Buzlar Kraliçesinden bir şampiyonluk daha! Naz Arıcı başarısını Atatürk'e ve Türk kadınına armağan etti
4 Senede bir düzenlenen, dünyanın en büyük spor organizasyonu olan Dünya Masterlar Kış Oyunları 2024’e İtalya ev sahipliği yaptı. Yarışmada artistik buz pateni milli sporcumuz Naz Arıcı, Altın Bayanlar kategorisinde rakiplerine fark atarak birinci oldu. Bu başarıyı Türk kadınına armağan eden başarılı sporcu, tv100.com'a samimi açıklamalarda bulundu, sorularımızı içtenlikle cevapladı.
Dünya şampiyonu Naz Arıcı aslen elektrik-elektronik mühendisi. 2015 senesinde Uluslararası Buz Pateni Federasyonunun (ISU) Almanya'da düzenlediği dünya şampiyonası niteliğindeki ISU Uluslararası Yetişkinler Artistik Buz Pateni Yarışması'na; Amerika, Rusya, İngiltere, İtalya, Fransa, Almanya, Kanada, Norveç, Finlandiya, İsviçre, Çek Cumhuriyeti, Avustralya, Meksika, Estonya'dan katılan 35 sporcu arasından şampiyon oldu. Türkiye'de yetişkinler kategorisinin açılmasını sağladı. 5 dünya şampiyonluğu ve 7 Türkiye Şampiyonluğu bulunan başarılı sporcunun, buz pateni ile tanışma hikâyesi aslında trajik bir olaya dayanıyor. Arıcı, ''ikiz gibi birlikte büyüdüğüm arkadaşımı kaybettim ve büyük bir bunalıma girdim. Bir gün ‘Naz bir gün sen de öleceksin ve arkadaşının yanına gideceksin ama o güne kadar dünyada istediklerini yapmalısın, dedim'' şeklinde ifade ediyor.
BAŞARIYI ATATÜRK'E VE TÜRK KADININA ARMAĞAN ETTİ
4 senede bir yapılan, dünyanın en büyük spor organizasyonu olan Dünya Masterlar Kış Oyunları'nda Türkiye'yi temsil eden Ardahanlı Naz Arıcı, buz pateni altın bayanlar II kategorisinde rakiplerine fark atarak altın madalya kazandı. Dünyanın dört bir yanından 3000’in üzerinde sporcunun katıldığı ve 4 yılda bir düzenlenen yarışma, 30 yaş üstü master sporcular için yapılıyor. Kendisini tebrik etmek için ulaştığımızda, Naz Arıcı, Tv100.com'a samimi açıklamalarda bulundu.
Arıcı, şu ana kadar artistik buz pateninde ülkemize gelen en büyük başarılardan biri olan bu başarıyı Atatürk’e ve onun açtığı yolda gösterdiği hedefe durmadan yürüyen Türk Kadını’na armağan etti.
Türkiye'de bu spor nasıl daha popüler hale getirilebilir?
Aslında bizim de amacımız bu. Buz Patenini Türkiye’ye ve Türk insanına daha çok tanıtmak. İnsanlarda bu dala karşı bir sevgi olduğu gibi korku da var. “Düşersek bir yerimizi kırarsak” diye denemeye bile korkuyorlar. Ben ülkemizde bir çok ilde AVM’lerdeki buzlarda veya olimpik buz pistlerinde buzda dans gösterileri yaptım. Antrenörüm ve takım arkadaşlarımla önemli günlerde gösteriler düzenliyoruz. Buz patenini insanlara sevdirmeye çalışıyoruz. Ama bunun için medya desteğine ihtiyacımız var. TV’lerde de bu gösterileri yapıp daha çok insana ulaşmamız lazım.
Bu dalda bir okul açmayı düşünür müsünüz? Ya da çocuklara, gençlere eğitim vermeyi?
Ben çok isterim. Hatta antrenörümle bu konuda hayallerimizi paylaşıyoruz. Antrenörüm Timuçin Özbükücü, buz pateninde Türkiye’nin ilk milli sporcusu. Şu an Uluslararası Buz Pateni Federasyonu ve Türkiye Buz Pateni Federasyonu teknik hakemi ve biz buz patenine kalpten bağlıyız.
Şu an ve bu zamana kadar bizim çalışabildiğimiz bir tane olimpik buz pistimiz var ve bir çok artistik buz pateni kulübü, buz hokeyi kulüpleri ve short track kulüpleri var ve elimizde çalışıp kayabileceğimiz sınırlı bir pist ve sınırlı bir zaman var. Kendimize ait bir buz pistimiz olsa, yarışmalar ve herkese açık gösteriler düzenlerdik. Türk halkıyla buz patenini daha çok iç içe yapardık. Ama asıl bizim kalbimizde olan, dünyada Türkiye’yi temsil eden başarılı ama bu başarılı kelimesinin altını çizmek istiyorum, başarılı sporcular yetiştirmek. Ben dünyada kendi alanımda tanınan, sevilen, saygı duyulan bir sporcuyum. Bunu söylememi lütfen mazur görün ukalık ya da kendi beğenmişlikten asla değil. Neden ben yarışma için yurt dışına gidiyorum da rakiplerim bu dalda en üst sırada saygınlığı olan Türkiye’ye gelmiyorlar? Ülkemde hem kendi dalımda hem de diğer branşlarda uluslararası yarışmalar düzenlemek istiyorum. Antrenörümün ve benim kalbimizin attığı yegane konu bu aslında. Bu hayalimizi gerçekleştirebilecek her türlü desteğe de açığız.
Stresle nasıl başa çıkıyorsunuz?
Stresle başa çıkmak eskiden daha kolaydı. Başarın ve dünyada tanınırlığın arttıkça daha da zorlaşıyor. Kendinden beklentin insanların senden beklentisine dönüyor ve üzerine daha çok sorumluluk biniyor. Ben bu konuda antrenörüm dışında en büyük desteğimi takım arkadaşım Elif Sırma Özel’den alıyorum. Kendisi de başarılı bir buz patencidir, benim yolumda büyük bir disiplinle ilerliyor ve uluslararası madalyaları ve Türkiye Şampiyonluğu bulunmakta. Yarışmalara beraber gidiyoruz. Yarışma dönemimde ilaç oluyor kendisi. Yalnız olmadığımı bilmek stresimi büyük ölçüde engelliyor. Bu vesileyle kendisine, antrenörüme ve diğer takım arkadaşlarıma sizin nezdinizde teşekkür edeyim.
Kaç yaşında bu spora başlamak gerek?
Ben kendimden bu spora başlamanın yaşı olmadığını biliyorum. Sadece, bu sporu yapmak isteyenlerin buna inanması gerek. Çocukken başlamanın tabiki çok avantajı var. Hayatları boyunca bütün yaş kategorilerini deneyimleyerek yetişiyorlar. 4 -5 yaşlar aslında ideal.
Şu an kendi dalınızda zirvedesiniz. Hedefe giden yol nasıldı? Yaşadığınız zorluklar neydi?
Benim dalımı Türkiye’ye antrenörüm Timuçin Özbükücü ve ben getirdik. 2016 yılında da Türkiye Şampiyonalarımız başladı. Türkiye’nin ilk yetişkin milli buz patencisiyim, yetişkin dünya şampiyonuyum ve şimdi de ilk masterlar dünya şampiyonuyum. (Bu masterlar olimpiyatları diye tabir ediliyor ve 4 senede bir yapılan dünyanın her yerinden 3000’den fazla kişinin 11 dalda yarıştığı en büyük spor organizasyonu.) Bir alanda ilkseniz yolu sizin açmanız gerekiyor ve her türlü sıkıntıyla siz uğraşıyorsunuz. Arkadan gelenlerin bunu anlaması mümkün değil. Bunu acındırmak için söylemiyorum. Gerçekten büyük zorluklar çektim. Hedefe yani bugüne gelen yol da zorluydu. Maddi, manevi çok zorlandım. Fiziksel ve psikolojik yorgunluklarım oldu. Uzun uzun anlatıp canınızı sıkmak istemiyorum. Biz başarıya ve dünyada aldığımız prestije odaklanalım. Ki benim başarımın en büyük sebeplerinden biri budur. Günün sonunda, en önemli hedef başarıyla tamamlandı. Size alabileceğim en büyük başarıyı getirdim ve altın madalyamı ülkeme, Mustafa Kemal’in açtığı yolda gösterdiği hedefe ilerleyen özellikle emektar ve çalışkan Türk kadınına ve bütün Türklere hediye ediyorum. Biz biriz. Ülkemi ve sizleri çok seviyorum.