Dijital dünyanın yeni gerçeği: Troller gerçekten kim?

Trol kelimesi “yem atmak” anlamına gelen İngilizce bir sözcüktür.

İnternet ortamında “Trol” ifadesi ise çeşitli tekniklerle insanların dikkatini çekerek onları yönlendiren kişiler için kullanılır.

Türkiye'deki “en büyük trol ağını” birazdan anlatacağım, ama birkaç cümle söylemem gerekiyor.

Troller genelde sahte hesap kullanırlar. Yani bir hanımefendi ile görüştüğünüzü zannederken aslında klavyede Efecan oturuyordur.

Troller, sosyal medya fotoğrafı olarak Mustafa Kemal'i seçmiştir, ama klavyede bir PKK'lı oturuyordur. Hoca kılığına girmiş papazlar da var, masum işçi kılığına girmiş kompradorlar da var.

Bunları tespit etmeniz çok zordur, ama trol olduğunu mevzuyu azıcık bilenler anlayabilir. Mevzuyu bilmeyenler ise trollenmiş olur ve perdenin ardındakiler oyunlarını kurmaya başlar.

Bazen de gerçek kimlikleriyle yer alırlar.

Sosyal medya, forum, sohbet odaları, bloglar hatta oyunlarda kasıtlı olarak kullanıcıları manipüle ederek çatışma çıkarırlar.

Trollerin amacı muhatap aldıkları kitlede olumsuz duygular uyandırmaktır.

2015 yılında yayımlanan "Dijital Dünyanın Yeni Gerçeği: Troller" isimli makaleye göre, "Troller, paylaşılan bilgilerin doğruluğu ve güvenilirliği konusunda hassas olan internet kullanıcılarının bu hassasiyetinden yararlanmakta ve bireylerin aşırı tepkilerinden beslenmektedir. Özetle ifade etmek gerekirse internet trolleri, olumsuz ve yıkıcı bir tutum benimseyen, dikkat çekme amacı taşıyan provokatif bireylerdir."

Şimdi gelelim asıl mevzuya!

Türkiye’de Trol ağlarını yönlendiren asıl gruplar terör örgütleri ve bunları besleyenlerdir.

FETÖ’nün 2016’dan sonra sosyal medyayı zehirlemesi Troller eliyle olmuştur.

PKK, YPG, FETÖ, DAEŞ gibi örgütlerin sosyal medyada kin ve nefreti körükleyen trolleri, internet siteleri, yalan haberi yayarak gerçeklik algısı oluşturan elemanları vardır.

İşte bu trol ağları hedef şaşırtarak özellikle Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyen kişilere AKTROL denmesini istiyorlar.

Kimliği belli olan, tek amacı fikrini anlatmak olan vatanseverlere AKTROL diyenler terör örgütleri ve ağababalarına bilerek yahut bilmeyerek çalışmış oluyor.

Böylece esas troller işlerini daha rahat yapabiliyor.

Her kim ki insanlara durduk yere AKTROL yazıyorsa bilin ki PKK veya PKK sempatizanıdır yahut farkında olmadan onlara çalışıyordur.

Her kim ki kimliği açıkça belli bir insana fikrini beğenmediği için AKTROL yazıyorsa bilin ki onun bunun beslemesidir yahut farkında olmadan onu bunu besliyordur.

Onların kafasının bir yerinde İsrail sevgisi vardır. Çünkü İsrail ile FETÖ’nün tasmasını “aynı el” tutmaktadır. Onlar birbirlerine hiç kızmazlar.

Antik Mısır'da yaşasa Firavun’a tapar, Hz.Musa'yı öldürmek için ardından koşar.

Her kim ki bir topluluğa AKTROL diyorsa bilin ki bu vatanın da düşmanıdır.

Çünkü bu yaftalama emrini Pensilvanya’daki Kainat Papazı vermiştir.

Bir insanın fikrini beğenmeyebilirsiniz, ona kızabilirsiniz; ama onu fişleyemezsiniz.

Dün bu millete “AKKOYUN” diyerek küçümseyenler şimdi “AKTROL” diye fişliyor.

Bu ifade onların arasında bir şifre; böylece aklını kullanmak yerine kiraya veren millet düşmanları bir kelime etrafında birleşmiş oluyor.

Bu onların şifresi!

Düne kadar, “Bu millet adam olmaz, bu ülke düzelmez, biz iyisine layık değiliz, kafamıza vururlar, yaptırmazlar, biz zaten yapamayız, adamlar yapmış abi” gibi ifadelerle milleti aşağılayan ve umutsuzluk zerk edenler bugün artık kelimeler etrafında birleşiyorlar.

Kalbinde Anadolu sevgisi olan hiç kimsenin insanlara dönüp "Aktrol" dediğini göremezsiniz.

Neden mi?

İnsanları fişleyen, yaftalayan, ötekileştiren; ama işine geldiği zaman en özgürlükçülüğü kimseye kaptırmayan, en çağdaş kendisi olan yobazların kalbinde daima bir "Anadolu düşmanlığı" vardır.

Çünkü Anadolu işgal edilememiştir. Topluma AKTROL diyenlerin sahipleri bu işi başaramamıştır.

Topluma AKTROL diyenler Anadolu’nun işgaline heveslenenlerdir.

Kirli ağızlarıyla bu ülkenin tertemiz ekmeğini yerler, ama Batı'nın tezeğine hayrandırlar.

Aktrol diyenler kendileri FETÖ’nün tuzağına düşen zavallı zeka mağdurları; işte bunların tüm idrak yolları kapalı!

Siz “hakikatten” asla ayrılmayın.

Allah, doğru yoldan ayırmasın.

SON SÖZ: Hiç kimseye “sonsuz güven” duymayın. Parti, holding, tarikat, cemaat fark etmez; hiç kimseye aklınızı teslim etmeyin. Her harfine inanılacak tek kitap Kuran-ı Kerim, en doğru insan Hz.Muhammed’dir. Bunun dışında aklınıza gelebilecek her şeyi eleştiri süzgecinden geçirin. Anadolu’yu sevin, Türkiye’yi sevenleri “bazı hususlarda farklı düşüncelere sahip olsanız bile” siz de sevin, en azından nefret etmeyin. Başka Anadolu yok!