan, yaşananlardan ders çıkarmayan, olayların peşinden sürüklenen akıl sahipleri bir süre sonra dayatmalara boyun eğen, şartlara razı gelen konuma gelir.
Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü geride bıraktık. Slogan atarak, kuru hamasetle, etnik ve mezhepsel yönlendirmelerle, kin ve husumetle bir yere varılmayacağının hepimiz farkındayız. Çağın değişim dinamiklerini hesaba katarak, siyasetin millete ve devlete şahsiyet kazandıran şekilde ruh köklerinden ayrılmadan yeniden inşa edilmesi ve bu yönüyle hukuki çerçeveyi düzenlemesi lazım gelmektedir.
Bakıyoruz terör işbirlikçileriyle, ittifak, kent uzlaşısı adı altında anlaşmalar yapılmaya devam ediliyor, milletin parası ile siyasi kampanyalar düzenleyenler, siyasi geleceğine yatırım yapanlar geçmişte yaşananlardan hiçbir ders çıkarmamış. Türkiye siyasetini kilitleyen, kör düğüm haline getiren terör faktörüne dokunulmazlık zırhı giydirilip, terörün hedeflerini adım adım hayata geçirme çalışmaları sürüyor.
Doğruyu görüp yanlıştan dönmek şuur sahibi insanların marifetidir. Bu kilidi, bu kör düğümü milletin feraseti elbet çözecektir. Adaletten, ahlaktan, samimiyetten, birlik ve kardeşlikten ayrılıp ihanet ve inkârcılık akımına kapılanlar asla başarıya ulaşamayacaklardır.