Çakma yemin ve bir akıl tutulması

Tatildeyim ve üç gündür ülkemde yaşanan yemin tartışmasını izliyorum. Siyasi partilerin liderlerinin ve temsilcilerinin, Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde okul birincisi Teğmen Ebru Eroğlu’nun, diğer yeni mezun teğmenleri devlet erkanı törenden ayrıldıktan sonra yanına toplayıp, kılıçları çektirerek okutturduğu çakma yemini savunmalarına şaşırıp kalıyorum

Beyler, hanımlar kendinize geliniz.

Bu açık DİSİPLİN SUÇU sayılır Türk Silahlı Kuvvetleri’nde. Sayılmalıdır. Çünkü askerlikte DİSİPLİN HER ŞEYDİR, bir kere bozulursa arkası çorap söküğü gibi gelir. 

Doğru, TSK bir soruşturma olmadığını açıkladı ama olmalıdır. Çünkü edilen resmi yemin dışında, 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminden sonra kaldırılan bir yemini kör gözüm parmağına devlet erkanı tören alanından ayrıldıktan sonra okuyor ve okutuyorsan  “Ben mecburen senin bana dayattığın yemini resmi törende okudum ama asıl yeminim budur” demek istemişsindir. 

Senin yeminini tanımıyorum demek istemişsindir. 

Bakın, hiç niyet okumuyorum.

Bu tavrı öylesine, mezuniyet coşkusu ile yapılmış bir hareket olarak niteleyenler açıkça aklımızla alay eder. 

Önemli bir nokta daha. 

Askeri disiplin açısından…

Asker sadece karargahta ve orduda değil, sivillerin arasındaki davranış ve tutumlarından bile sorumludur. 

Kimse bu EYLEMİ kimilerinin yaptığı gibi “Aman canım, tören bitmiş çocuklar eğlenmişler işte” diye hafife almaya kalkışmasın. 

Başta Teğmen Ebru Eroğlu olmak üzere.

Okul birincisiymiş filan, geçiniz efendim. İsterse dünya birincisi olsun. 

Bir de “Bu yeminin neresi zorunuza gitti?” diyenler var. Mesele bu mu? O zaman herkes kafasına göre takılsın. 

SİYASETÇİLER KENDİ YEMİN TÖRENLERİNDEN PAY BİÇSİN

Evet, bu olayda popülizm yapmaya gerek yok.

Soruyorum.

Seçim sonrası Meclis’te yapılan yemin töreninde bir takım milletvekili adayları, resmi and yerine kendi istedikleri yemini okumaya kalksalar ne olurdu? 

Bir düşünsünler. O yemini KÜRTÇE OKUMAYA kalkan Leyla Zana’lara ne yaptıklarını bir hatırlasınlar. 

KİMSE ORDUDAN ATILMASIN AMA…

Bu çocukların hepsi evladım yaşında. Onların anneleri babaları var ve kimbilir çocukları okullarını bitirip yeni bir hayata atıldığı için ne kadar mutlu ve heyecanlıdır.

Ben bu genç çocuklar için tabii ki “Ordudan atın, TSK’da asla barınamazlar” demiyorum ama bir disiplin soruşturmasından geçmeleri gerektiği de çok açık.

1960 darbesi ve ardından gelen Talat Aydemir darbe girişimi ve Amerikancı 12 Mart darbesi öncesinde planlanan ama hayata geçirelemeyen 9 Mart solcu kemalist darbe girişimindendolayı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 10 yılda TOPLAM DÖRTTE ÜÇÜ tasfiye edildi arkadaşlar. Talat Aydemir ile hareket eden binlerce Harp Okulu öğrencisi dahil. 

Hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmadı.

Gencecik çocuklar, kandırıldı demedi.

TSK’nın sürekli 10 yılda bir darbe yapmasına vesile kıldığı şu ünlü İç Hizmet Kanunu 35. Madde bu yüzden değiştirildi. Erken kalkan darbe yapmasın diye. 

Kanunda “Türk vatanını, istiklal ve cumhuriyetini korumak için harp sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyeti" şeklinde yapılan askerliğin tanımı “Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumaktır" hükmüne dönüştürüldü.

Zaten aynı kanun “Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları siyasi faaliyette bulunamaz” demekte.

KİMSE DURUMDAN VAZİFE ÇIKARMASIN

Teğmen Ebru Eroğlu ve ona eşlik edenler tuhaftır, 15 Temmuz sonrası kaldırılan bu PARALEL YEMİNİ gözümüzün içine baka baka dayatıyor.

Hangi motivasyonla bunu yapıyorlar bilemem ama dediğim gibi iyi incelenmesi gerek.

Şunu söylemek isterim ona ve kılıç çektirdiği diğer genç teğmenlere. 

Türkiye Cumhuriyeti devleti milletiyle birlikte demokrasiyi, dolayısıyla onun kapsadığı laikliği korur. 

Sizler kanunun hükmündeki gibi vatanı koruyun yeter.

Millet; esnafı, ev kadını, öğretmeni, öğrencisi, mühendisi işçisi, doktoru bankacısı, imamı cemaati15 Temmuz’da bu ordunun şanlı üniformasını gitmiş hainlere dersini meydanlarda köprülerde verdi. Vatan savdalısı polislerle, askerlerle, yargı mensuplarıyla el ele ve birlikte.

Kimse kendine DURUMDAN VAZİFE çıkarmasın.