CHP'li Engin Altay'dan 'bekçi' çıkışı
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay "Hiç kimse şehit kanı üzerinden siyaset yapmasın" diye konuştu. Altay açıklamasına "Bekçi adam dövemez, kimse kimseyi dövemez, şiddet uygulayamaz. Kimse hukukun dışına çıkamaz" ifadeleriyle devam etti.
Altay, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirme ve eleştirilerde bulundu.
Çiftçilerin olumsuz hava koşulları nedeniyle sorunlar yaşadığını anlatan Altay, bunların yerinde tespit edilerek çözüm önerileri hazırlamak üzere partisinin milletvekillerinin, bir hafta süreyle Adana, Adıyaman, Antalya, Çankırı, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Elazığ, Tunceli, Hatay, Ardahan, Kars, Kastamonu, Konya, Mersin, Ordu, Osmaniye ve Şanlıurfa'da görevlendirildiğini bildirdi.
Söz konusu CHP'li parlamenterlerin raporlarını çiftçilerle görüşerek hazırlayacaklarını belirten Altay, daha sonra bunları Meclise taşıyarak sorunlara çözüm arayacaklarını kaydetti.
Engin Altay, TBMM Genel Kurulunda görüşmeleri devam eden Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi'ne yönelik dün eleştirilerde bulunduğunu, bunun üzerine bazı AK Parti'li milletvekillerinin şehit, bayrak ve vatan edebiyatıyla insanların yaşadıkları sıkıntıları göz ardı edecek sözler sarf ettiklerini söyledi.
Altay, "Biz bekçileri teröristlerle bir tutmuşuz. Güvenlik kuvvetlerini teröristlerle bir tutan adidir, alçaktır. Emniyet Genel Müdürlüğünden 33 bin personel FETÖ ile ilişkili, irtibatlı olduğu için tasfiye edildi. Emniyet Genel Müdürlüğüne 33 bin teröristi ben yerleştirmedim. Polis üniformalı, ay yıldızlı bayrağımızı yakasında taşıyan 33 bin teröristten bahsediyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerine 17 bin 500 teröristi ben yerleştirmedim. Bunlar demokrasiye, Meclisimize, milletimize kast ettiler." diye konuştu.
Altay, polisin, bekçinin vatandaşa işkence ve kötü muamele yapamayacağını vurgulayarak, böyle durumların Emniyet teşkilatının itibar kaybına neden olacağına işaret etti.
Polisin ve bekçinin terörle ve teröristle mücadele etmesi, vatandaşa ise şefkat elini uzatması gerektiğini ifade eden Altay, "Lütfen hiç kimse şehit kanı üzerinden siyaset yapmasın; polislerimizin, bekçilerimizin, jandarmamızın görev kusurunu makul ve meşru gösterecek bir tutum içerisine girmesin. Bekçi adam dövemez, kimse kimseyi dövemez, şiddet uygulayamaz. Kimse hukukun dışına çıkamaz." değerlendirmesinde bulundu.
Terörle mücadeleyi desteklediklerinin altını çizen Altay, "Birileri gibi 'Allah IŞİD'in kurşununu eksiltmesin.' demedik. Allah polisimizin ayağına taş değdirmesin, dedik. 'IŞİD'in kurşunu azalmasın.' diyen AK Parti'li üyeler olduğunu bu memlekette biliyoruz." dedi.
CHP'li Altay, iktidarın polisin ve bekçinin ek gösterge meselesine çözüm getirmesi gerektiğini belirterek, "Türk polisinin 3600'ünü verin. Kahraman polisimiz şehit olmaktan korkmuyor, emekli olmaktan korkuyor. Emekli olursa aç kalacak. Madem bu kadar seviyorsunuz, biz seviyoruz, gelin bu sözünüzün gereğini gereğini yapın." ifadelerini kullandı.
"Twitter'dan tehditlere pabuç bırakacak halimiz yok"
Engin Altay, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, erken seçime yönelik söylemlerine verdiği cevabını dün değerlendirdiğini anımsattı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "AK Parti dışındaki partilerin birbiriyle kavga etmemeleri gerektiği" yönündeki anlayışı çerçevesinde MHP'ye makul ve nazik cevaplar verdiklerini anlatan Altay, buna rağmen bazı MHP'li yöneticilerin twitter hesapları üzerinden tehdit içerikli paylaşımlarda bulunduklarını söyledi.
Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Twitter'dan tehditlere pabuç bırakacak halimiz yok. Ne MHP ne de ülkücülerle bir kavga, itiş kakış, münakaşa arzusu içindeyiz. Dün birlikte yol yürümüştük, yarın belki yeniden yol yürümek gerekecek. Tayyip Bey'in kutuplaştırma dili var, Devlet Bey'in daha farklı, kabul edilebilir sınırların üzerinde dili var. Olmaz. Yassıada'da 'siyasette kutuplaşmanın yanlış olduğunu, herkesin birbirini daha iyi anlaması gerektiğini' söyleyen Sayın Bahçeli'nin bugün erken seçim isteyenler için 'Kirli tertip, ayıplı tuzak' gibi sözler söylemesini yadırgadım. Kaldı ki daha önce 3 kez erken seçimi dillendiren ve Türkiye'nin erken seçime gitmesine vesile olan Sayın Bahçeli'dir."
Altay, demokrasilerin, yönetenlerin hoşgörü ve sabrı ile doğru orantılı olarak yücelebileceğine işaret ederek, "Unutma Erdoğan, demokrasi bir tepki ve protesto rejimidir. Sen de geçmişte kimi olaylara, yönetim kusurlarına tepki ve protesto hakkını kullanarak buralara geldik. Anlıyoruz ki hakikaten, Erdoğan için demokrasi menzile ulaşmak için kullanılan bir tramvaydan ibaret. Demokrasi bir tramvay değildir. Cumhuriyetimiz var oldukça demokrasiyi içinde barındıracaktır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kutuplaştırıcı söylemlerle, vatandaşın mutfağındaki ekonomik sorunu gündem olmaktan çıkarmayı hedeflediğini ileri süren Altay, partisinin halkın asıl sorunlarını gündeme getirmeye devam edeceğini söyledi. Altay, "Sen (Cumhurbaşkanı Erdoğan) bu milletin aklıyla ve haliyle alay ettiğin müddetçe, azminle çıktığın zirveden hırsınla batacaksın. Bu benim sana bir iyiliğimdir, siyasette bazen rakibe iyilik de yapılır." dedi.
"Damat Bey, La Fontaine masallarını aratmayacak masallar anlatmaya devam et"
Engin Altay, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) dün açıkladığı Mayıs ayı enflasyon oranını Türkiye ekonomisi için gelecek dönem için bir "SOS" olarak nitelendirerek, "(Faiz düşerse enflasyon düşer) dedin, düşmedi. Enflasyon fena çıkıyor. Memuru da işçiyi de enflasyona ezdirdin." sözlerine yer verdi.
TÜİK'in enflasyon sepetinde pinpon topu, jöle ve tırnak makası bulunduğunu anlatan Altay, "TÜİK'in pinpon toplu, jöleli enflasyon oranı bile yüzde 11,3. Önümüzdeki dönemler zor dönemler. Mutfakta ne var? Mayıs 2019-Mayıs 2020 yıllık fiyat artış oranları; bulgur yüzde 29,5, makarna yüzde 28,3, yumurta yüzde 26,6, peynir yüzde 27,1, elma yüzde 44,4, kuru fasulye yüzde 39,1, mercimek yüzde 56,7, elektrik yüzde 32,1, doğalgaz yüzde 34,2. Erdoğan işte enflasyon bu. Vatandaş için enflasyon yüzde 27,2'dir, sen istediğin kadar 'yüzde 11' de." ifadesini kullandı.
Ekonomide bu yılın ilk çeyreğindeki büyüme oranının iktidar tarafından abartılı gösterilmeye çalışıldığını savunan Altay, ekonomideki kötü gidişatın işsizliği artırdığını öne sürdü.
CHP'li Altay, devletin iç ve dış borç toplamının 1 trilyon 575 milyar lira olduğunu ve bu tutarın eski parayla 1 kentilyon 575 katrilyon lira olduğunu da söyledi. Vatandaşın, KOBİ'lerin ve çiftçinin kredi borçları bulunduğunu anlatan Altay, şöyle devam etti:
"Damat Bey, pembe tablolar çizmeye, La Fontaine masallarını aratmayacak masallar anlatmaya devam et. Ortada vahim tabloyu, pinpon, jöle enflasyonuyla saklayamazsın. Türkiye'de yaşanan enflasyonu maskelerle de gizleyemezsin. Bu maske inşallah bizi koronadan korur ama enflasyondan korumuyor; mutfaktaki yangın büyüyor. Sen bir an önce vatandaşı ve mutfağı enflasyondan koruyacak bir maske mi üretirsin, bir tedbir mi alırsın, yönetiminde bir revizyon mu yaparsın, ben onu bilmem. Suni gündemi, ona buna çamur atmayı, dünyaya caka satmayı bırak, şu enflasyonu dizginle. Enflasyonun düşürmediği hükümet olmaz, aklını başına al."
"Bende Kürtçe şarkıdan kaynaklanmadığı bilgisi var"
Engin Altay, bir basın mensubunun "Ankara'da Kürtçe şarkı dinlediği için öldürüldüğü iddia edilen gencin durumuna" ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine, Etimesgut'ta yaşanan olayın Kürtçe şarkı dinleme nedeniyle gerçekleşmediğine ilişkin bilgi aldığını söyledi.