DEM Parti'den CHP'ye ziyaret

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i ziyaret etti.

DEM Parti'den CHP'ye ziyaret

CHP genel merkezine gelen Hatimoğulları ve Bakırhan'ı Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer kapıda karşıladı.

Yaklaşık 2 saat süren görüşmenin ardından CHP Genel Başkanı Özel ve DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları ortak basın açıklaması yaptı.

Özel, yerel seçim sonuçları, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un CHP ve DEM'e yaptığı ziyaretler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesi ve gündeme ilişkin diğer konularla ilgili fikir alışverişinde bulunduklarını söyleyerek, ziyaretlerinden dolayı Bakırhan ve Hatimoğulları'na teşekkür etti.

Bakırhan da CHP'nin yerel seçimlerdeki başarılarından dolayı Özel'i tebrik ettiklerini, Türkiye ve bölgedeki gelişmeler üzerine konuştuklarını ifade etti.

Gelecek günlerde muhalefet partileri olarak daha fazla bir araya geleceklerini bildiren Bakırhan, "(Yeni anayasa) Bir samimiyet, normalleşme ve yol temizliğine ihtiyaç var. Böyle bir durumda DEM Parti olarak üzerimize düşen bütün görev ve sorumlulukları yerine getireceğiz." diye konuştu.

Hatimoğulları ise DEM Parti heyetini kabul eden Özel'e teşekkür ederek, şunları söyledi:

"Siyasetin ayrıştırmadığı, kutuplaştırmadığı, tam tersi toplumsal sorunlar çerçevesinde işçilerin, emekçilerin, yoksulların, kadınların yaşadığımız ekolojik sorunların, can yakıcı olan deprem gibi bir süreci atlatmışken bizler bütün bu sorunların siyasetler arasında güçlü bir koordinasyonla konuşulabileceği, tartışılabileceği ve çözümler üretilebileceğinin tohumlarının ekilmesi gerektiğini düşünüyoruz."

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN ÖZEL'İ KABULÜ

Özel, açıklamaların ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinin içeriğine ilişkin soruları yanıtladı.

Görüşmedeki oturma düzenine ilişkin bir soru üzerine Özel, aşılmış bir krizi konuşmanın anlamlı olmadığını belirterek, "Orada ortaya çıkan tablo ve aramızdaki görüşmeden sonra Sayın Erdoğan'ın Cumhuriyet Halk Partisi'ne bir ziyaret yapma talebini iletmesiyle birlikte olabilecek en iyi şekilde çözümlenmiş oldu." dedi.

Özel, şöyle konuştu:

"Burada artık dönüp de tekrar bir değerlendirme yapmayı doğru bulmam. Nezaketli de bir davranış olmaz. Kamuoyunun gündeminde ne varsa hepsini dün Sayın Erdoğan ile konuşma imkanı bulduk. Ortaya koyduğum gündemlerin tamamını kendisi dinledi, not alındı. Biz de Sayın Erdoğan'ın yapmış olduğu değerlendirmeleri dinledik. Dünkü toplantının Türkiye demokrasisi açısından önemli bir kilometre taşı olduğunu ifade etmek isterim."

Siyasetçilerin el sıkışmadığı dönemlerin sonunun demokrasi için hep felaket olduğunu vurgulayan Özel, 1977-80 arasının, iktidarla ana muhalefetin el sıkışmadığı, konuşmadığı bir dönem olduğunu hatırlattı.

Özel, "Türkiye'de ana muhalefetle, iktidarın ve bütün siyasi partilerin birbirleriyle konuşabilen, el sıkışabilen her şeyde anlaşmak mümkün değildir ama tartışabilen bir çizgide kalmalarını son derece önemli buluyoruz. Dünkü konuşmalar, tartışmaların bu anlamda nasıl sonuç verdiğini önümüzdeki günlerde, haftalarda, aylarda biz de takip edeceğiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinde CHP İstanbul milletvekili eski büyükelçi Namık Tan'ın da bulunmasına ilişkin soruya Özel, şu cevabı verdi:

"Sayın Cumhurbaşkanı ziyaret etmeden önce seçilmiş son tarafsız Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer'e bir ziyarette bulundum. Ziyaretim hem kendisinin bana nazik kutlama mesajına teşekkür etmek içindi hem de bir cumhurbaşkanıyla yapılacak görüşmeden önce kendisinin önerilerini almak ve bazı sorularıma kendisinden yardım istemek üzereydi. Bana uyarısı şöyle oldu, Cumhurbaşkanlığının özel kaleminin ve protokol müdürlüğünün bir büyükelçi olduğunu, onun için benim de partimde bulunan büyükelçilerden birini görevlendirmek suretiyle bu protokol akışını, randevulaşmayı ve devamını özel kalemimizle koordineli bir büyükelçinin götürmesinin doğru olacağını ifade ettiler. Ben de partimizde görev yapan Namık Tan'ı görevlendirdim. Kendisi de hem Cumhurbaşkanlığı protokol başkanıyla hem de özel kalem müdürüyle dünkü görüşmenin detaylarını görüştüler. Böylece iki büyükelçinin görüşmeyle ilgili not tuttukları bir süreci hep birlikte yaşadık."

"İSTANBUL DEPREMİ ÜLKE İÇİN BİR BEKA SORUNUDUR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Deprem Bakanlığı ile ilgili öneri sunup sunmadığı sorulan Özel, Deprem Bakanlığının kurulmasını önemsediğini söyledi.

Türkiye'nin en önemli beka sorunlarından bir tanesinin hazırlıksız yakalanılacak olan İstanbul depremi olduğunu vurgulayan Özel, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İstanbul depreminde milyonlarca kişi ölebilir. İstanbul depreminin yaşandığında eğer tam hazır değilsek Türkiye ekonomisi çöker. Türkiye'nin ayrıca finans dünyası ile irtibatı kesilir. Türkiye'nin bazı şirketlerinin yöneticilerini ve o şirketlerin yönetim merkezlerini kaybederiz. Türkiye'nin Avrupa ile Asya arasındaki bağlantısı ortadan kalkabilir. O şehre insani yardım ulaştırmak da imkansız hale gelebilir. Bu mesele ne iktidarın tek başına bir meselesidir, ne o kenti yöneten belediyenin tek başına çözebileceği bir meseledir, ne de muhalefete muhalefet alanı tanıyacak bir durumdur. Bu meselenin kendisi ülke için bir beka sorunudur."

Erdoğan ile deprem bakanlığı üzerine konuştuklarını bildiren Özel, "Sayın Erdoğan'a bir deprem üzerine, ismi doğrudan deprem bakanlığı olarak konur mu, yoksa doğal afetlerle mücadele ve depreme hazırlık bakanlığı mı olur ama bir bakanlık kurmasını önerdim." dedi.

Özel, şöyle devam etti:

"Dahasını önerdim, mecliste grubu bulunan bütün siyasi partilerden birer bakan yardımcısı talep etmesi durumunda ben partimden bir bakan yardımcısı görevlendireceğimi ve depreme meselesini siyaset üstü bir şekilde ele almanın, siyasetin kısır tartışmalarının dışına çıkarmanın, bir beka sorununu el birliği ile ortadan kaldırmanın önemine ilişkin değerlendirmelerde bulundum. Sayın Cumhurbaşkanı dikkatle takip etti, not aldı ve not aldırdı. Ancak bu konuda biliyorsunuz, Anayasa gereği yeni bakanlıklar kurulması kendi yetkisindedir. Kendi uhdesindedir. Nasıl bir adım atacağını bilmiyorum. Kurulmasını önemserim. Partimizden talep olduğu takdirde deprem bakanlığına bir bakan yardımcısı vermeyi siyasi açıdan değil insani açıdan, vicdani açıdan ve o gün pişman olmamak için almamız gerekli sorumluluk olarak görürüm."

Özel, bazı DEM Parti belediyelerinde İstiklal Marşı ve bayrağa yönelik iddialar üzerine sorulan soruya, "Olaylar yaşandığında diyalog halindeydik. Birincisi bir Atatürk'e ve Sayın Erdoğan'a saygısızca ifadenin DEM Parti Eş Başkanları tarafından sarf edildiği noktasındaki yanlış iletişim kendileri tarafından düzeltildi. Ardından kolluk güçlerinin yapmış olduğu soruşturma ve kovuşturma aşamasında da netleşti. DEM Parti'nin seçilmiş başkanları değildi onu söyleyenler. İkinci husus da bayrak konusu. O konuda ben her iki Sayın Eş Başkanın yapmış olduğu açıklamaları DEM'in kurumsal tavrı olarak görüyoruz." yanıtını verdi.

Aynı soruyu cevaplayan Tülay Hatimoğulları ise "Bu konuda her iki eş başkan ve yerelde belediyelerimiz açıklamalarını yaptı. Bizlerin bayrakla, sembollerle hiçbir biçimde hiçbir sorunu yok. Yansıtılan haberler asla doğru değildir. Bunu kayyum atamak için bir zemin hazırlama olarak okuyoruz. Bir yönlendirme, dezenformasyon olarak okuyoruz. Dem Parti olarak bayrakla, sembollerle asla hiçbir sorunumuz yoktur." dedi.