Depremzede gazeteci; ''Geçen yıl 6 Şubat saat 04.16'da herşeyimiz vardı ama aynı tarih saat 04.17'de hiç bir şeyimiz yoktu''
"Asrın felaketi" olarak nitelendirilen ve başta Kahramanmaraş olmak üzere 11 ilde yıkıcı etkilerini yaşadığımız, hissettiğimiz ve hala yüreklerimizde acısını yaşadığımız depremin 1. yıldönümünde, o kara geceyi yaşamış,, bir çok insanın enkazdan çıkarılmasına şahitlik etmiş Hataylı depremzede gazeteci Mehmet Hüseyin Zorkun'la o günleri konuştuk. tv100.com'a çarpıcı açıklamalarda bulunan Zorkun, ''Kurtulan herkesin tek doğum tarihi var, 6 Şubat' ifadelerini kullandı.
Türkiye, geçen yıl şubat ayında Kahramanmaraş'ın yanı sıra başta Gaziantep, Hatay, Kilis, Adıyaman olmak üzere 11 ilde yıkıma neden olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin acısıyla sarsıldı. 14 milyon vatandaş doğrudan etkilenirken 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti. Deprem nedeniyle Türkiye, uluslararası yardımı da içeren 4. seviye alarm verdi ve ülke genelinde 7 gün süreyle milli yas ilan edildi. Yaşanan o acıya şahit olan, evi yıkılan, onlarca belki yüzlerce acıya şahit olan, aynı zamanda arama kurtarma çalışmalarına katılarak, onlarca insanın da yeniden doğumuna şahit olan Hataylı depremzede gazeteci Mehmet Hüseyin Zorkun tv100.com' dan Müge Yücetürk ve Seçil Balık'a çarpıcı açıklamalarda bulundu.
''ORTALIĞI ÇIĞLIKLAR SARDI''
Dehşet veren gecede yaşananları anlatan Zorkun; ''Hatay depremi asrın felaketi olarak tarihe geçti. 6 Şubat sabahı 04.17 de bildiğimiz normal gök gürültüsü sesinden 10 kat daha yüksek diyebileceğimiz bir ses ile uyandık. Evin içinde bir anda duvarlar yıkılmaya, camlar parçalanmaya ve birer birer binalar yıkılmaya başladı. Elektrikler kesildi, karanlık, soğuk, yağışlı bir hava ve fırtına ile başbaşa kaldık. Her yeri çığlıklar kapladı. Binalardan kaçmaya çalışanlar, enkaz altında kalanların ve halen yaşayanların çığlıkları ortamı sardı. Herkes yakınlarını kurtarma çabası içine girdi. Yıkılan binalar yolları kapattı. Ulaşım zorlaştı. Adeta bir can pazarı yaşandı.''
Sizin de eviniz yıkıldı sanırım, siz ve aileniz nasıl kurtuldunuz enkazdan?
''Beş katlı binamız alttan yavaş yavaş yıkılmaya başladı. Ben teras katında olduğum için çöken binanın üzerinde ve yıkılan duvarlar arasında kaldım. Üst katta olduğum için enkazdan kendi çabamla kurtularak yıkıntılar arasından çıktım ve ailemin yanına koştum. O halde bile habercilik ruhum ağır bastı, enkazdan kurtardığım cep telefonum ile ilk dakikalardan itibaren fotoğraf ve görüntüler çektim. Yıkılan binalar, insanların çaresizce koşturmaları, enkaz altında kalanlar, ezilen arabalar, yollarda battaniyelere sarılı cesetler, can pazarı yansıdı objektiflerime.
''Çekirdek aileyi yarı yıkık binadan kurtardık ama hemen yanıbaşımızda ve göremediğimiz şehrin bir çok noktasında yıkılan binalarda yüzlerce kişi mahsur kaldı. Çoğu insan o anda, çoğu insanda iki üç gün enkaz altında aç susuz bekleyerek donarak öldü ve bazı binalarda yangın çıktı bir çok kişi enkaz içinde yanarak can verdi. Günlerce sokaklarda aç ve susuz kaldık. Soğuk ve yağmur ile mücadele ettik. Herkes çevrede bulduğu yarı sağlam kalan dükkanlara ve işyerlerine sığındı. Ambulans yok, ceset torbası yok, ölenler battaniyelere sarılarak kaldırımlara dizildi. Herkes cenazesini kucağında, motorda, pikapla taşıdı. İlk günler ve haftalar çok zor geçti. Ev ve işyerim yıkıldı, sokakta kaldık. Bir yandan kendi canımızı kurtardık, bir yandan ailemizi güven altına almaya çalıştık, bir yandan başta yaşlı bir çift olmak üzere bazı kişileri ellerim ayaklarım parçalanarak enkaz altından kurtardım.''
Tüm bunlar yaşanırken, depremzedeleri zorlayan, tabiri caizse bir darbe daha yaşandı! Yağmacılar, hırsızlar.. Bunlarla nasıl başa çıktınız?
''İnsanlar canı ile uğraşırken, canlarını enkazlar altında ararken ve biz kendi çabalarımızla kurtarmalara devam ederken depremin ilk anlarından itibaren gündüz ve gece farketmeksizin şehir yağmalanmaya başladı. Kuyumcular, marketler, elektronik eşya satan mağazalar ve her türlü işyeri. Günlerce sokaklarda kaldıktan sonra zor bir şekilde çadırlar bulduk ama kimi zaman çadırlar yıkıldı ve kimi zaman da önce içinde ki eşyalarımız, sonra bizzat çadırlarımız çalındı.''
''HEM YAŞAM MÜCADELESİ VERDİM, HEM HABER YAPTIM''
''İlk 60 gün şehirden çıkmadım. Enkazlar ve cesetler içinde, yıkım ve pislikler içinde hem yaşam mücadelesi verdim, hem haber yaptım, şehrimin sesini dünyaya duyurdum, yardım çağrıları yaptım.
60 gün sonra enkazlar, cesetler, ölüm makinası haline gelen hafriyat kamyonu terörü derken hataydan çıktım ama kısa süre sonra yine hataya döndüm. Ama kalacak yer yok, yemek yok, duş yok, kıyafet yok. Kendi ev ve işyerim yerle bir olmuştu. Annem ve kızkardeşimi yeni taşıdığımız bir başka apartman vardı. Üst katlar yıkıldı, duvarlar patladı her an yeni bir depremle çökme tehlikesi vardı.''
DIŞARDA ÇETELERDEN CAN GÜVENLİĞİ YOKTU, GECELERİ ENKAZLARDA UYUMAK ZORUNDA KALDIM
Yaşadığı o zorlu günleri anlatırken, zaman zaman gözleri dalıp giden, zaman zaman da yutkunmakta zorlanan Hataylı gazeteci Zorkun şöyle devam ediyor sözlerine:''Ağır hasarlı binalara girmek yasaktı ama sokakta soğukta yağmurda kalmak zordu ve can güvenliği yoktu. Şehirde elektrik yok, her yer karanlık ve soyguncu çeteler şehirde geziyordu. Mecbur her an üzerime yıkılma tehlikesi olan enkaz içinde üç beş gece kaldım ve devam eden her depremde. Sonra bu binada yıkıldı, yerle bir oldu. Neyseki bu kez içinde değildim. Yine ev yok, işyeri yok, duş yok, bir kafenin bahçesinde yerlerde soğukta aç susuz yattım, geceleri karanlık, korku ve kabus dolu anlar yaşadım.''
''KURTULAN HERKESİN TEK DOĞUM TARİHİ VAR; 6 ŞUBAT''
''Ve herşeye rağmen her daim haber yapmaya , gelişmeleri kamuoyuna ve tüm dünyaya aktarmaya devam ettim. Memleketimize sahip çıktık. Depremde ölenler bir kez öldü ama biz bir yıldır hergün ölüyoruz ve halen yaşam mücadelesi veriyoruz. 6 şubat 2023 saat 04.16 da herşeyimiz vardı ama aynı tarih saat 04.17 de hiç bir şeyimiz yoktu. Sıfırlandık. Tüm mal varlığımız, aile bireylerimiz, arkadaşlarımız, dostlarımız, ev ve işyerlerimiz, mahallelerimiz, şehrimiz yok oldu. Herşeye yeniden başladık. Depremden kurtulan biz herkesin, artık yeni doğum tarihi tek bir rakam, 6 şubat...