Emsal teşkil edecek 'boşanma' kararı
Bursa'da yaşanan bir boşanma davasında emsal teşkil edecek bir karar çıktı. Şiddetli geçimsizlik nedeniyle mahkemeye başvuran kadının sosyal medyadan başka erkeklerle sohbet etmesini ağır kusur sayarak tazminat ödemesine gerektiği hükmetti.
Bursa'da şiddetli geçimsizlik yaşayan çift boşanmak için Âile Mahkemesi’ne karşılıklı olarak dava açtı. Mahkeme, davacı-karşı davalı erkeğin kadına ve kendi kızına şiddet uyguladığı, davalı-karşı davacı kadının ise sosyal medya üzerinden yaptığı yazışmalarda erkeğe hakaret ettiği gerekçesi ile tarafların eşit kusurlu olduklarına hükmetti.
Her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verdi. Hükme karşı taraflarca istinâf yoluna başvurulması üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dâiresi, davalı-karşı davacı kadının sosyal medya üzerinden başka erkeklerle sohbet etmesinin güven sarsıcı davranış olduğuna hükmetti. Kararı kadın temyiz edince devreye Yargıtay 2. Hukuk Dâiresi girdi.
Yüksek mahkeme, eşine hakaret eden kadını ağır kusurlu saydı. Kararda şu görüşlere yer verildi:
Dosya kapsamından kadın lehine bağlanan tedbir nafakasının kaldırılması hatalı olduğu gibi kabule göre de tarafların eşit kusurlu olmaları hali kadın lehine yoksulluk nafakası bağlanmasına engel teşkil etmemesine rağmen, hatalı gerekçe ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin de yanlış olduğu gerekçesiyle davalı-karşı davacı kadın lehine aylık 350 TL tedbir nafakası ile 10 bin TL toplu yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen tarafların kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olarak kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
Davalı-karşı davacı kadın boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurludur. Ağır kusurlu kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edilemez. O halde, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru bulunmamıştır. Manevî tazminat isteyen davacı-karşı davalı erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, kadının kusurlu davranışlarının onun kişilik haklarına saldırı teşkîl ettiği anlaşılmaktadır.
O halde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkâniyet kuralları dikkate alınarak erkek yararına manevî tazminata karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Karar oy birliğiyle bozulmuştur.