Dinin toplumdaki ağırlığını kullanmak ve gerçek!
Duyduğunda kimse inanamadı.
6 yaşında bir çocuk…
Nasıl evlendirilir?
Daha ilkokula başlama çağına gelmemiş bir çocuk nasıl olur da kendinden onlarca yaş büyük biriyle nikahlanabilir?
Ruhsal, bedensel, mental… Daha ergen bile olmamış bir çocuk böyle bir ortama nasıl itilir?
Üstelik ailesinin rızasıyla…
***
Herkesin kanı dondu.
İnanmak istemedi.
Fakat çok başarılı bir gazetecilik yaparak dava dosyasını ve savcılık iddianamesini elde eden arkadaşımız Timur Soykan fotoğrafları yayınladı.
Asıl büyük şok orada yaşandı.
Minik yavrunun bir de gelinlik giymiş fotoğrafları vardı.
Üstüne üstlük telefon tapeleri… Mağdurun ifadeleri…
Hepsi büyük skandalı doğruluyordu.
İnfial oldu.
***
Derken bir gün sonra mağdur kızın ailesi gün yüzüne çıktı.
Ağabeyi ve kardeşleri…
Bir video çektiler.
6 yaşında gelinlikle çekilen fotoğrafların evlilik töreninde değil hafızlık icazet töreninde sembolik olarak çekildiğini söylediler. Hatta iki kız kardeş de halen bekar olduklarını ve yıllar önce küçük yaşta aynı törende gelinlikli fotoğrafları olduğunu görüntülerle ispatladılar.
Bunun üzerine önce cemaat çevreleri sonra ona eklenen İslamcı çevreler ayağa kalktı.
“Alın size komplo… İftira… Timur Soykan yargılansın…”
***
Evet, gelinlik fotoğrafı düğün törenine ait değilmiş… Ama müşteki kızın ifadesi, ses kayıtları ve savcılık iddianamesi orada olduğu gibi duruyordu.
Mağdur kızın beyanı 6 yaşında evlendirildiği yönündeydi. Üstelik şüpheli K.İ de bunu onaylıyordu.
Davanın ilk duruşması mayıs ayında yapılacak.
Yargı nasıl karar verecek hep birlikte göreceğiz.
***
Ama ben meselenin bir başka boyutuna işaret etmek istiyorum.
Mağdur kızın ailesi kendini nasıl savunuyor?
Kızlarının 15 yaşında nikahlandığını söylüyor…
Kendisinden 20 yaş büyük biriyle…
Yani savunma olarak söyledikleri bile ürkütücü değil mi?
15 yaşında bir çocuk gelişimini tamamlamış sayılabilir mi?
Ruhsal, bedensel ve mental olarak evliliğe hazır sayılabilir mi?
Öylesine kapalı bir aile ortamında yetişmiş bir çocuk buna itiraz edebilir mi?
İtiraz etse duyan olur mu?
***
Tarikatlardan patlak veren bu çocuk istismarı haberlerinin toplumu infiale sürüklemesinin altında iki sebep yatıyor.
İlki; baskıcı bir ortamda sesini çıkaramayan yavruların çaresizliği…
İkincisi; dinsel kurumlarda yaşandığı için yargının bağımsız işlemeyeceği endişesi.
***
2015 yılı yapımı Oscar ödüllü bir film.
ABD’nin en büyük kilisesinde ortaya çıkan çocuklara yönelik istismarın peşine düşen bir grup gazetecinin hikâyesini anlatır.
Gerçek olaydan esinlenilmiş filmde gazetecilerin önlerindeki en büyük engel kilisenin toplumdaki manevi ağırlığıydı.
Skandal kamuya mal oldukça büyüdü. Ama kilise topyekûn bu konuya karşı direndi.
Toplumdaki ağırlığını kullanmaya çalıştı. Filmin sonunu söylemeyeyim…İzleminizi öneririm…
***
İşte bizde de insanlarımızın endişesi tam da burada yatıyor.
Hem gerçekleri öğrenmek istiyor hem de dinsel bir ağırlıktan ötürü davanın seyrinin değişmesini istemiyor.
Tabii elbette en başta da minik yavruların korunmasını…
