Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: DSÖ yeniden yapılandırılmalı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ), daha ademi merkeziyetçi, daha az bürokratik, daha esnek ve daha şeffaf olacak şekilde yeniden yapılandırılması gerektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: DSÖ yeniden yapılandırılmalı

Oktay, Atlantik Konseyi ve Türkiye Miras Vakfı (THO) tarafından ortak düzenlenen webinarda yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ile mücadelede Türkiye'nin başarı hikayesini anlattı.

Kovid-19 salgını sürecinde dünyanın iyi bir sınav vermediğini belirten Oktay, ancak Türkiye'nin çok başarılı olduğunu söyledi.

Oktay, küreselleşmenin büyük ölçüde askıya alındığını ve ülkelerin kendi dertlerine düştüğünü ifade ederek, Kovid-19 sürecinde Türkiye ile ABD arasında olumlu yaklaşımların arttığını ve yeni fırsatların ortaya çıktığını söyledi.

Kovid-19 salgını öncesinde ABD, Çin ve Rusya arasında küresel güç yarışı konusunda bir mücadele olduğunu ve bunun dünyadaki diğer birçok ülkeyi de etkilediğini belirten Oktay, "küresel bir kaosun yaşandığı" ve "uluslararası örgütlerin etkilerinin azaldığı" bir ortamda dünyanın Kovid-19 salgınına yakalandığını dile getirdi.

Küresel güç rekabetinin Suriye gibi ülkelerde büyük insani krizlere yol açtığını aktaran Oktay, Türkiye'nin en fazla mülteciye ev sahipliği yaparak, en çok insani yardımda bulunan ülke olarak üzerine düşeni gerçekleştirdiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Suriye'deki katliamlara sessiz kalınmasının başka ülkelerdeki suçluları ve gayrimeşru güçleri de cesaretlendirdiğini ifade ederek, "Savaş çığırtkanı Halife Hafter'in Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa ve Mısır gibi ülkelerin desteği ile Birleşmiş Milletler tarafından tanınan meşru hükümeti yerinden etmeye çalıştığı Libya'da şiddet tırmandı." dedi.

Küresel güç mücadelesinin oluşturduğu kaotik ortamda şirketlerin ve terör örgütlerinin ulusal sınırları anlamsızlaştırdığını anlatan Oktay, "Ulusal gıda, kimyasal madde, otomobil vb. üreticileri küresel şirket imparatorluklarının parçası haline getirildi. Terör örgütleri bile meşru ortaklar olarak muamele gördü. PKK'nın Suriye kolu YPG'yi yanlış bir politika ile teröre karşı terörü kullanmak suretiyle desteklemek buna iyi bir örnektir." diye konuştu.

Fuat Oktay, salgın öncesinde küresel ekonominin Çin üzerinden tek bir tedarik zinciri üzerine inşa edildiğini kaydederek, Çin'in ABD'yi küresel imalat liderliğinden düşürdüğünü ifade etti.

Kovid-19 tün trendleri tersine çevirdi

Kovid-19 salgının uluslararası örgütlerden ziyade ulus devletlerin ve ulusal hükümetlerin ancak temel ihtiyaçları karşılayabileceğini ortaya koyduğunu ifade eden Oktay, salgın öncesi ortaya çıkan ve ulus devletleri dikkate almayan trendlerin tersine döndüğünü söyledi.

Bazı ulusların salgın konusunda daha başarılı olduğuna işaret eden Oktay, Türkiye'nin Kovid-19 mücadelesine ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde, 2002'den bu yana ücretsiz genel sağlık sistemimiz konusunda milyarlarca dolar harcadık, üretim sektörünü destekledik ve devlet kapasitesini en üst seviyeye çıkardık. Türkiye'nin başkanlık sistemine geçişi de ulusal stratejimizi uygulamamıza olanak sağladı."

Türkiye'de Kovid-19 salgınında iyileşenlerin oranının yüzde 77 civarında olduğunu, yabancı hastaların bile Türkiye'de ücretsiz tedavi edildiğini anlatan Oktay, Türkiye'nin binlerce vatandaşının da yurt dışından getirdiğini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, salgının dünyadaki Çin'in tek tedarik zinciri olmasının sorunlarını da ortaya koyduğunu belirterek, ulusların kendi kendine yetecek şekilde üretim sektörüne yönelmesinin önemine dikkati çekti.

Salgın sonrasına ilişkin dört öngörü

Salgın sonrasına ilişkin öngörülerini de paylaşan Oktay, dünya ekonomisinin bundan sonra tek tedarik zincirinden çokluya yöneleceğini ve bunun da Türkiye gibi genç nüfusa ve üretim altyapısına sahip ülkeler için önemli bir gelişme olacağını kaydetti.

Oktay, salgın sürecinde ulusların kendi ihtiyaçlarını gidermek için serbest gıda ve mal dolaşımını kısıtladığını belirterek küreselleşmenin bu süreçte askıya aldığını söyledi.

Dünyanın bu konuda da bazı değişikliklere gideceğine işaret eden Oktay, küreselleşme yerine bölgeselleşmenin öne çıkacağını ifade etti.

Oktay, salgının ayrıca ulusal güç tanımını sadece askeri güçle değil aynı zamanda sivil ve sağlık altyapılarını da içerecek şekilde genişletilmesini sağlayacağını ifade etti.

Libya'da tek meşru hükümet tanınmalıdır

Türkiye'nin Libya politikasına ilişkin bir soruya yanıt veren Oktay, Libya'daki gayrimeşru güçlerin lideri Halife Hafter ve onu destekleyen ülkelerin Libya'da tek meşru hükümet bulunduğunu ve onun da BM tarafından tanınan Libya hükümeti olduğunu kabul etmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin Libya'da meşru yönetimin arkasında durduğunu anlatan Oktay, Türkiye'nin aynı zamanda Libya halkı ile asırlarca birlikte yaşadığına dikkat çekti.

Libya hükümetinin Türkiye'den destek talebinde bulunması üzerine Ankara'nın üzerine düşeni yaptığına vurgu yapan Oktay, Türkiye'nin Akdeniz Bölgesi'nde yeni bir belirsizliğe izin vermeyeceğini çünkü çatışmalardan kaynaklı belirsizliklerin Türkiye'ye mülteci krizi gibi büyük külfetler getirdiğini vurguladı.

ABD ile son yıllarda belirli sebeplerden dolayı yaşanan fikir ayrılıklarının birtakım lobiler üzerinden siyasallaştırıldığını vurgulayan Oktay, "Çözülebilecek düzeyde olduğuna inandığımız bu sorunlar bir şekilde birbirine karıştırılıp ABD ve Türkiye ilişkilerine zarar vermek için kullanıldı." dedi.

Oktay, Türkiye'nin Kovid-19 salgını ile mücadele kapsamında ABD'ye yaptığı tıbbi ekipman yardımlarının ikili ilişkilerin onarılmasında yeni bir fırsat sağladığını dile getirerek, salgının yanı sıra Suriye ve Libya'daki gelişmelerin Washington ve Türkiye arasındaki iletişimi arttırdığını kaydetti.

Türkiye ile ABD arasında konulan 100 milyar dolarlık ikili ticaret hacmi hedefinin devam ettiğini belirten Oktay, "Şu an her iki ülke bakanlıkları, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları olarak bu hedefi gerçekleştirebilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Bu çabaların ABD ve Türkiye arasındaki ilişkileri de güçlendireceğine inanıyorum." diye konuştu.

Oktay, turizm sektörüne yönelik iki ülke arasında birtakım çalışmalar yapıldığını aktararak, sadece ekonomik açıdan değil, toplumların birbirlerini tanıması ve anlayabilmesi adına da ülkeler arası turist sayısını artırmayı hedeflediklerini ifade etti.

"Başkanlık sistemi Kovid-19 ile mücadelede avantaj sağladı"

Türkiye'deki başkanlık sistemine ve işlevine ilişkin bir soruya cevap veren Oktay, başkanlık sistemindeki olası eksikliklerin giderilmesi ve geliştirilmesi için kurulan bir komisyona başkanlık ettiğini hatırlatarak, bu konuda aralıksız çalışmalara devam edildiğini vurguladı.

Oktay, başkanlık sistemine ilişkin siyaset, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları içerisinde düzenlenen araştırma ve anketlerde olumlu sonuçlar çıktığını kaydederek, "Bu araştırma sonucunda dile getirilen sorunların yüzde 97'sinin sistemsel değil, operasyonel aksaklıklardan kaynaklandığını gördük. Haliyle bu sorunları tek tek ele almaya ve çözüme kavuşturmaya başladık." ifadelerini kullandı.

Başkanlık sisteminin özellikle Kovid-19 salgınıyla mücadelede Türkiye'ye büyük bir avantaj sağladığını vurgulayan Oktay, "Yeni başkanlık sistemi, tüm devlet kurumlarını ve çalışanlarını en hızlı şekilde bir araya getirerek tek bir hedefe konsantre olması konusunda bize çok yardımcı oldu. Bu bize büyük bir avantaj sağladı." dedi.