CHP Genel Merkezi'nin jakuzili odaları
Ankara'da CHP Genel Merkezi'ne gelen bir siyasi parti genel başkanına; “Aman yere dikkatli basın, buralar kaygan” diyordu Faik Öztrak..
Kibar siyasetçi tabii; “İncinmişsin” diyecek değil ya!
Mansur Yavaş yönetiminin sadece SGK'ya borcu şu anda 4 Milyar 500 Milyon TL'yi (Eski parayla 4,5 Katrilyon) geçmiş vaziyette!
Ama o da ne?
Cumhur İttifakı’ndan CHP’ye geçen belediyeler “Borç devraldık” furyası başlattılar.
Hangi belediye olursa olsun, ayrım yapmaksızın şayet bir “hak ihlali” varsa hesabı sorulmalıdır. Mahkeme kadıya mülk değil..
“Borç devraldık” demek yerine somut belgelerle hak ihlalini ortaya koy, vatandaş görsün.
Ama birileri önden sinyal vererek; “İmamoğlu mağdurum dedi, çalışmadı, ama kazandı. Biz de borç devraldık diyelim, yatalım, 2029 seçimlerinde bakarız” mesajı veriyorlar.
“Liyakat” diye yeri göğü yırtan CHP’de bu aralar “Game Of Akraba Atamaları” yaşanıyor.
Neredeyse her gün bir "akraba ataması" haberi geliyor.
Bir yandan işçi kıyımları devam ediyor!
Millet size belediyeleri bunun için mi verdi?
Hele bir de yalanlar!
“Jakuzi” diye bir yalan uydurdular. Çok geçmedi “jet yakıtı” yalanını uydurdular. İşin garibi bunlara öyle inanıyorlar ki bir süre sonra hakikati asla kabullenemiyorlar.
Bazıları duşakabini jakuzi zannediyor, çünkü kafada beyin yerine lavabo taşıyorlar!
Logar kılıklı duşakabinoğulları..!
Hain düşman al sana bombe..!
CHP Genel Merkezi’nin 11. ve 12.katında ıslak zemin döşeli banyolar var mı? Bunlara “jakuzi” dersek olur mu? Biz de mi yazının başlığını sloganlaştırıp iftira atalım. Yakışmaz!
Yahu bakın neler konuşmaya başladık; yok banyo, yok jakuzi..!
CHP’nin bizi getirdiği mevzuya bak.
Peki kazanan CHP mi yoksa ortam mı?
Ekonomi ve Ak Parti kadrolarının rahat davranması iktidarı yerel yönetimlerde zayıflattı.
Öğrendiğime göre Ak Parti’de değişimin ana odağı Genel Başkan Yardımcılarının bulunduğu MYK olacak.
Eğer olağan süreç başlarsa kongre Kasım ayında, en geç 2025 Mart ayında gerçekleşecek. Ancak alınan bir karar şu an için yok..
Her kadroda “kökten değişim” partiye zarar verir. Çok acele edilmesi talebi yok.
Ama kökten değiştirilmesi gereken “kişiler” de varsa bunlar kulislerde isim isim sayılıyor. Bende de isimler var, ancak yazıda bir partiye şekil veriyor pozisyonuna düşmek istemem, bu güne dek yapmadım, yine yapmam. Ama “isimlerin konuşulduğunu” bilin isterim.
“MEHMET ŞİMŞEK”
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek başarılı oldukça saldırılar artıyor.
Recep Tayyip Erdoğan OVP'ye bağlı kaldı, popülist politika uygulamadı, yerel seçim kayıplarını göze aldı.
Türkiye başaracak. Maaş düzensizliği bitecek.
Şimşek'e saldıranlar "başarılı olunmasın" istiyor; net!
“SİZ ASIL DEĞİL VEKİLSİNİZ”
TBMM'deki 600 vekilimiz, hepsi değil ama önemli kısmı "vekil" olduklarını ve "asıl olanın" millet olduğunu unutmuşlar.
Lütfen seçimlerde millet size bunu hatırlatma ihtiyacı duymadan evvel siz kendi gayretlerinizle hatırlayınız!
Anahtar sözcük: Gayret
“ELEŞTİRİLER”
Eleştirileri kısaca tekrar yazayım:
-Fahiş fiyatın durdurulamaması
-Emekli maaş dengesizliği
-Kurumların yavaşlaması, mahkemelerin uzun sürmesi
-Sağlık randevu sistemi
-Milli Eğitim okullarının kalitesinin düşmesi
*Bu alanlar toparlanırsa millet sandığa gider; yoksa "Gitsem/gitmesem ne değişecek?" duygusu oluşur. Sadece bunlar değil tabii, ben emsal teşkil etsin diye yazdım. Süresiz nafaka, başıboş sokak köpekleri gibi pek çok konu var.
Polis, ambulans gibi ve korunma gereksinimi olan kişiler dışında "çakarlı araçların" tamamı kaldırılmalı...
Milletvekillerinin de çakarlı aracı olmamalı; zira "asıl" olan milletin böyle bir aracı yokken ona "vekâlet" edenin de olmamalıdır.
Eğer halktan biri gibi davranmak zoruna gidiyorsa milletvekili olma!
Milletin yanına gitmeyenler, "Millet neden sandığa gelmedi" diyemez.
“DEM PARTİ”
Bir yandan, “Bunların PKK ile ilişkisi var” dendi. Bir yandan “Hazine yardımı” verildi. Hatta, “PKK sizi tükürüğü ile boğar” diyen aday oldu, kazandı.
Bu bir zaafiyettir.
Vatandaş DEM’den vazgeçer, ama onları “ikilemde” bırakmayacak bir kararlılık gerekir.
“SİZCE DE MUHTARLIKLAR KALDIRILSIN MI?”
Amacımız bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olacak.
Seçim sonrası muhtarlıklarla ilgili çok sayıda mesaj geldi. Çoğu vatandaş mahallenin muhtarını hiç görmemiş.
İkametgah ilmuhaberi, nüfus kayıt örneği, dilekçe, ıslak mühür, muhtaçlık belgesi..!
Bir zamanlar böyleydi muhtarlıklar; her belge için de para alırlardı. Mühür parası!
Şimdi hepsi unutuldu.
Birçok insan; “Mahalledeki muhtarı hiç görmedim” diyor.
“Köylerdeki muhtarlar dursun” diyenler var ama oralarda da muhtar şart değil sanki.
17 bin TL maaş ve SSK var, ama iş yok!
Muhtarlığın yerini bilen yok.
Eğer sosyal yardıma ihtiyacı olanların tespiti gerekiyor ise onu kaymakamlıklar ve sivil toplum kuruluşları yapıyor zaten!
Vatandaşın ekseriyeti; “Köyler dahil olmak üzere muhtarlıklar kaldırılmalıdır.” diyor.
50 bin 516 muhtar var.
Sadece aylık maaşları 858 milyon 873 bin 032 TL yapıyor.
Yılda toplam 10 milyar 306 milyon 476 bin 384 TL ödeniyor . Bu sadece maaşlar ki SGK ve diğer ücretleri katınca hesap artıyor.
Bu para hazineye kalsa daha faydalı olmaz mı?
Eğer yanılıyorsam her türlü görüşe açığım.
SON SÖZ: “Ben borçsuz belediye devraldım” diyerek hakikati söyleyen Etimesgut’un CHP’li Belediye Başkanı Erdal Beşikçioğlu’nu tebrik ederim. Yüzlerce proje ile ilçeyi bu günlere üstelik borçsuz getiren MHP’li önceki dönem Belediye Başkanı Enver Demirel’i iki kere tebrik ederim.