Burdur Gölü kuraklık nedeniyle çöle döndü! Barajların su seviyesi yüzde 50 altına kadar düşüş yaşadı
Dünya genelinde yaşanan küresel iklim krizi Burdur Gölü ve çevre havzasındaki gölleri de olumsuz etkilemeye devam ediyor. Kurak ve yağışsız geçen yaz mevsiminin ardından sonbahar mevsiminde de yağış almayan bölgede su seviyesi yüzde 50'nin altına kadar düşüş yaşadı.
Burdur Gölü ve çevre havzasında bulunan göllerde hızla düşen su seviyesi bölgede korku ve endişeye neden oldu. Kurak geçen 2023 yazı ve yine kurak geçen sonbahar mevsiminden sonra yeterli yağışı alamayan Burdur Gölü ve çevre havzasındaki göllerin su seviyesinde yüzde 50'nin altında düşüş yaşandı.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDEN EN ÇOK ETKİLENEN BÖLGELERDEN BİRİSİ
Dünya üzerinde gerçekleşen iklim değişikliğinden en çok etkilenen bölgelerden biri olan Burdur Gölü ve çevre havzasındaki göller günden güne su kaybetmeye devam ediyor. En dolu olduğu 1971 yılından bugüne kadar yaklaşık yüzde 30’unu kaybeden Burdur Gölü’nün yakın havzasında bulunan Yarışlı ve Karataş Gölü adeta çöle dönmüş durumda.
Son yıllarda kış aylarında görülen yağışın yetersiz olması nedeniyle beslenemeyen Yarışlı ve Karataş Gölü ilk bahar aylarında aldığı yağışlarla bir miktar su toplasa da yaz aylarında yaşanan aşırı sıcak havalar ve tarım faaliyetleri nedeniyle topladığı suyu kaybederek tamamen kurudu.
Gölleri besleyen derelerin üzerine kurulan ve tarım faaliyetlerinde kullanılması için yapılan barajlarda da durum pek iç açıcı değil. Yağışsız geçen kış aylarında iyice çekilen 15 barajdan sadece 6 tanesinin doluluk oranı yüzde 50’nin üzerinde.
SALDA GÖLÜ KURAKLIKLA SAVAŞIYOR
İklim değişikliği nedeniyle yaşanan kuraklık dünyaca ünlü Salda Gölü’nü de tehdit ediyor. Dünyanın her yerinden turist akınına uğrayan ve NASA tarafından bile Mars gezegeninde bulunan Jezero Krateri’nde bulunan eski bir göle jeolojik ve mineralojik bakımdan benzeyen dünyadaki tek göl olma potansiyeline sahip göl olarak nitelendirilen Salda Gölü kuraklıkla savaşan göller arasında. Burdur’da bulunan en büyük dört gölün eşel kotlarına bakıldığında Burdur Gölü 837,33 metre, Salda Gölü 1133,80 metre ölçülürken Yarışlı ve Karataş Gölü’nde kotlar sıfır olarak ölçüldü. Barajlara bakıldığında ise Karacaören Barajı 250,50 metre, Yapraklı Barajı 1045, 55 metre, Kozağacı Barajı 1539,50 metre Karaçal Ali Kılcı Barajı ise 942,20 metre olarak ölçüldü.
Burdur Gölü, Karataş Gölü ve Karaçal Barajı’ndaki su seviyelerinde yaşanan azalmalar havadan çekilen dron kamera görüntülerinde kuraklığın boyutunu gün yüzüne çıkardı. Tekne turu faaliyetlerinde kullanılan Burdur Gölü’ndeki iskele suyun 20 metre dışında kalırken balıkçılık faaliyetleri yapılan Karataş Gölü’nde kullanılan balık ağları toprak yüzeyde çürümeye mahkum edilmiş durumda.
BURDUR GÖLÜ HAVZASINDA YAŞANAN KURAKLIK DÜNYA GÜNDEMİNDE
2014 yılında kurulan ve Burdur Gölü havzasında yaşanan kuraklığı dünya gündemine taşımak amacıyla farklı çalışmalar yürüten Ekosistemi Koruma ve Burdur Gölü’ne Hayat Verelim Derneği Başkanı Doktor Süleyman Faki bir önlem alınmazsa yaşanan kuraklık nedeniyle kuruyan bu göllerin ileride insan sağlığına zarar verebileceğini söyledi. Dernek tarafından yapılan çalışmaları anlatan Faki; “Burdur Gölü Burdur’a hayat veren bir sulak alan. Ancak son yıllarda yaşanan kuraklık ve su çekilmeleri nedeniyle Burdur Gölü kötü talihini maalesef henüz yenemedi. Bu konu ile ilgili devletimizin ve bakanlıkların çalışmaları, geçmiş dönemden bugüne kadar yapılan çalıştaylar, acil su eylem planları maalesef gölümüzün hala aynı noktadan daha geriye doğru gitmesine neden oluyor. Çünkü somut verilere bakıldığında bu gölün ve Türkiye’deki diğer göllerinde kurtarılması lazım. Değilse bize hayat veren bu göller maalesef gelecekte hem bizim sağlığımızı tehdit ediyor hem de kuraklığımıza neden olarak gıda ve diğer türlü bir takım ekolojik dengelerimizi maalesef altüst ediyor. Bu yüzden biz Burdur Gölü Ekosistemi Koruma ve Burdur Gölüne Hayat Verelim Derneği olarak bir çalışma başlattık. Daha önce rahmetli Şafak Türkel başkanımızın başkanlığında Burdur Gölü’nün bu kuraklığının kamuoyunda dikkat çekilmesi amacıyla “Göle Su Orucu, Göle Yas Belgeseli” çekimleri gibi faaliyetlerle dünya kamuoyunun da dikkatini çekmek üzere burada bir takım etkinlikler düzenlendi. Bunların faydası görüldü. Daha sonra devletimiz ilk olarak burada Türkiye’deki göllerin kuraklığının giderilmesi amacıyla acil eylem planında ilk olarak Burdur Gölü’nü plana kattı. O dönemlerden bugüne kadar bir takım çalışmalar yapıldı. Ama henüz yeterli olmadı. Tabi bir de buna iklim şartları, kuraklık ve diğer barajların yapılmasından dolayı suların Burdur Gölü’ne gelmeyişi nedeniyle Burdur Gölü artık gerçekten son yıllarda çekilmenin doruğuna ulaşmış noktada. Biz biliyoruz ki son 30 yılda Burdur Gölü kapasitesinin yüzde 30’unu maalesef kaybetti. Burdur Gölü’nde bulunan iskele bile 3-5 sene önce rıhtıma yanaşan teknelere binilmek için kullanılırken bugün çekilme nedeniyle yaklaşık 20 metre suyun dışında kaldı. Tabii gölün kurumasıyla birlikte gölün buharlaşmanın etkisi, çevre şartları, çevredeki ekolojik iklim ve bitki örtüsü, hayvancılık yapılan bölgelerdeki büyükbaş hayvanlara yönelik mısır ve yonca ekimine bağlı olarak bunların su istemesi artı gölün etrafında bir takım sondaj kuyularının açılması Burdur Gölü’ndeki maalesef bu dengeyi bozdu. Bundan sonra artık bu dengenin yağışlarla ve özellikle kar yağışlarıyla dengelenmesi lazım. Bu da tabi iklim şartlarına bağlı. İnsanlarımızın bu konuda ki şehrimizin hem sivil toplum kuruluşlarının hem idarecilerinin bu konudaki duyarlılığı ve bu konudaki çalışmaları artık gölümüzü kurtarmaktan öteye en azından aynı noktada tutabilirsek bu bizim için bir kazanç olacaktır diye düşünüyorum. Bu konuda da kamuoyunu bilgilendirmek, en azından farkındalık oluşturmak adına olması gereken çalışmaları yapıyoruz” dedi.