Bilecik Söğüt'teki bir arazide cesedi gömülmüş olarak bulunan Çinli Lisha Yu cinayetinin ardından aynı yerde 4 yıl sonra iki ceset daha bulunduğu öğrenildi.
Kepçe getirilerek 4 gün boyunca kazılan arazi köstebek yuvasını andırırken cesetlerin Çinli Yu'dan önce bu bölgeye gömülmüş olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Biri kadın olduğu öğrenilen iki cesedin Çinli Yu ile bağlantısının olup olmadığı araştırılıyor.
İstanbul'da dört yıl önce kaybolduktan sonra öldürüldüğü anlaşılan Çinli Lisha Yu'nun (31) takip edilip kaza süsü verildikten sonra zorla bir valiz içine konularak bagaja konulduğu ve Bilecik Söğüt'e bağlı Kızılsaray'da gömüldüğü ortaya çıkmıştı. Cinayetle ilgili Bakırköy 23.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından üç sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Bir sanık ise beraat etti.
Sanıklardan Hüseyin Ahmed ve Abduvahap Abdurrahman ve Yunuscan Türkistanlı, Çinli Yu cinayetiyle ilgili hiçbir ilişkilerinin olmadığını iddia etmişlerdi. Ancak mahkeme üç sanığı da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Kovuşturma sırasında ölen Abdulgaffar Tamuygur hakkındaki dava düşürülmüş, diğer sanık Kasım Y.'nin ise beraatına karar verilmişti.
Çinli Lisha Yu'nun gömüldüğü Kızılsaray Köyü'ndeki 70 dönümlü çiftlik arazisi, iddiaya göre Doktor Abdulgaffar Tamuygur'a aitti. İddianamede sanıkların canlı canlı valize konulan Lisha Yu'yu sabaha karşı kontrol ettiklerinde Yu'nun nefes alamadığı için öldüğü anlatılıyordu. Çiftliğe getirilen Lisha Yu, 1.5 metre çukur kazılarak toprağa gömüldü ve cesedi 2 ay sonra bulundu. Sanıklar suçlamaları reddetti ve alacak verecek meselesi yüzünden bu olayın meydana geldiğini öne sürdüler.
Öte yandan sanıklardan Yunuscan Türkistanlı'nın bu olaydan farklı olarak 39 kişinin hayatını kaybettiği Reina Katliamı iddianamesinde de adının geçtiği iddia ediliyordu. Çinli Lisha Yu cinayetinin üzerinden yaklaşık 4 yıl geçtikten ve 3 sanığa da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesinin ardından soruşturma dosyası yeniden açıldı. Bu defa yine aynı yerde 2 ceset daha bulundu.
Sanıklar ağırlaştırılmış hapis cezası aldıkları güne kadar Kızılsaray Köyü'ndeki arazide başka cesetlerin varlığından hiç söz etmemişlerdi. Çiftliğin ölen sahibi Abdulgaffar Tamuygur da ölmeden önce verdiği ifadesinde köyde 70 dönüm arazisi ve bir villası olduğunu ve Çinli Lisha Yu dahil hiçbir cesetten haberi olmadığını iddia etmişti. Ancak güvenlik güçlerinin yaptığı başarılı çalışmalar sonucu arazide başka cesetlerin de olduğu anlaşıldı.
Sabah'ta yer alan habere göre, çok gizli yürütülen soruşturmayla ilgili dosyaya yeni şüpheliler dahil oldu. Adalet Bakanlığı, Bakırköy ve Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığı ile Söğüt Cumhuriyet Savcılığı'nın ortaklaşa yürüttüğü yeni soruşturma kapsamında şüpheliler yine o araziye götürüldü. Şüpheliler ilk başta cesetlerin yerini göstermek istemediler. Yaklaşık bir ay önce Abdulgaffar Tamuygur'un arazisine götürülen kepçe tam 4 gün kazı yaptı.
Her yer didik didik kazıldı. Daha önce Çinli Lisha Yu'nun cesedinin bulunduğu ve daha sonra sürülen o traktör yolu da yeniden kazıldı. Dördüncü günün sonunda şüphelilerin gösterdiği gerçek gömü alanın ardından iki cesede daha ulaşıldığı öğrenildi.
Araziye çağrılan Adli Tıp uzmanları, biri kadın cesedi olarak değerlendirilen iki cesedin, Çinli Lisha Yu cinayetinden önce buraya gömülmüş olabileceği ihtimalini araştırmaya başladı.
Yaklaşık bir buçuk metre derinlikte kazılan arazide yeni çıkan iki cesedin kimliklerinin tespit edilmesine çalışıldığı, ayrıca bu cesetlerin Çinli Lisha Yu cinayetiyle bir bağlantısının olup olmadığının araştırıldığı iddia edildi.
Kızılsaray Köyü sakinleri, yaklaşık bir ay önce güvenlik güçlerinin yine aynı yere gelerek kazı çalışması başlattıklarını ve iki cesedin daha bulunduğunu anlattılar. Çiftliği 'Muhammed' adlı birisinin 2015 yılında satın aldığını anlatan köy sakinleri, "Çiftliği aldıklarında kepçe getirip su arayacaklarını söyleyerek kazı yapmışlardı.
Çiftliğe sık sık yabancı kişiler gelip giderdi" diye konuştular. Bakırköy Başsavcılığı, Çinli Lisha Yu cinayetiyle ilgili olayda bir kişinin daha olma ihtimaline karşılık Çin uyruklu Abudushalamu Xırefu'nun açık kimliğinin Çin'den istenilmesine karar vermişti. 4 yılda üç cesedin çıktığı arazideki ev şu an kullanılamaz halde.