Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sessiz kalamayız, takipçisi olacağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Demokratlar Birliği Kapasite Geliştirme ve Eğitim Çalıştayı katılımcılarına önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan konuşmasında, "Aşırı sağcı akımların kimi Avrupa ülkelerinde bizzat devlet tarafından himaye edilmesi, Batı demokrasileri adına tam bir faciadır, utançtır, skandaldır.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sessiz kalamayız, takipçisi olacağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Demokratlar Birliği Kapasite Geliştirme ve Eğitim Çalıştayı katılımcılarına önemli açıklamalarda bulundu. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kapasite Geliştirme ve Eğitim Çalıştayı'nda önemli açıklamalarda bulundu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Dört gün boyunca siyaset, bürokrasi, sivil toplum ve akademi dünyasından kıymetli isimlerle bir araya geleceksiniz. Böylece ülkemizin farklı alanlarda ulaştığı seviyeyi en yetkili isimlerden bizzat dinleme fırsatı bulacaksınız. Geleceğe dair yol haritalarının şekillendirilmesi noktasında da çalıştayınız önemli roller üstlenecektir. Kendi bünyenizde yapacağınız istişarelerin de sizlere yeni bir vizyon, ufuk ve bakış açısı kazandıracağına inanıyorum.

Bizler, çalışılmalarının merkezine istişareyi yerleştirmiş bir hareketiz. Peygamber efendimizin istişare eden pişman olmaz tavsiyesini bugüne kadar hep kendimize rehber edindik. Uluslararası Demokratlar Birliğimizin bu güzel programını ortak akla verilen önemin bir sembolü olarak görüyoruz. Bu anlamlı çalıştayın bir diğer özelliği, birliğin 20'nci kuruluş yıl dönümünde gerçekleştirilmesidir.

Özellikle kültürel ırkçılık, İslam düşmanlığı, ayrımcılık hatta antisemitizmle mücadelede birlik, Avrupa'da daima en öne saflarda yer aldı. Uluslararası Demokratlar Birliği, Avrupa'daki kardeşlerimizin haklarının korunması, Avrupalı Türklerin entegrasyon süreçlerinin kolaylaştırılması, genç kuşakların asimile olmadan içinde yaşadıkları topluma katılımı, siyaset, ekonomi, sivil toplum ve akademide insanlarımızın desteklenmesi gibi çok geniş bir yelpazede gerçekten kıymetli faaliyetler yürüttü, yürütüyor. Avrupa'daki Türk diasporasının karşılaştığı sınama ve tehditler değiştikçe, birliğin faaliyet sahası da genişliyor.

Uluslararası Demokratlar Birliği'nin son dönemlerde kendi insanımızla birlikte kardeş topluluklara da el uzatmasını çok kıymetli buluyorum. Hak ve adalet eksenli yürüttüğü çalışmalarla 20 yılda bir marka haline dönüşen birliğimizi canıgönülden tebrik ediyorum. Sizlerin şahsında birliğe maddi manevi destek olan, emek veren, daha iyi yerlere gelmesi için ter döken her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum. Geride bıraktığımız 20 yılda birlik çatısı altında görev almış ama şimdi aramızda bulunmayan kardeşlerimizi de burada rahmetle yad diyorum.

"İSLAM DÜŞMANLIĞININ TIRMANDIĞI DÖNEMDE OMUZLARIMIZDA AĞIR YÜK BULUNUYOR"

Uluslararası Demokratlar Birliği, sene başında yaptığı kongreyle birlikte daha da güçlenmiş, gençleşmiş, dayanışmasını ev motivasyonunu artırmıştır. İç tartışmaları geride bırakan, birliğimiz demokrasi ve hukuktan sapmadan kuruluş misyonunu çok daha başarılı şekilde yerine getirecektir. Sadece bizim değil Avrupalı Türklerin yanı sıra kimliğini ve kültürünü koruma mücadelesi veren 10 milyonlarca kardeşimizin de Uluslararası Demokratlar Birliği'nden büyük beklentileri var.

İslam düşmanlığından ırkçılığa, pek çok tehdidin Avrupa'da tırmandığı bir dönemde sizlerin omuzlarınızda gerçekten ağır bir yük bulunuyor. Çalışmak, daha çok çalışmak, daha fazla gayret etmek zorundayız. Hak verilmez, alınır şiarıyla mücadele tempomuzu biraz daha artırmalıyız. Avrupa Türk toplumu olarak saflarımızı sıklaştırmalı, her zamankinden daha dinamik, daha kuşatıcı ve kucaklayıcı bir anlayışla hareket etmeliyiz. Her zaman söylüyorum, biz nerede yaşarsak yaşayalım milletçe güçlü olmak mecburiyetindeyiz.

SOLINGEN'DEKİ IRKÇI SALDIRI: SESSİZ KALAMAYIZ

Solingen faciasından 31 yıl sonra 25 Mart’ta yine aynı yerde 2’si çocuk 4 kardeşimize yönelik düzenlenen ırkçı saldırıyı gündeme getirdim. Bu saldırının tamamen aydınlatılması ve sorumluların da mutlaka cezalandırılması gerektiğini kendisine söyledim. Onlarca vatandaşını ırkçı teröre kurban vermiş bir ülke olarak bu hadiseler karşısında sessiz kalamayız. Vatandaşlarımızla birlikte, soydaşlarımızın haklarını da korumak devletimizin asli görevlerinden biridir.

Nefret suçlarıyla mücadele noktasında Avrupa’da bir ayrım söz konusu. Bu tür olaylarda suçun kendisinden ziyade mağdurun kimliği daha fazla ön plana çıkıyor. Müslümanlara ve göçmenlere yönelik düzenlenen ırkçı saldırıların çoğunun daha soruşturma aşamasında örtbas edildiğini hepimiz biliyoruz.

Avrupa’daki gelişmeleri takip eden herkesin kabul edeceği gerçek şudur; bugün Türk ve Müslüman nefretinden beslenen neo-nazi terörü, insanlarımızın can ve mal güvenliğini tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Aşırı sağcı akımların kimi Avrupa ülkelerinde bizzat devlet tarafından himaye edilmesi, batı demokrasileri adına tam bir faciadır, utançtır, skandaldır. Türk ve Türkiye karşıtlığının son yıllarda bazı siyasetçiler ve medya eliyle körüklenmesi, vatandaşlarımızın hedef tahtasına konulmasıdır."

BATILI LİDERLER İSRAİL'E SESİNİ ÇIKARMADI

Gazze'de tüm bu vahşet yaşanırken hiçbir batılı lider sesini yükseltmedi. İsrail'e 'yeter artık' diyecek bir cesur yürek çıkmadı.

Söz konusu Türkiye olunca başımıza demokrasi havarisi olanların Gazze'de yaşananlar karşısında gıkı dahi çıkmıyor.

Filistin'de iki devletli çözüme giden yol derhal açılmalıdır. Amacımız Gazze'de kalıcı ateşkestir.