CHP'li Öztrak: ABD Başkanı'ndan bir özür duymadık
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretine ilişkin, "ABD Başkanı'ndan bir özür veya pişmanlık ifadesi duymadık" diye konuştu.
CHP Parti Meclisi (PM), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Toplantı sürerken açıklamada bulunan Öztrak, Parti Meclisi'nin gündeminde, bazı yönetmelik değişiklerinin olduğunu, ayrıca Türkiye'nin gündemini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretini değerlendirdiklerini aktardı.
Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyareti ile ilgili düşünce ve endişelerini daha önce kamuoyuyla paylaştıklarını belirterek hiçbir sorunu çözmeyen ve bir aile fotoğrafı vermek amacıyla yapılacak bir ziyaretin faydalı olmayacağını söylediklerini hatırlattı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Türkiye Cumhuriyeti'ne ve millete yönelik hakaretleri ortada dururken, bir özür dilenmeden Erdoğan'ın Beyaz Saray'a gitmesini doğru bulmadıklarını ifade eden Öztrak, şöyle konuştu:
"Maalesef bu hakaret dolu kağıt parçası hala orta yerde durmaktadır. Dün, bu konuyla ilgili olarak ABD Başkanı'ndan bir özür veya pişmanlık ifadesi duymadık. Erdoğan ise bu müsveddeyi ve ekinde yer alan terörist mektubunu kendi ifadesiyle ABD Başkanı'na 'takdim ettiğini' söyledi. Eğer bu mektup iade edilmeyip takdim edilmişse, milletimizin şan ve şerefi yeterince korunmamıştır, hatta hiç korunmamıştır. Trump ve Erdoğan’ın görüşmesinden, iki ülke arasındaki sorunların çözümüne yönelik somut bir sonuç çıkmamıştır. Trump ve Erdoğan'ın görüşmesi hiçbir konuda anlaşmayan ama birbirinden de kopamayan iki ismin toplantısı görünümünde geçmiştir. İkili ilişkileri tıkayan ve milletimizin geleceğini ilgilendiren pek çok sorun halen ortada durmaktadır."
Öztrak, ABD'nin Suriye'deki pozisyonunun ve terör örgütünün uzantısına bakış açısının değişmediğini, FETÖ ve Kongre'de bekleyen "Türkiye'nin çıkardığı çatışmaya karşı yasa" hakkında bir gelişme kaydedilemediğini, F-35 ve S-400 meselesinin ortada olduğunu söyledi.
"Sığınmacılar konusunda top AB'ye atıldı"
Halkbank davasının halen ABD yargısında Demokles'in kılıcı gibi beklediğini savunan Öztrak, Suriye'deki tampon bölgenin sınırları ve Suriyeli sığınmacıların ne kadarının bu bölgelere yerleştirileceği ile bunun finansmanının nasıl karşılanacağının hala karara bağlanmadığını ifade etti.
ABD'nin "Suriye'deki petrolü aldım" dediğini anımsatan Öztrak, Suriye'nin toprak bütünlüğü konusunun ortada durduğuna dikkati çekti.
Öztrak, Türkiye'deki 4 milyon Suriyeli sığınmacının ne olacağı konusunda Trump'ın topu Avrupa Birliği'ne attığını belirterek şunları söyledi:
"Anlaşılan tüm masraflar ülkemizdeki tüyü bitmedik yetimlerin sırtına bırakılacaktır. Türk-Amerikan ilişkileri 12 Kasım'da neredeyse, 14 Kasım'da da aynı yerde durmaya devam etmektedir. Dolayısıyla bu seyahat ABD ile ilişkilerimizin düzeltilmesine değil, siyaseten sıkıntıda olan iki ismin ilişkilerinin muhafazasına dönüktür. Trump, Erdoğan'ın 13 Kasım'daki ziyaretini kendisine yönelik azil sürecini itibarsızlaştırmak için kullanmış, Erdoğan ise dostu Trump ile aile fotoğrafı vererek ilişkimiz devam ediyor mesajı göndermiştir. Böylece, ziyaretten önce yaptığımız uyarıların haklılığı bir kez daha anlaşılmıştır. Erdoğan, Trump ile fotoğraf vermiş, Trump ile olan ilişkilerini kurtarmıştır. Bu fotoğraf çekiminin Türkiye'deki vergi mükelleflerine maliyeti ise son derece pahalı olmuştur. Saray sosyetesi uçan saraylara binmiş, lüks araçlar buradan ABD'ye taşınmış, sosyete mensupları lüks otellerde ağırlanmış, faturası da 82 milyonun sırtına bırakılmıştır."
"Teröristin ABD ziyaretinde geri adım atılmadı"
Faik Öztrak, stratejik ortaklık ve müttefiklik ilişkisinin özel ilişkiler olduğunu hatırlatarak bunun ikili bölgesel ve küresel sorunlara ortak bir yaklaşım ve anlayış gerektirdiğine işaret etti.
"Ancak dün bir kez daha görülmüştür ki Trump, Erdoğan ile terör örgütünün Suriye'deki kolunun başını eşit seviyede tutmuştur." diyen Öztrak, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Trump, Erdoğan'ın serzenişlerini de dikkate almamış, 'Mazlum Kobani' kod isimli teröristi ABD'ye daveti konusunda geri adım atmamıştır. Salonda bu konuda soru soranları 'Türk devletinin görevlisi misin?' diye azarlamıştır. Diğer taraftan, basın toplantısının hemen ardından Beyaz Saray, 'S-400 konusu çözülmeden, diğer meselelerin çözümünde ilerleme sağlanamaz.' açıklamasını apar topar yapmıştır. Bu açıklama Beyaz Saray'ın Erdoğan iktidarını pinpon topu gibi Kremlin Sarayı'nın sahasına savurduğunu göstermektedir. Erdoğan'ın, bir müddet sonra, bir de Soçi veya Moskova ziyareti yapacağı şimdiden anlaşılmaktadır. Putin ikna edilmeden bu soruna çözüm bulmak zor görünmektedir. Milletimizin S-400'ler için ödenen 2,5 milyar dolarının akıbeti ne olacaktır? Nisan 2020'de aktive edileceği bizzat Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Erdoğan tarafından açıklanan S-400'ler aktive edilecek mi, edilemeyecek mi? Erdoğan verdiği sözü tutacak mı, tutamayacak mı? Bunları önümüzdeki günlerde hep beraber göreceğiz. Milletin vergileri bir defa daha dış politikada yapılan hataların telafisi için harcanmamalıdır. Ülke ekonomisinin durumu ortadadır."
"Bu ziyaret başka skandalları da gözler önüne sermiştir." ifadelerini kullanan Öztrak, Trump'ın Türkiye'de tutuklu bulunan ve sonra serbest bırakılan Serkan Gölge için Erdoğan'a teşekkür etmesinin, Türkiye'de kuvvetler ayrılığının ne kadar perişan olduğunu açık seçik dünyaya gösterdiğini söyledi.
"Dışişleri Bakanlığından resmi görevli katıldı mı?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın basın toplantısında, "teröristleri iade ettiklerini, aynı şeyi ABD'den beklediklerini" ifade ettiğini aktaran Öztrak, şöyle devam etti:
"Bu teröristler kimdir? Türkiye hangi teröristleri ABD'ye iade etmiştir? Eğer 'terörist' dedikleri Rahip Brunson ve Trump'ın konuşmasında teşekkür ettiği NASA çalışanıysa, bunlar ABD'de terörist gibi karşılanmamıştır. Aksine rahip Brunson, Türkiye Devleti'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın misafir edildiği Oval Ofis'te ağırlanmış, yetmemiş seçim öncesinde Trump kendisini rahibe takdis ettirmiştir. Türkiye'deki yargı bağımsızlığının perişan hali gözler önüne serilirken, Trump nedense ABD yargısında bekleyen Halkbank davası için kameralar önünde tek kelime edememiştir. Herhalde Trump bu konuda bir kelam etseydi 'ABD'de yargı bağımsızlığı olduğu' kendisine açıkça ifade edilirdi."
Öztrak, Erdoğan ile Trump arasında 1 saat 15 dakikalık baş başa bir görüşme yapıldığını belirterek, "Bu görüşmeye Dışişleri Bakanlığından resmi bir görevli katılmış mıdır? Bu görüşmede resmi zabıt tutulmuş mudur? Bu görüşmenin ayrıntıları Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığının arşivlerine girmiş midir? Yoksa resmi arşivlerden de gizlenmiş midir?" dedi.
Dış ilişkilerin kurumsal bazda yürütülmesi gerektiğine işaret eden Öztrak, "Zabıt tutuldu mu? Bunun cevabını da Beyaz Saray'da ayakta kalan, kendisine bir sandalye bile verilmeyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ndan bekliyoruz. Senatörler oturuyor, bizim Dışişleri Bakanı ayakta. Bu, uluslararası görüşme değil mi? Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın karşısına ABD senatörlerinin çıkarılması ve burada basına açık bir hesap sorma görüntüsü verilmesi de ayrıca dikkatimizi çekmiş, bizleri üzmüştür." diye konuştu.
"Trump, ABD Kongresini adres gösterdi"
Trump'ın "S-400 meselesinin çözüm adresi Beyaz Saray değil, ABD Kongresidir." dediğini ifade eden Öztrak, Trump'ın ABD Kongresini adres gösterdiğini söyledi.
Bu ziyaret sonunda vatandaşlarımızın geleceğine dair, ulusal çıkarlarımızı ilgilendiren hiçbir sorun çözülmemiştir. Hepsi ortada durmaktadır. Ama saray sosyetesi çok mutludur? Bu mutluluğun sebebi nedir? Bu mutluluk bize şunu gösteriyor, oraya giderken demek ki sarayın gündemi, milletimizin gündeminden farklıymış. Ne alınmış ABD'den veya dostları Trump'tan ki saray bu kadar sevinmiştir? Bunu, Beyaz Saray'da açıklamamışlardır ama biz bunun heyet ülkeye döner dönmez açıklanmasını bekliyoruz."
"Sıkıntı yaratan manzaralar"
Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Trump'ın gönderdiği mektup ve ABD ile yapılan mutabakat çerçevesinde Güvenli Bölge'den çekilmesi gereken teröristlerin çekilmediği konuları dünkü görüşmede gündeme gelmedi. Türkiye açısından zirve beklentiyi karşıladı mı?" sorusu üzerine Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Mektubu takdim edeceğim" sözünü hatırlattı.
Takdim kelimesinin, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın Trump'ı kendisinden yukarda gördüğü izlenimi verdiğini, bunun son derece yanlış olduğunu savunan Öztrak, yapılması gereken şeyin o mektupları iadeli taahhütlü geri göndermek olduğunu söyledi.
"Mektupları yanınıza alıp 'İade edeceğiz' derseniz, ortaya böyle milletimizin içini acıtan manzaralar çıkar." diyen Öztrak, şunları kaydetti:
"Tel Abyad ve Resulayn'da beklediğimiz olmadı, bu bölgelerden YPG çıkmadı diye en son geziden dönerken bundan iki gün önce uçakta Sayın Erdoğan açıklamalar yapmıştı ama oraya gidildi Trump 'Her şey çok iyi, sınırda her şey mükemmel, Kürtler de bu işerden çok memnun' açıklamaları yaptı, bizim taraftan çıt çıkmadı. Dolayısıyla bunlar sıkıntı yaratan manzaralar oldu."
"MHP'li isim özel mi gönderildi"
"Serkan Gölge'nin Türkiye'de ev hapsinde olduğu" hatırlatılan Öztrak, "(Trump) 'Yakın zamanda gelecek.' dedi, zaten gelecek dedi mi geliyor. 'Gönder dedim, gönderdi' diyor. Trump'ın bundan önce tweetleri var Brunson'la ilgili. Demek ki orada 'Gönder' dedi, o da yakın zamanda gelecekmiş, önceden peşin peşin teşekkür etti. Tabii bu arada Serkan Gölge ile ilgili ev hapsi veren mahkemeymiş, yargıymış bunların hiçbir önemi yok. Türkiye'de bağımsız yargı yok. Erdoğan talimat veriyor, yargı da gereğini yapıyor." dedi.
"ABD ziyaretinde heyetler arası görüşmelerde AK Parti'den Mahir Ünal'ı, MHP'den de İsmail Faruk Aksu'yu gördük. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? CHP'ye de çağrı geldi mi?" sorusuna Öztrak, şu yanıtı verdi:
"Onlar koalisyon ortakları, öyle anlaşılıyor. Başka diğer partileri çağırma ihtiyacını duymamışlar ama benim görebildiğim kadarıyla MHP Genel Başkan Yardımcısının masada tam da Trump'ın karşısında oturuyor olması Türkiye'de herkesin ilgisini çekti. Resmi müzakerelerde de karşısında oturuyordu. Acaba müzakereleri izlemek üzere özel mi oraya gönderildi? İzlemek ve koalisyon ortağına bilgi vermek üzere."