Danıştay'dan flaş karar! Kol saati ve yüzük nedeniyle sınav iptaline "dur" dedi

Diyarbakır'da geçen yıl Kamu Personeli Seçme Sınavı'na (KPSS) kol saati ve yüzükle girdiği gerekçesiyle sınavı geçersiz sayılan kişinin açtığı davada, adayın sınavının geçersiz sayılması hukuka aykırı bulundu.

Danıştay'dan flaş karar! Kol saati ve yüzük nedeniyle sınav iptaline "dur" dedi

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığınca (ÖSYM) 4 Kasım 2018'de gerçekleştirilen KPSS'ye giren Veysel Gündoğan'ın kol saati ve yüzük taktığı gerekçesiyle sınavı geçersiz sayıldı.

Gündoğan'ın avukatı Suzan Sert, kararın iptali istemiyle ÖSYM hakkında Ankara 2. İdare Mahkemesine başvuruda bulundu.

Sert, müvekkilinin sınav psikolojisiyle saatin kolunda olduğunu unuttuğunu, hakkının ihlal edildiğini ve kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın iptal edilmesini talep etti.

Davalı ÖSYM ise davacının sınava yasak olmasına rağmen kol saati ve yüzükle girdiğinin tespit edildiği için davanın reddine karar verilmesini istedi.

 Savunmaları değerlendiren Ankara 2. İdare Mahkemesi kararın gerekçesinde, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren adayların ve sınav görevlilerinin binalarına giriş koşullarına ilişkin yönetmeliğin 10. maddesini hatırlattı.

Mevzuat hükümleri uyarınca, sınava ilişkin güvenlik önlemlerini alma hususunda idarenin takdir yetkisine sahip olduğu belirtilen kararda, bu yetkinin nihai amacının sınava katılanların eşit şartlarda yarışmalarını sağlamak ve kimsenin hak ettiği nottan fazlasını almasına izin vermemek olduğu aktarıldı.

"Ölçülülük ilkesi ile bağdaşmamaktadır"

Kararda, sınava katılanların bilgi ve emeklerinin dışında kopya çekmesini engellemek, bu amaca götürecek yol ve yöntemler ile aksine davranışın tespit edildiği hallerde uygulanacak hukuki yaptırımların ölçülü olması gerektiği kaydedildi.

 Kararda, şunlara yer verildi:

"Mevzuatla yasaklanan objelerden herhangi birinin aday tarafından sınav salonuna sokulmamasını sağlamak idarenin yükümlülüğü olup, bina kapısında yapılan üst aramasından itibaren sınavın başlamasına kadar sınav gözlemcileri tarafından bu konuda gerekli uyarıların yapılması zorunludur. Bu şartlar altında çağdaş teknolojik gelişmelerin bir sonucu olarak genelde kamera ile izlenen ve en az iki sınav gözlemcisinin bulunduğu bir sınıfta, kopya çekme eyleminin olup olmadığının somut olarak tespiti mümkündür. Kopya çekildiği yönünde bir belirleme yapılmadan, sadece yasaklanan belirli objelerin sınav salonuna sokulduğunun tespiti üzerine sınavın geçersiz sayılması, ölçülülük ilkesi ile bağdaşmamaktadır."

"İşlemde hukuka uyarlık görülmemiştir"

Kararda, davacının üzerine bulunan kol saatinin elektronik, bilgisayar özelliği ve kopya çekmeye yarayacak bir özelliğinin bulunduğuna dair herhangi bir tespitin olmadığının anlaşıldığı vurgulandı.

Sınava ilişkin olarak kol saatinden fayda sağlamasının mümkün olmadığı aktarılan kararda, şunlar kaydedildi:

"Davacının üzerinde kol saati bulunmuş olmasının, sınavının objektif şekilde değerlendirilmesini engelleyecek bir durum oluşturmadığı görülmektedir. Bilgi depolama, yansıtma gibi teknolojik veya kopya saklama gibi bir özelliği bulunduğu yönünde herhangi bir saptama bulunmayan kol saati ve yüzük ile girmiş olması dışında, kopya çektiğine veya sınav sonucunun objektif olarak değerlendirilmesini engelleyecek şekilde hal ve hareketler içerisinde olduğuna ilişkin tespit bulunmayan davacının sınavının geçersiz sayılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir."

 "Davanın kabulü bakımından etkili sonuç doğurdu"

ÖSYM avukatı, kararın temyizi için Danıştay'a itirazda bulundu.

Dosyayı inceleyen Danıştay 12. Dairesi, kararın usul ve hukuka uygun olduğunu, bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği değerlendirmesinde bulunarak, temyiz isteminin reddine, mahkeme kararının ise onanmasına karar verdi.

Veysel Gündoğan'ın avukatı Suzan Sert, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müvekkilinin kol saati ve yüzükle sınava girdiği gerekçesiyle sınavının geçersiz sayıldığını hatırlattı.

Geçersiz sayılan sınav için hukuki süreç başlattıklarını aktaran Sert, şunları kaydetti:

"İdari işlemin iptali için Ankara 2. İdare Mahkemesine dava açtık. Bu davada idari işlemin 5 unsuruna değindik. Yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurlarının herhangi birinin sakat olması durumunda idari işlemin de sakat olacağını özellikle belirttik. Sınava giren kişinin sınava giriş esnasında emniyet görevlilerince aranması, iki gözetmen ve kameranın bulunması ve kopya çekilmemesi davanın kabulü bakımından etkili sonuç doğurdu. Bu nedenle dava lehimize sonuçlandı."

Onanma kararının ardından sınav sonucu açıklandı

Danıştay'ın lehlerinde onama kararı verdiğini aktaran Sert, "Kararın onanmasıyla müvekkilimin sınav sonucu açıklandı ve tercih hakkı doğdu. Bu süreçte atanmama durumu söz konusu olduğu için tazminat hakkı da saklı kaldı. Danıştay'ın da onadığı bu karar emsal niteliği taşımaktadır. Lehimize verilen bu karar milyonları ilgilendirmektedir." ifadelerini kullandı.