Çantasında Elifba olan 16 bin 715 Narin katledildi

Narin’in katledilmesi tüm toplumu derin yaraladı. Evladının yüzüne bakan herkes Narin’i gördü.

En acı cümle: “Bedeninin bulunduğu çantasında elbiseleri, elifbası ve iki çift terliği de vardı”

Çocuk ölümleri toplumda travma oluşturuyor.

21 Eylül 2009’un Ramazan Bayramı’nda Kayseri’nin Talas İlçesi’nde şeker toplarken kaybolan ve 556 gün sonra cesetleri bulunan çocuklar toplumda öyle yara açtı ki bir daha hiçbir bayramda çocuklar şeker toplamaya çıkmadı.

Bayramları zehir ettiler ve şeker toplanan son sene 2009 oldu.

Sadece Narin'in değil, dünyadaki tüm Narin'lerin hesabını Türkiye olarak sormalıyız.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 16 bin 715'i çocuk, 11 bin 308'i kadın olmak üzere en az 40 bin 939 Filistinli öldü, 94 bin 616 kişi yaralandı.

En az 16 bin 715 Narin’imiz parçalanarak öldürüldü. Çıkarıldığı enkazda toz duman içinde başından kan sızan öldürülmüş çocuklar, Narin’ler… Hepsi cinayete kurban gitti.

Filistin Kızılayı, 11 aydır devam eden İsrail saldırıları boyunca aralarında hasta, yaralı ve ölülerin de bulunduğu 100 bin kişiye ulaştıklarını duyurdu. Bunların çoğu Narin’lerden oluşuyordu.

“Filistin bizim meselemiz değil” diyenlerin Narin için vicdanında acı duyabileceğine inanmıyorum. Onlar sadece duyar kasıyor. Çünkü meseleyi “siyasi malzeme” yapmanın yolunu döşüyorlar. Mevzuyu “Kuran Kurslarına” getirerek içlerindeki İslam düşmanlığını bir çocuğun hayatı üzerinden zerk ediyorlar. Amaçları mavi gökyüzünü insanlara dar etmek!

Aylan Bebek’in cansız bedeni denizin kıyısına vurduğunda başta “ayyy” dediler, sonra “Suriyeliler defolsun” diyerek milleti galeyana getirip Aylan Bebek’lerin evlerini taşlattılar.

Biz Türkiye’yiz!

Hiç kimsenin algı operasyonu bizim gerçeği gören vicdanımıza yol haritası çizemez.

Bakmayın siz adaleti Demirtaş ve Kavala’ya hapsettiklerine; Türkiye dünya mazlumlarının hesabının sorulabileceği yegâne ülke olma potansiyeline sahip tek devlet!

Tek devletimizin bir an önce dünya liginin en üstünde yer alıp “kuvveden fiile” geçmesi için hiçbir engel yoktur.

Tek engel “içimizdeki satılık ve satılmış” maşalardır.

“Devletiniz katildir, bu devlet yıkılmalı” diyenleri TBMM çatısı altında beslemeye devam edersek çok kaybederiz.

Ekonomi meselesi nihayetinde hallolur, ama giden canlar vicdanda yara kalır. Bunu, “ekonomiyi başka meselelerle karşılaştırmak” için demiyorum. “Ekonomi işi çok kolay” anlamında da demiyorum. Ama para bulunur, para harcanır, para gelir ve gider; ama katledilen masum geri gelmez.

Ülkemizde ve gelişmiş ülkeler de dâhil binlerce çocuk kayboluyor, öldürülüyor. Ama herhalde bir tek bizim ülkemizde masum bir çocuğun hunharca katledilmesi "siyasete" alet ediliyor.

Narin'i öldürmek talimatı herhangi bir siyasi partiden mi gitti ki durmadan parti isimleri karıştırıyorsunuz? Siz, Ülkemizdeki Narin'lerin bizzat katili olmasanız da azmettiricisisiniz!

PKK'nın katlettiği Kürt bebekler için DEM Partililer bir gün açıklama yapıp "Yeter PKK" dedi mi?

Diyemezler!

Dünyanın tüm Narin’lerinin hesabı bir gün Ankara’da görülecek, adalet güneşi Anadolu’dan doğacak.

“EĞİTİM ÖĞRETİM DÖNEMİ”

Çalışkan bir öğrenciydim, ama okulu sevmezdim, nedense hiç sevemedim.

Şimdi çocuklar okulu daha çok seviyor.

Fakat bir şeyler eksik…

Disiplin kayboldu, akran zorbalığı arttı. Parası olan özel okula gönderiyor, olmayan başının çaresine bakıyor yahut görmezden geliyor.

Eğitimciler ve bazı sendikalar birbirinin sırtını sıvazlaya sıvazlaya eğitim disiplinini mahvettiler.

Yeni eğitim-öğretim döneminden hiçbir şey beklemiyorum. Okula "düzgün" giren çocuklar "bozulmadan" çıksın yeter. Bunu sadece Milli Eğitim camiasını eleştirmek için söylemiyorum. Bu duruma sağcısı-solcusu fark etmez, hep beraber sebep olduk.

Tüm kademelerde yaklaşık 20 milyon öğrenci ve 1,2 milyon öğretmen için yaz tatilinin ardından yeni eğitim-öğretim dönemi, 74 bine yakın okul ve 750 bine yakın derslikte başladı.

İlköğretim ve ortaöğretim kademesinde yılın ilk dersinde "Çanakkale'den Gazze'ye Bağımsızlık Ruhu ve Vatan Sevgisi" teması işlendi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e bu hususta cân-ı gönülden teşekkür ederim.

Mevzuyu anlamayan bazı “emcüklenmiş arkadaşlar” meseleyi farklı yönlere çekmiş.

Akıl fukarası, bu vatanın nasıl kurulduğunu bilmeyen, kafasında helvadan heykellerle gezen cahil sürüsü!

“Çanakkale’den Gazze’ye” dediğiniz andan itibaren koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm gerçekliğini anlatmış oluyorsunuz.

Fakat siz bunu istemiyorsunuz. Siz ABD ve İngiltere bize ne öğretmek istiyorsa orada kalınmasını istiyorsunuz.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Fransız okullarına karşı “evlatlarımızı savunurken” çıtınız çıkmadı. Neredeyse bazılarınız Fransız’dan yana oldunuz.

Nereden yana olursanız olun, sizi satın alanlarla beraber siz de bu ülkenin büyümesini ve milli bağımsızlığını önleyemeyeceksiniz.

SON SÖZ: Kıblesi Tel Aviv olanlara Gazze’yi anlatamazsın.