Çevre illerdeki faylar da tetiklenecek! Uzmanı uyardı, "Birinci depremin yıkamadığını ikinci deprem yıkabilir"
Yaşanan depremin yüzeyde yıkıcı etkilerinin olduğu gibi yer altında da enerji dağılımına sebep olduğunu söyleyen Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) eski öğretim üyesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, "Bu tetikleme bazı faylarda olabilecek olan depremi öne alacak ya da olabilecek olan depremi de erteleyecek" dedi.
Prof. Dr. Osman Bektaş, Doğu, Güneydoğu, İç Anadolu ve Akdeniz bölgesinde birçok ilde, saat 04.17'de Kahramanmaraş merkezli Richter ölçeğine göre 7.7 büyüklüğünde meydana gelen depreme ilişkin uyarılarda bulundu.
'SON 57 YIL İÇERİSİNDE YAŞANAN BEŞİNCİ BÜYÜK BİR DEPREM'
Depremin cumhuriyet tarihinin en büyük ikinci depremi olduğunu belirten Prof. Dr. Bektaş, “Türkiye’nin yaşadığı ikinci büyük bir deprem. Şimdi bu deprem tesadüf değil. Bu deprem bilim dünyasında beklenen bir depremdi; Doğu Anadolu fayı üzerinde. 1960’lı yıllardan itibaren Doğu Anadolu’dan güneye doğru bir sismik göç, bir deprem enerji göçü vardı. Şöyle ki, Doğu Anadolu’nun depremselliğini kontrol eden 3 tane ana fay var. Bunlardan bir tanesi Kuzey Anadolu fayı, diğeri Doğu Anadolu fayı, diğeri de Güneydoğu Anadolu bindirme fayı. Şimdi bu 3 fay üzerinde 1960’lı yıllarda Varto'da başlayan depremsellik Güneye doğru, Kuzey Anadolu fayı üzerinden, Doğu Anadolu fayında oradan bindirme fayına ve tekrar Doğu Anadolu fayında geçiyor. Son 57 yıl içerisinde yaşanan beşinci büyük bir deprem” diye konuştu.
‘YER ALTINDA DA ENERJİ DAĞILIMINA SEBEBİYET VERECEK’
Yaşanan depremin diğer fayları da tetiklediğini söyleyen Prof. Dr. Bektaş, “Bölgenin Doğu Anadolu fayının daha güneyinde İskenderun’a doğru uzanan kısmında zaten 1500 yılından beri bir depremsel suskunluk, bir sismik boşluk vardı. Dolayısıyla burada depremi beklemek çok olağandı. Nitekim böyle bir deprem gelişti ve aynı zamanda bu bölge bu 3 fayın Doğu Anadolu fayının, Malatya fayının ve bindirme fayının birleştiği bir yerde deformasyon oldukça yüksek ve kırılma gerçekleşti. Ancak 7.7’lik bir deprem enerjisi odak noktasından çevreye yayılıyor. Eşit şekilde her tarafa kuzeye, güneye, doğuya batıya yayılıyor ama jeolojik yapıya kayaç yapısına bağlı olarak tabii çevre illerden farklı yıkımlara sebebiyet veriyor. Depremin enerjisi tek başına yıkıma sebebiyet vermiyor. Zeminin özelliği de buna neden oluyor ki nitekim görüyoruz felaketlerde. İki bina ayakta duruyor, üçüncü bina yıkılmış ya zemindendir veyahut da yapı hatasındandır. Netice olarak bu deprem yüzeyde yıkıcılığa sebebiyet verdiği gibi yer altında da enerji dağılımına sebebiyet verecek ve çevre illerdeki fayları tetikleyecek. Bu tetikleme bazı faylarda olabilecek olan depremi öne alacak veyahut da olabilecek olan depremi de erteleyecek. Bu, gelen deprem dalgalarının fayla olan ilişkisine bağlı” dedi.
‘KIRIK ÇATLAK EVLERE MUTLAKA GİRİLMEMELİ’
Depremde evlerde yıkım tehlikesinin de olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Bektaş, şunları söyledi:
“Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; Türkiye’de yaşanan ikinci en büyük deprem maalesef Türkiye’nin yapı stoku açısından en zayıf olan bölgesini vurmuştur. Birinci şok yıkıma uğratmıştır ama bazı yerleri yıkamamıştır. Bu demek değildir ki o binalar yıkılmayacak. Özellikle ikinci şok yani 6 büyüklüğündeki ikinci şok, daha sonra yaşanacak beşlik dörtlük depremlerle birinci şokta yıkılmayan depremler, ikinci şokta, üçüncü şokta, küçük şoklar da yıkılabilir. Zaman içerisinde 7 büyüklüğündeki depremler zaman 6-5-4 ölçeğinde olacak. Ama yıkılma özellikleri daha da artacak. Birinci depremin yıkamadığını ikinci deprem yıkabilir. O bakımdan vatandaşların kırık çatlak varsa evlerinde muhakkak suretle bir uzmana danışmalı veya evlere girmemeli veya tedbir almalı. Bu tür depremleri tahmin etmek veya yerini zamanını tahmin etmekten daha önemlisi yapı stokunu 7’den büyük depremlere dayanıklı hale getirmek gerekir”