Kılıçdaroğlu'ndan NATO yorumu: Türkiye'nin ağırlığı oldu mu?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, NATO Zirvesi'nde Türkiye ile İsveç ve Finlandiya arasında imzalanan üçlü muhtıraya ilişkin, "'Başta kaldığım sürece asla giremezler.' Ne oldu? Gittin bastın imzayı, çıktın geldin. Peki Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin ağırlığı oldu mu? Olmadı. Ciddiye alınır mı artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti?" dedi.
Kılıçdaroğlu, Grannos Hotel'de "Haymana Muhtarlar ve Kanaat Önderleri Buluşması"na katıldı. Konuşmasına, "Bir insan 'Ben kanaat önderiyim' demekle kanaat önderi olmaz" sözleriyle başlayan Kılıçdaroğlu, kişiyi kanaat önderi yapanın içinde bulunduğu toplum olduğunu belirtti. Kanaat önderinin önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, siyasette yapılan mitinglerin amaçlarına ulaşmadığını, toplumda daha çok sözü dinlenen kişilerle konuşulması gerektiğini söyledi. Haymana'nın önemli bir yer olduğunu, büyümesi gerekirken nüfusun metropole aktığını dile getiren Kılıçdaroğlu, CHP'nin oylarının burada az olduğunu kaydetti.
Kılıçdaroğlu, Haymana'ya bugüne kadar gelmediklerini, bu tabloyu tersine çevireceklerini ifade etti.
İçinde bulunulan şartların ağır olduğunu Türkiye'nin kan kaybettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Ekonomide kaybettiğiniz kanın bedelini ödüyorsunuz zaten. Mazot alırken, gübre, ilaç alırken ödüyorsunuz. Hep beraber ödüyoruz. Yurt dışında da ödüyoruz. Türkiye'nin itibarında da ciddi sarsılmalar var." diye konuştu.
Milli Kurtuluş Savaşı'nın bu topraklarda verildiğini, herkesin sorumluluğunun olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, muhtarların da kanaat önderi olarak sorumluluğunun bulunduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Sorumluluklarımızın bilincinde bu ülkeyi nasıl ayağa kaldırırız? Neredeyse birbirimizin boğazına sarılacağız, öyle bir hale geldik. Sizden, bizden kavga eder hale geldik. Komşumuzun kimliğini, inancını, yaşam tarzını sorgulamaya başladık. Kardeşim bize ne? Herkesin kimliği kendi şerefidir. Kimlik, siyaset konusu olmaz. Herkesin inancı değerlidir. Allah ile kul arasına kimsenin girme hakkı yoktur. Peygambere bile verilmeyen bu yetkiyi niye birileri kullanıyor? 'Sen inançlısın, sen inançsızsın...' İyi de nereden biliyorsun? Bunu bir tek yüce Yaradan bilir. Yaşam tarzını sorgulamaya başladık. Türkiye'nin bu cendereden çıkması lazım. Herkesin kimliği, inancı, yaşam tarzı başımızın üstüne."
Türkiye'nin Orta Doğu ve Avrupa coğrafyasının en saygın ve güçlü ülkelerinden biri olmak zorunda olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, Avrupa Birliği'ne üye olunamamasını eleştirdi.
Kılıçdaroğlu, "İçerde güzel nutuklar atıyoruz. Ama dışarda halimiz nedir? Biz bunları anlatınca bazen kötü adam olabiliyoruz. Biz kendi sorunumuzu kendimiz çözmek zorundayız. Bir araya gelip oturmak, konuşmak zorundayız. Bunları yapmazsak olmaz." diye konuştu.
"Havza bazlı planlama yapılmalı"
Haymana'nın tarım kenti olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, çiftçinin zarar ettiği bir ortamda ülkenin büyüyemeyeceğini söyledi. Bütün dünyada stratejik sektörün tarım olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, ülkenin bereketli toprakları ekilmezse, ürünler dışardan alınırsa başka ülkelerin çiftçisine çalışılacağını kaydetti.
Türkiye'nin cendereden çıkması için havza bazlı planlama yapılması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Planlama yapıldıktan sonra herkes ne ekeceğini önceden bilecek. En az kaça satacağını da önceden bilecek." dedi. Havza bazlı planlama olmayınca üreticilerin battığını belirten Kılıçdaroğlu, "Maliyet artı makul kar eşittir taban fiyat. Bunun altına düşmeyecek." ifadesini kullandı. Elektrik fiyatlarının yüksek olduğunu, çiftçinin desteklenmesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, Tarım Kanunu'nun 21. maddesine göre çiftçinin her yıl milli gelirin en az yüzde 1'i oranında teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Sizin bu iktidardan 2016 yılından bu yana 273 milyar alacağınız var. Çiftçiye ödenmesi gereken para ödenmedi. Neden ödenmedi? Siz de soracaksınız." dedi.
Siyasette sorgulamanın yeteri kadar yapılmadığını, hakların yeteri kadar savunulmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, parlamentonun verdiği hakkı siyasi otoritenin teslim etmesi gerektiğini belirtti.
"Çiftçinin borcunun faizini sıfırlayacağız"
TARSİM Kanunu'nun iyi düzenlenmediğini, bu nedenle doğal afetlerde çiftçilerin haklarını alamadığını savunan Kılıçdaroğlu, kanun çıkarırken bu konuda sorun yaşayanları dinlemek gerektiğini vurguladı.
Çiftçilerin borçlarının bulunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Sizlerin oylarıyla iktidar olursak ilk bir hafta içinde çiftçinin, ister tarım kredi kooperatiflerine ister bankalara olan borcunun faizini sıfırlayacağız, borcunu da makul taksitlerle alacağız." dedi.
Kılıçdaroğlu, Şanlıurfa'dan başlayarak 6 büyük ilde, daha sonra Türkiye genelinde çiftçiye elektriği ücretsiz vereceklerini kaydetti.
İktidar olmaları halinde güneş enerji santralleri kurulacağını, bunun zor olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, pek çok kuruluşun bunu yapmaya hazır olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, Hatay, Adana ve Mersin büyükşehir belediyelerinin bu sistemi kurmaya çalıştığını, oradaki çiftçilerin bedava elektrik kullanacağını ifade etti.
Devletin israfla yönetilemeyeceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Yılbaşında bütçe yaptılar yılın ortası oldu bütçedeki rakamların tamamı bitti, yılın ortasında ikinci bütçe yapıyorlar. Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey hiç görülmedi ilk sefer oluyor." diye konuştu.
Muhtarların demokrasinin temel taşı olarak adlandırıldığını dile getiren Kılıçdaroğlu, muhtarlık kurum olarak güçlendirilirse demokrasinin güçleneceğini kaydetti.
Muhtarlık kanununa ihtiyaç bulunduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, muhtarların seçimlerde birleşik oy pusulasının da olması gerektiğini söyledi. Sosyal yardımların muhtarlar tarafından dağıtılmasının önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, belediye meclis toplantılarına muhtarların da katılması gerektiğini ifade etti.
"Elinizi vicdanınıza koyup öyle oyunuzu kullanın"
Türkiye'nin bölgesinde de dünyada da itibarlı bir ülke olması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, dış politikanın önemine vurgu yaptı.
Milli Kurtuluş Savaşı'ndan sonra bütün dünyanın Türkiye'ye saygı duyduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, bir politikacının söylediği lafın nereye gideceğini iyi bilmesi gerektiğini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, "İç politikada olduğu gibi yüksek perdeden atmamalı. 'Ey Suriye ben geliyorum. Ey Yunanistan ben geliyorum.' İyi de gel kardeşim geliyorsan, bu iş konuşmayla olmaz ki." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin sıradan bir devlet değil, mazlum ülkelere örnek olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "18 ada işgal edildiğinde Lozan Antlaşması'na göre silahlanmaması gereken adalar silahlanırken ben 2017'de toplantı yapıp 'Niye bir tek laf söylemiyorsun' derken kimsenin gıkı çıkmadı. Şimdi 'niye silahlandırdınız?' İyi de sen neredeydin kardeşim? Yeni mi öğrendin sen bunu?" şeklinde konuştu.
Bu süreçlerde diplomatların önemli olduğunu, son sözü politikacıların söylemesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Ben burada kaldıkça papazı asla teslim etmem' dediğiniz anda bir süre sonra papazı teslim ederseniz bu o kişinin itibarıyla ilgili olmaktan çıkar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin itibarı olarak ortaya çıkar. Sözü dinlenilmeyen ve ağırlığı olmayan bir kişi olarak devlet olarak ortaya çıkar. Çünkü konuşan kişi devlet adına konuşuyor. Aynı şey bugün iki ülkenin NATO'ya girişiyle ilgili... 'Başta kaldığım sürece asla giremezler.' Ne oldu? Gittin bastın imzayı, çıktın geldin. Peki Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin ağırlığı oldu mu? Olmadı. Ciddiye alınır mı artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti? Bunu sizin vicdanınıza seslenerek söylüyorum. Türkiye böyle bir yönetimi hak etmiyor. Yanlış yapıyoruz. Suriye ile kavga ettik. Niye? 33 askerimiz şehit edildi, şehit eden Rusya'ydı. Koşa koşa gittik Putin'den özür dilemeye. Şehitler bizim şehidimiz, öldüren Rusya. Biz koşa koşa özür dilemeye gidiyoruz. Senin orada ne işin var kardeşim?"
"Davulla zurnayla hepsi geri gidecek"
Muhtarlara "Sandığa gidip oy kullanırken elinizi vicdanınıza koyup öyle oyunuzu kullanın." diye seslenen Kılıçdaroğlu, farklı düşünceler olabileceğini buna saygı duyularak bir arada yaşanması gerektiğini kaydetti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 3 milyon 600 bin Suriyelinin Türkiye'ye geldiğini belirterek, "Ne olacak bunların hali? Allah'ın izniyle hepsini kendi iradeleriyle Suriye'ye göndereceğiz. Davulla zurnayla hepsi Suriye'ye geri gidecek." dedi.
İktidar olmaları halinde Suriyelilerin dönmesi için Suriye yönetimiyle anlaşacaklarını, gerekli şartların sağlanacağını anlatan Kılıçdaroğlu, aksi halde büyük sorunların ortaya çıkacağını kaydetti.
Program daha sonra basına kapalı devam etti.