DenizBank’ta kangren olmuş kol kesildi mi? Yeni Genel Müdür Recep Baştuğ, Seçil Erzan sınavını geçemedi
Çok kısa bir hatırlatma.
Ne olmuştu?
DenizBank'ın eski Levent Büyükdere Şubesi Müdürü Seçil Erzan, görev yaptığı dönemde Fatih Terim adına kurulan bir fona katılanlara yüksek kar getirisi verileceğini iddia ederek, milyonlarca TL para toplamıştı. Yani hayali fon yaratarak futbolcu ve iş insanlarını dolandırmış, paraları da nakit olarak teslim almıştı. Erzan'a para kaptıranlar arasında bulunan iş insanı Mert Zeydanlı, içinde 1 milyon 525 bin dolar bulunan çantayı taşırken zorlandığını anlatmıştı. Bunun sonucunda ağır biçimde parası batanlar arasında futbolcular başı çekmekteydi; Emre Belözoğlu, Emre Çolak, Arda Turan, Fernando Muslera, İbrahim Çağlar, Bülent Çeviker ve Selçuk İnan gibi isimlerle birlikte pek çok kişi.
DenizBank’ın şimdiki sahibi bilindiği üzere Emirates NBD Bank…
Bu dolandırıcılık yaşandığı sırada Hakan Ateş bankanın kıdemli Genel Müdürü olarak görev başındaydı. 1997 yılında DenizBank'ın Kurucu Başkanı olarak başladığı günden bu yana onun liderliğindeki DenizBank, Türkiye'nin önde gelen finansal kuruluşlarından biri haline gelmişti. Özellikle dijital bankacılık ve inovasyon alanlarında sektörünün öncüleri arasındaydı.
Ancak Seçil Erzan dolandırıcılığı patladığında 27 yıl boyunca böylesine başarılı bir grafik ortaya koyan Hakan Ateş hakkında “Genel Müdürü olduğu bankanın önemli bir şubesinin müdürü ortalığı dolandırırken neredeydi?” sorusu soruldu.
Hakan Ateş’in bu soruya cevabı çok şaşırtıcıydı:
“Haberim yok!”
Bu iki kelimenin iki sonucu vardı:
1-Kadrolarına hâkim değilim, bölüm başkanlarının yönetim kurulu üyelerinin ne yaptığından haberim yok.
2-Öyle anlaşılıyor ki kurduğum kadronun da olan bitenden haberi yok.
Bu kadar “Habersizlik” hayatın olağan akışına mı dersiniz eşyanın tabiatına mı ne derseniz deyin, akla mantığa aykırı.
Bu durumda tek seçenek kalıyor geriye.
Topluca yaşanmış bir dolandırıcılık…
Hakan Ateş’in burada kastının olup olmadığını söyleyemeyeceğim. Bunu hukuki süreç ortaya çıkaracak. Çünkü Seçil Erzan davasının dosyasına 240 yıl hapis istemi ile Hakan Ateş’in de eklendiği bildirildi.
KURUMSAL YAPILARDA HİÇBİR ŞEY TEK BAŞINA YAPILAMAZ
Evet, DenizBank sonuç olarak Türkiye’nin önde gelen kurumsal yapılarından, finansal kuruluşlarından biri.
Ama dediğim gibi kurumsal yapılarda hiçbir şey tek başına yapılamaz.
Bu kuralı sadece ben biliyor olamam değil mi?
Her işlemin bir denge denetim mekanizması vardır. Her departman birbiri tarafından kontrol edilir. Seçil Erzan gibi birinin bu kadar güçlü bir kontrol mekanizmasından yırtmasının tek bir açıklaması olabilir; hiyerarşik zincir içinde bu işten haberi olan başkaları da vardır.
Neyse, dediğim gibi bu bir hukuki süreç ve sonunda mutlaka gerçekler ortaya çıkacaktır ama bu şüpheleri dillendirmemin bir önemli nedeni var.
YENİ GENEL MÜDÜR RECEP BAŞTUĞ NE YAPACAK?
Geçen yılın son ayında, yani Aralık 2024’de DenizBank’a yeni bir Genel Müdür atandı. Çukurova Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlayan ve kariyerine 1989 yılında Garanti BBVA Teftiş Kurulu'nda Müfettiş olarak başlayan Recep Baştuğ. Kendisi en son olarak bu bankada, yani Garanti BBVA’da Genel Müdür olarak görev yapmıştı.
Ancak Emirates NBD Bank'ın CEO'su Shayne Nelson bu görev değişimini ilân ederken Hakan Ateş'in Emirates NBD bünyesindeki çalışmalarını DenizBank Yönetim Kurulu Üyesi olarak devam ettireceğini açıkladı.
İlginçti. Belki şöyle nitelendirilebilirdi bu. Bankanın 27 yıllık KARA KUTUSU olarak dışarıda bırakılması daha büyük hata olabilirdi.
Peki bu kadarla sınırlı kaldı mı?
Aldığım bilgilere göre Seçil Erzan dolandırıcılığı ortaya çıktığında yetki ve sorumluluk mevkilerinde bulunan kimseye dokunulmamış.
Bu bana çok ilginç geldi.
Benim çok şaşırdığım bir durum bu.
Yapılan hataların sorumluluğu zincirleme olarak sirayet etmezse, yani müteselsil sorumluluktan bahsedilemezse bu durum bir güven bunalımı yaratır.
Benden söylemesi.
Yeni Genel Müdür Recep beye başarılar dilemekte belki geç kaldım ama bu konuda uyarıda bulunmak da en azından gazeteciler olarak bizim görevimiz. Ülkemizin köklü bir bankasında meydana gelen ve kamuoyunu haftalarca meşgul eden, halen de konuşulan bir dolandırıcılık vakasında kangren olmuş yarayı kökünden kesmek yepyeni ve taze dalların uzamasını sağlayacaktır diye düşünüyorum.
Türkiye’deki bankacılık sektörünün uluslararası kredibilitesi için de elzem bu.