DHKP-C'de büyük çözülme: Yüzlerce teröristin ismini verdi

Gri listedeki DHKP-C’li K.K.’nın itirafları örgüt içinde büyük çözülmeye sebep oldu. K.K.’nın 245 kişiyi teşhisiyle cezaevlerindeki 10 DHKP-C’li daha itirafçı olup yüzlerce teröristin ismini verdi.

DHKP-C'de büyük çözülme: Yüzlerce teröristin ismini verdi

İstanbul İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şubesi ekiplerinin sıkı takibiyle 15 Eylül 2021’de yakalanan gri listedeki DHKP-C’li terörist K.K. itirafçı oldu. Tutuklandıktan sonra yeniden ifadesinin alınması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’na getirilen K.K., savcıların yoğun çabası sonrası itirafçı olmaya ikna edildi. K.K.’nın verdiği bilgiler örgüt içinde büyük bir çözülme başlattı, örgütün iç yapısına dair çarpıcı bilgiler gün yüzüne çıktı.

Yüzlerce kripto deşifre oldu

2017 yılında DHKP-C’li Berk Ercan’ın itirafçı olup deşifre olmamış teröristleri teşhis etmesiyle başlayan çözülme, K.K.’nın itirafçı olmasıyla tavan yaptı. K.K. örgüt üyesi 245 kişiyi teşhis etti. Ardından cezaevlerinde tutuklu bulunan 10 DHKP-C’li daha itirafçı oldu. K.K.’dan sonra itirafçı olmak için savcılığa dilekçe verip ifadesi alınan DHKP-C’li D.E.M. 182, E.Z. 71, F.U.B. 38, N.A.C. 133, K.H. 140, N.G. 23, Y.A. 155, Z.Y. ise 153 kişiyi teşhis etti.

Eroğlu’nun yardımcısı

6 ayrı suçtan aranan ve 7 yıl boyunca DHKP-C’nin her biriminde bulunup örgütün sözde Türkiye sorumlularından Caferi Sadık Eroğlu’nun yardımcılığını yapan K.K., örgütün çalışma yöntemlerinden gençlik yapılanmasına, örgüte eleman kazandırma faaliyetlerinden DHKP-C’nin nasıl çökme aşamasına geldiğine kadar birçok bilgi verdi. K.K., özellikle CHP ve İstanbul Barosu’nun sahip çıktığı Halkın Hukuk Bürosu’nun (HHB) gerçek yüzünü de deşifre etti.

Avukatlar merkez komiteyle görüşüyor

HHB avukatlarının yurt dışına rahatça çıktıklarından dolayı örgütün yurt dışında bulunan sözde merkez komitesi ile doğrudan görüştüğünü anlatan K.K., “Hapishanedeki örgüt üyeleriyle örgüt arasındaki koordinasyon bu yapı sayesinde sağlanır. Süreç, örgüt üyesinin gözaltına alındığı andan başlayıp tutuklanması ve hapishaneye kadar devam eder. HHB avukatları, gözaltındaki kişinin sürekli yanında bulunduğu için konuşmasını engeller” dedi.

İşte HHB gerçeği

K.K., HHB avukatlarının, gözaltına alınan DHKP-C’lilerin vücudunda herhangi darp izi ya da morluk olup olmadığını kontrol ederek direnip direnmediğini gözlemlediğini anlattı:

“Bu kesinlikle hukuki bir yardım değildir. Direnme emaresi görülmediği takdirde o kişiye iyi gözle bakılmaz. Susma hakkını kullanmayan ve direnmeyen kişiler, avukatlarla tespit edilir. Gözaltındaki kişi HHB’den avukat istemezse ajan damgası vurulur.”

Ölüm oruçları talimatı

DHKP-C’nin talimatıyla başlatılan ölüm oruçlarından da bahseden K.K., şu bilgileri verdi:

“Örgüt talimat vermeden kimse ölüm orucuna giremez. DHKP-C kimsenin zorunlu olarak ölüm orucuna girdiği hissiyatının oluşmasını istemez. Bu hususta ciddi psikolojik süreç yönetilir, ölüm orucuna giren kişi kendi isteği ile girmiş olur. Ölüm orucundan ancak örgüt talimatıyla geri dönülür. Kendi isteği ile bıraktığı anda ölüm orucu haini ilan edilir.”

Kanlı eylemler engellendi

DHKP-C’li K.K. örgütün cephanelikleri hakkında da bilgi verdi. Bu bilgiler ışığında örgüt üyeliğinden cezaevinde bulunan C.S. de itirafçı olup örgütün eylemlerde kullanacağı silah ve mühimmatların yerlerini gösterdi. Beyoğlu Karaköy’deki iş hanında bulunan bir dükkandaki aramada 2 valiz içinde 1 kaleşnikof, 6 tabanca, bu silahlara ait 8 şarjör ve yüzlerce mermi ele geçirildi. Pendik Göçbeyli’deki ormanlık alanda da yaşam malzemeleri bulundu.

Bataklıktan bataklığa

K.K. DHKP-C’ye nasıl eleman kazandırıldığını şöyle anlattı:

“DEV-GENÇ üniversiteler ve gençler, DİH işçiler arasında çalışma yapar. Grup Yorum konserleri kitle çalışması ve örgüte para kazandırmak için yapılır. Konser, piknik, sinevizyon, film gösterimleri, kamp, kitap okuma günleri gibi faaliyetlerde örgüte eleman kazandırılır. Sözde uyuşturucu bağımlılığıyla mücadele adı altında Hasan Ferit Gedik uyuşturucu ile mücadele merkezine gelen gençler kandırılıp örgüte kazandırılır. Uyuşturucu bağımlısı bir kişi ile ilgilenildiği zaman aile bu yapıya minnet duyar.”

Örgüt tabanının sözde üst yönetime güvenmediğini de söyleyen K.K., itirafçı sayısının bu yüzden arttığını belirtti:

“Son dönem yapılması talimatı verilen eylemler de, DHKP-C’lilerin sağ çıkamayacakları eylemlere zorlanması da örgüte katılımı zorlaştırdı.”

Kaynak: Yeni Şafak