Diğer partiler de TBMM’de nöbet tutmalı

CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel’in, Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arasında çıkan hukuki tartışmada daha neyin ne olduğunu anlamadan ve Yargıtay’ın gerekçeli kararını okumadan, çocuksu bir acullukla milleti tıpkı Kurultay’da selam gönderdiği Selahattin Demirtaş gibi sokakları tutmaya ve direnişe çağırması, ateşle oynama potansiyelinin ne kadar yüksek olduğu konusunda iyi bir fikir verdi.

En sert muhalifler bile Özgür Özel’in bu çağrısını yadırgadı. Hemen hepsi Amerikan film repliklerindeki gibi “Sakin ol şampiyon! Hadi kendine iyilik yap bir duble viski al da rahatla” deme noktasında.

Neymiş, Yargıtay AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuş.

İyi de AYM de Anayasa’yı açıkça ihlal ettiği apaçık ortada olan kararında, Can Atalay’ı hapse mahkûm eden Yargıtay'ı "Hukuka aykırı kararlar alarak suç işliyorsunuz” diye suçlamadı mı?

Siyaset içi boş konuşmaları kaldırmıyor artık. Bu darbe lafını da ileri geri kullanmanın ve erozyona uğratmanın anlamı yok.

Seçimden hemen sonra “Kemal Kılıçdaroğlu’nun çekilmesini isteyenleri kazıyın altından AK Partili troller çıkar” diyen Özgür Özel’in, bu lafı ettikten üç ay sonra CHP genel başkanlığına gidecek yolları döşeyip genel başkan olmasını ibretlik bir siyasi sergüzeşt olarak içimize sindirmeden yeni bir belagat şehvetiyle karşılaştık.

Şimdi de CHP’li milletvekillerini Meclis’te nöbet tutmaya çağırdı.

Özgür Bey'i tebrik ediyorum bu fikrinden dolayı.

İki sebepten.

Birincisi, CHP’li vekiller çok boş kalmışlardı, biraz meşguliyet iyi gelir.

İkincisi de bu eylemiyle diğer partilere ilham verdiği için.

Bence diğer parti milletvekilleri de katılmalı Meclis’te nöbete.

Ama onların tutacağı nöbetin sebebi CHP Genel Başkanı Özel’inkiyle aynı olmak zorunda değil.

Çünkü AYM son Can Atalay kararıyla kendini yasama organı olan TBMM üzerinde bir vesayet odağı olarak konumlandırmaya devam etmekte. Halkın seçtiği kurumları vesayet odaklarına karşı korumak gerek.

Yani Meclis’e sahip çıkmak gerek. FETÖ’cü askeri darbe girişiminin yapıldığı 15 Temmuz gecesi milletvekilleri Meclis’e sahip çıkmışlardı. Bombalanmasına rağmen oradan ayrılmamışlardı ve aralarında hakkını teslim etmek gerek, Özgür Özel de vardı.

Ama bilindiği üzere geçmişte kalan askeri vesayetin yan kolları bir türlü durmak bilmiyor. Onlardan biri de YARGI VESAYETİ kuşkusuz. AYM sık sık verdiği kararlarla, Anayasa’ya aykırı olarak derece mahkemelerinin, temyiz mahkemelerinin hukuksal enstrümanlarını kullanmayı sürdürüyor. Misal delil incelemesi yapabiliyor Anayasa’ya aykırı olarak. Geçmişten bu yana, başörtüsü kararından tutun AK Parti’nin gazete kupürlerine dayalı olarak kapatılma kararına kadar tüm hukuk cinayetlerinin altında yine aynı kurumun olması tesadüf değil.

Dolayısıyla da AK Partili, MHP’li vekillerin de böylesi bir yargısal aktivizme karşı Meclis’e sahip çıkması gerek.

Bakın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da bu konuda açıkça mesaj verdi. Dedikleri özetle şöyle:

1- AYM yüksek mahkeme ise Yargıtay da yüksek mahkeme.

2- Anayasa Mahkemesi birçok yanlışı sık sık yapar hale geldi.

3- Yargıtay’ın kararı asla bir kenara atılamaz.

Aslında sıkıntının kaynağı 7 Kasım 1982’deki “Halk oylaması”nda kabul edilen malum darbe Anayasa'sı.

Diğer partiler de TBMM’de nöbet tutmalı - Resim : 1

12 Eylül darbesinin acımasız koşullarında yüzbinlerce insan cezaevlerine kapatılmış, işkencelerle insanlar öldürülürken, peş peşe idamlar yaşanırken bu referandum yapılmıştı. Anayasa taslağı aleyhinde propaganda yapmak yasaktı ve oylamada nasıl oy verdiğinizin kolayca anlaşılması için şeffaf zarf kullanılmıştı.

Sonuçta bu darbe anayasası yüzde 92 Evet oyuyla kabul edildi. Bendeniz HAYIR oyu veren 1 milyon 273 bin kişinin arasında olduğumu bugün de gururla söylüyorum.

CHP “GAZZE İÇİN SOKAKLARA ÇIKALIM” DİYECEK Mİ?

Dünyaya bakıyorum Amerika Birleşik Devletleri’nde Demokrat Parti’ye oy veren seçmenlerde İsrail’in işgal ve barbarlığına büyük tepki var. Dünya ayakta. Milyonlarca insan İsrail Siyonizminin vahşetiyle öldürülen bebeklerin görüntüleriyle allak bullak olmuş durumda. Ama CHP Genel Başkanı Özgür Özel daha hâlâ İsrail ve Batı ağzıyla Hamas’ın bir terör örgütü olduğu yalanına takılıp kalmış, katledilen çocukları ve sivilleri görmezden geliyor.

Şaşırtıcı bir durum.

Türkiye’de muhalefetin vicdanı yok mu? Filistin’deki vahşet yalnızca dindarların mı yüreğini kanatıyor?

Muhalefet neden Filistin ve Gazzeli çocuklar için sokaklara çıkmıyor?

Evet, bu soruyu AYM-Yargıtay arasındaki hukuki bir tartışma nedeniyle bir bardak suda fırtına koparıp insanları sokaklarda direnişe çağıran ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Özgür Bey'e özellikle soruyorum.