BURAK TOPU BIRAK!
Kura gerçekten çok kötüydü. Portekiz ve İtalya. Biri Euro 2016 diğeri Euro 2020 şampiyonu. Elenmemiz de çok güçlü ihtimaldi. Nitekim 2-0 geriye de düştük. Aslında sahada ki Portekiz dağınıktı. Ronaldo yaşlılığını belki de ilk kez bu kadar hissettirdi. Bireysel olarak çok yetenekli olan takımımızın , Euro 2008 ruhu yoktu. Bu takımda örneğin sol kenarda Berkan değil de Tuncay Şanlı olsa neler olmazdı ki?
İkinci yarı muazzam bir gol ile farkı bire indirdik. Kritik an ise çok formda Enes’in penaltı kazanmasıydı. Darbeyi aldığı an arkadaşlarına özgüvenle topu dışarı atın dedi. Beklediğimiz an gelmişti. Enes topun başına geçti ama Burak bana bırak dedi.
Maç bittikten sonra milyonlarca kişi belki Burak topu bırak dedi. Çünkü kaderin cilvesidir bu. Enes o penaltıyı alırken gözünde ki kararlılık ve heyecan, gol atmak için vardı. Tabi ki de Burak, maça ortak etti bizi. İlk golü attı. Hatta Letonya’ya karşı 90+9’da penaltıyı atan yine kaptandı. Ama bu penaltıyı sonunda form tutan Enes hak etmişti.
Burak Yılmaz ismine yalnızca bir penaltı üzerinden ağır eleştirmekte haksızlık olur. O gerçek bir efsane. Şarap gibi. Yıllandıkça futboluda güzelleşti. Geçen sene Neymar’lı, Mbappe’li PSG’ye karşı Lille’i şampiyonluğa taşıdı. Paris ekibi, onu durdurmak için Messi’yi bile aldı. Ancak Roberto Baggio nasıl kaçırdıysa kaderin cilvesi bu, Burak da kaçırdı.
Bundan sonrası için unutmamız gereken Stefan Kuntz ve ekibinin bizi buraya getirdiği. Şimdi onlarca futbol profesörü Kuntz’u göndermek için elinden geleni yapacak. Ama ben milli takım teknik ekibinin zaman ilerledikçe çok başarılı işler yapacağına inanıyorum.