Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Avrupa Siyasi Programı Topluluğu'nda konuştu: Vakti geldiğinde Suriye’nin başkanıyla da görüşürüz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Avrupa Siyasi Programı Topluluğu'nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Ermenistan'la tam normalleşme hedefine inandığını belirtti. Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in provokatif hareketlerine de değinen Erdoğan "Şu an için Yunanistan'la görüşeceğimiz bir şey yok" ifadelerini kullandı. Erdoğan, ayrıca "Dolayısıyla vakti saati geldiğinde biz Suriye'nin başkanıyla da görüşme yoluna da gidebiliriz. Şu an itibariyle zaten alt düzeyde görüşmeler yapılıyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu zirvesi için bulunduğu Prag'da kritik görüşmeler gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ermenistan Başbakanı Paşinyan ile görüşmesinin ardından açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Bugün burada 44 Avrupa ülkesi lideri olarak bir araya geldik. Her açıdan yoğun verimli toplantıların olduğu bir gün geçirdik. Genel oturumların yanı sıra liderlerle enerji ve iklim konularının yanı sıra Avrupa'yı da etkileyen küresel sorunları ele aldık.
Türkiye'nin bu meselelere yaklaşımı ve Avrupa Birliği'ne katılım konusunda yaklaşımlarımızı ortaklarımıza aktardık.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Bulgaristan Başbakanı ve ile bir araya geldik. Görüşmelerde Avrupa'nın geleceği, güveliği ve küresel sorunları görüştük. Ermenistan Başbakanı Paşinyan ile de görüşme gerçekleştirdik. Avrupa Siyasi Topluluğu'nun zamanlı bir girişim olduğu kanaatindeyim. Bununla birlikte AB genişleme politikasının bir alternatifi olarak görmediğimizi belirtelim.
Paşinyan görüşmesi
Tam normalleşme hedefimize ulaşacağımıza inanıyorum. Yaşanan gelişmeler Türkiye'nin birlik ve Avrupa için anahtar bir ülke olduğunu gösteriyor.
"Rusya-Ukrayna savaşındaki rolümüz takdirle karşılanıyor"
Özellikle ülkemizin Rusya-Ukrayna savaşındaki arabulucu ve kolaylaştırıcı rolü takdirle karşılanıyor. Savaşın ilk gününden itibaren akan kanı durdurma, ölümlerin ve yıkımın önüne geçmek için çok büyük çaba sarfettik.
"Önemli bir diplomatik başarı..."
Adil bir barışın kaybedeninin olmayacağını her fırsatta muhataplarımızın dikkatine getirdik. Tüm zorluklarına rağmen tahıl koridorunun açılması, esir takasının sağlanmasını önemli bir diplomatik başarı olarak değerlendiriyoruz.
Şu ana kadar dünya pazarlarına 6 milyon tonun üzerinde tahıl ve gıda ürününün sevkiyatı gerçekleşti.
Tahıl sevkiyatının önümüzdeki süreçte de devamı başta Ukrayna halkı olmak üzere Avrupa'nın ve dünyanın çıkarına olacaktır. Bu arada Rusya'nın gübresini de yine alıp Türkiye üzerinden ihtiyacı olan ülkelere göndermenin gayreti içerisinde olacağız.
"Değeri giderek daha da iyi anlaşılıyor"
Türkiye'nin her iki tarafla da konuşabilen, samimi diyalog kurabilen, iki ülkenin de güven duyduğu olmasının değeri giderek daha da iyi anlaşılıyor.
Nitekim bugünkü temaslarımızda pek çok Avrupalı lider Türkiye'nin diplomatik hamlelerinden sitayişle bahsetti. Sahada yaşanan kabul edilemez gelişmeler işimizi zorlaştırsa da en kötü barışın bile savaştan daha iyi olduğu inancıyla çatışmaları sonlandırmak için gayretlerimizi sürdürüyoruz.
"Türkiye'nin hiçbir ülkenin egemenliğinde gözü yok"
Burada şu hususunun altını çizerek ifade etmek isterim; Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında, egemenliğinde, hak ve hukukunda gözü yoktur.
Biz sadece ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin menfaatlerini korumasının mücadelesini veriyoruz. Kimseyle, hiçbir komşumuzla gerilim istemiyoruz. Doğu Akdeniz ve Ege sorunlarını uluslararası hukuk çerçevesinde çözmek istediğimizi defaatle dile getirdik
"Kıbrıs adalarındaki gerçeklerin kabulü gerekiyor"
Kıbrıs'ta çözümün tek anahtarı, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası temsilinin tescilidir.
Kalıcı çözüm için Kıbrıs adasındaki gerçeklerin kabulü gerekiyor. Biz bu hakikatler ışığında adımlarımızı atmaya devam edeceğiz.
Türkiye olarak Avrupa ülkeleriyle ilişkilerimizi geliştirmek, üyelik sürecimizi ilerletmek için işbirliğine hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
"Yunanistan ile görüşeceğimiz bir şey yok"
Miçotakis beyefendi konuşmamdan rahatsız olmuş. Yemek adabına terstir. Çıktı bir konuşma yaptı. Kendisine ağır gelecek ifadeler kullandığımızı ifade etti. Araya da birçok ülkeyi sokuyorlar. Bugün birçok ülke onlarla münasebetleri konusunda bizden adım atmayı beklediler. Aynı şekilde Güney Kıbrıs, 'Konuşalım bir araya gelelim' dedi. 'Şimdi konuşuyoruz işte ayakta. Ama sizin bir yerlerden izin almanız gerekiyor' dedim. 'Yok, izin almam' dedi. 'Bugüne kadar böyle geldi bu iş, izin almadan konuşamazsınız' dedim. 'Benim iki ayım kaldı bu işi konuşalım' diye laflar etti. Muhataplarınız belli, bu görüşmeleri yapabilirsiniz, bizim de şu an itibariyle Yunanistan'la görüşeceğimiz herhangi bir şey yok, zamana bırakmak suretiyle, zaman içerisinde temenni ederiz ki bir konuşma fırsatını yakalarız.
"Vakti geldiğinde Suriye'nin başkanıyla da görüşürüz"
Şu an itibariyle böyle bir şey söz konusu değil. Ama 'Mümkün değildir' ifadesini kullanmam da, alışılmış bir siyasetçi değilim. Dolayısıyla vakti saati geldiğinde biz Suriye'nin başkanıyla da görüşme yoluna da gidebiliriz. Şu an itibariyle zaten alt düzeyde görüşmeler yapılıyor. Fakat bizim bütün arzumuz Suriye'deki terör gruplarının buradan arındırılması ve biliyorsunuz burada şu anda briket evler yapma suretiyle geri dönüşü hızlandırmanın adımlarını atıyoruz.