Değişmeyen değişimler
CHP'nin 38. Olağan Kurultayı 4-5 Kasım tarihinde gerçekleşti. Genel başkanlık seçiminde, ilk turda salt çoğunluk sağlanamadığı için oylama ikinci tura kaldı. İkinci turda Manisa Milletvekili ve CHP Grup Başkanı Özgür Özel, CHP'nin 8. genel başkanı oldu.
CHP'nin 38. Olağan Kurultayı, bir genel başkanın rakibine yenilerek koltuğundan ayrılmak zorunda kaldığı ilk kurultay olarak tarihe geçti. Özgür Özel, CHP'de 12 yıldır aktif siyaset yapan bunun son 8 yılını grup başkanvekili ve grup başkanı olarak geçiren ve tüm bu görevlere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından getirililen bir isimdi.
CHP grup başkanlığından CHP genel başkanlığına. Siyaset her şeyden önce ekip, kadro, planlama ve program işidir. CHP öncülüğünde hayata geçirilen altılı masa projesi ile girilen seçimin kaybedilmesi muhalif seçmeni büyük bir umutsuzluğa ve belirsizliğe sürükledi. Özellikle CHP tabanında oluşan rahatsızlık, eleştiri ve tepki sesleri çok fazla yükselmeye başladı ve değişim baskısı kontrol edilemez, yönetilemez hale geldi...
Değişim artık kaçınılmazdı. Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel'in yarışacağı bir değişim hikayesi yazıldı. Seçim yenilgisinin faturası Kemal Kılıçdaroğlu'na kesildi, Kılıçdaroğlu'nun A takımı ile değişim yoluna gidildi. Kılıçdaroğlu eşittir Özgür Özel demek. Şekil, şema, yaş ve isim gibi farklılıkları saymazsak bir değişim ve yenilenmeden bahsedemeyiz. Bunu, görünürde birbirine rakip iki adayın kurultay konuşmasının içeriğinden de anlayabiliriz. Yani aynı tas aynı hamam terör destekcisi Selahattin Demirtaş ile yola devam.
CHP yönetimi, Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden, huzurunu bozan bölücü unsurlara sahip çıktığı kadar cumhuriyete ve Atatürk'e sahip çıkmıyor. Cumhuriyetin 100. yıl kutlamalarından alınması gereken ders alınmamış. Terör örgütleri ve destekçilerine selam göndererek bu ülkede seçim kazanılmayacağı bilinmiyor mu? Elbette biliniyor.
Anlaşılan CHP yönetimi önümüzdeki yerel seçimlere HDP güncellenmiş adıyla HEDEP'in gölgesinde girmeyi düşünüyor. CHP'nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel, CHP- HEDEP ittifakını daha belirgin hale getireceğinin sinyallerini veriyor.
Genel seçimlerde yaşanan hezimetin neticesinde tabandan gelen değişim baskısı Özgür Özel ile savuşturuldu. Kemal Kılıçdaroğlu ile Özgür Özel arasındaki genel başkanlık yarışını başından bu yana danışıklı dövüş, kayıkcı kavgası olarak değerlendiriyorum. Ara sıra yanıldığımı düşünsem de şimdi taşlar yerine oturdu dediğim gelişmeler beni doğruluyor. Kılıçdaroğlu için gözyaşlarına boğulan Özgür Özel'in bir değişimi temsil etmediğinin anlaşılacağı, CHP seçmeninin yeniden hayal kırıklığına uğrayacağı günler uzakta değil...
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin bu haftaki grup konuşmasındaki, "CHP yönetimine hakim olan siyasi akıl rehinli ve hacizlidir. Selam Allah'ın selamıdır ancak teröriste selam verenler, sırtına ihanetin semerini vurmuş demektir. Demirtaş'a selam PKK'ya selamdır. Selahattin Demirtaş teröristtir, HEDEP bölücüdür, Osman Kavala Sorosçu'dur, casustur, suçludur ve cezasını çekecektir. Türk siyasetinin yeni bir kalkınma hamlesine, muhtevalı bir toparlanmaya ihtiyacı vardır. Siyaset yalanı kana kana içenlerin harcı olamaz" ifadeleri CHP'nin içine düşmüş olduğu vahim durumu özetliyor.
Görünen köy klavuz istemez. CHP'deki sözde değişimcilerin değişmeyeceği ortada. Siyaset her geçen gün ciddiyetini, saygınlığını, etkinliğini ve güvenilirliğini kaybediyor. Baba oğul, abi abla kardeş, eş dost, para, çıkar ilişkileri üzerinden dönen çark düzeni, teröre sırtını dayayan siyaset anlayışı toplumdaki ekonomik ve sosyal çürümenin yegane sebebidir.
Siyasette kalite ve nitelik önemli. Şu anda siyaset toplum seviyesinin altında. Türk siyasetinin gerçek anlamda bir kalkınma hamlesine ihtiyacı olduğu çok açık. Türkiye'nin gelişmesi ve kalkınması da buna bağlı...