Bu parti ikisinden birine fazla
Yerel seçim yaklaştıkça, CHP’de ortalık iyice karışmış vaziyette. Aslında seçmenin kafası karışınca, partinin içi de karıştı.
Önce ki gün CHP Grup Başkanvekili ve Afyonkarahisar Belediye Başkan adayı Burcu Köksal, kürsüde, “Seçilirsem belediyeyi DEM’liler ile yönetmeyeceğim” dedi.
Peşinden de Özgür Özel açıklama yaptı ve “Burcu Başkan’ımızın dili sürçmüş” dedi. Dedi ama kriz bundan sonra başladı. Burcu Köksal da bu sefer, “Dilim sürçmedi, söylediklerimin arkasındayım” diyerek Genel Başkanı’nı yalanladı.
Dün ise İmamoğlu, Burcu Köksal’ı kast ederek, “Kendine ya başka iş bulsun ya başka parti bulsun” dedi.
İmamoğlu bu duruşuyla, genel başkanı olmasa da CHP’nin lideri benim mesajını verdi. Özgür Özel bir kez daha karizma kaybı yaşamış oldu.
Tabii bu defa kayıplar karizmayla sınırlı kalmayacak gibi duruyor. Antalya’da Muhittin Böcek’in aday olması sürecinde CHP, DEM ile büyük bir kriz yaşamıştı. Muhittin Böcek’in ismi, zar zor aday olarak açıklandı.
Şimdi ise oy pusulaları bastırıldı. Yani hukuken CHP’nin Burcu Köksal dışında başka bir aday gösterme şansı kalmadı. Burcu Hanım ayrıca bir hukukçu ve muhtemelen bu süreci çok iyi bildiği için Özgür Özel’in de bulunduğu bir mitingde adeta bir başkaldırı yaptı.
CHP seçmeninde de parti üyelerinde de fena halde kafa karışıklığı var. Özgür Özel, tv100 yayınında, “İttifak yok, protokol yok” dedi. Peşine de “Kent uzlaşısı var” dedi.
Duymak isteyen protokol yoku, duymak isteyen kent uzlaşısını duydu. Geriye de CHP’de olan savruk görüntü kaldı.
Daha önce yine bu köşe de yazmıştım. İttifaklar ve samimiyet bir arada olmalı demiştim. CHP, DEM ile yapmış olduğu kent uzlaşısı formülüne ait samimiyetini, daha kendi belediye başkan adaylarına dahi geçirememiş. Üstelik Burcu Köksal CHP Grup Başkanvekili. Yani CHP’nin kurumsal kimliğini de doğrudan temsil ediyor.
Bu konuşmadan sonra AK Parti’ye kazandırmalıyım stratejisi güden DEM seçmeni ne için CHP’ye oy atsın?
Hiçbir kazanım elde etmeden 2019 ve 2023 seçimlerinde destek verdiği CHP’nin, kurumsal kimliğini temsil eden kişilerce ötekileştirilen DEM’liler, göz göre göre İmamoğlu’na niye kazandırsın?
Selahattin Demirtaş’ın “Seni başkan yaptırmayacağız” stratejisi çökmüştür. Bunu anlamayan DEM yöneticileri de DEM seçmeni tarafından cezalandırılmaya mahkûmdur.
DEM seçmeni, kazandıran ya da kaybettiren olmaktan ziyade, esasen kendi adaylarıyla bir iddia ortaya koymalıdır. Varlıklarını kendi özgül ağırlıklarından almalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanı’na karşı, kişisel hırs ve öfke duyanların tarafı olmamalıdırlar. DEM seçmeninin, Sayın Cumhurbaşkanı ve AK Parti’yi desteklemelerinden söz etmiyorum. Ancak Tayyip Erdoğan karşıtlarına da malzeme olmak, DEM’i marjinalize eden, kullanılacak bir siyasi merkezden öteye götürmemektedir.