Diyarbakır'da varlıkları bilinen ancak daha önce fotoğraflanmamış olan 3 kuş türü olan taşçeviren (arenaria interpres), deniz düdükçünü (phalaropus lobatus) ve büyük flamingoyu (phoenicopterus roseus) görüntüledi. Dicle Üniversitesi yerleşkesinde bulunan ve 200'den fazla kuş türüne ev sahipliği yapan Kabaklı Göleti'nde çekilen görüntüleri değerlendiren Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı ve Kuş Bilimci Prof. Dr. Ahmet Kılıç, Kaya'nın çektiği kuş türlerinin bölgede çok nadir görüldüğünü söyledi.
200'DEN FAZLA KUŞ TÜRÜ VAR
Prof. Dr. Kılıç, "Diyarbakır, pek çok farklı habitatı bünyesinde barındırır. Habitat dediğimiz yaşam alanları, ovalar, vadiler, yaylalar, stepler, dağlık bölgeler, sulak alanlar, gölet ve nehir kıyılarımız. Bu farklı habitatlar çok çeşitli türlerin burada yaşamasına imkan sağlıyor. Bunu özellikle kuşlarda görüyoruz. Diyarbakır'da 300'den fazla kuş türü var. Dicle Vadisi'nde, Hevsel Bahçeleri civarında, Dicle Nehri kıyısında ve üniversitemiz kampüs alanı içerisinde bulunan Kabaklı Göleti'nde 200'den fazla kuş türünü görüyoruz.
3 TÜR PEŞ PEŞE GÖRÜNTÜLENDİ
Bu durum, alana kuş cenneti alanı kazandırmaktadır. Burada çok nadide türler de var. Bunlardan bazılarını fotoğraflama imkanı olmamıştı. Çünkü fotoğraflama ayrı bir emek ve çalışma alanıdır. Daha önce gördüğümüz taşçeviren var. Oldukça nadide bir tür. Bu türümüz sığ sularda, kıyıda, taşları çevirerek su altındaki böcekleri, larvaları, tırtılları yiyor. Dolayısıyla bunların aşırı üremesinin önüne geçiyor.
"ÖNEMLİ BİR ÇALIŞMA"
Bu davranışından dolayı adlandırmada taşçeviren ismi kullanılmaktadır. Yapılan çalışmada doğa fotoğrafçısı Selim bey, bunu tespit etti ve daha önce bildiğimiz taşçevirenin artık fotoğraflı halini görme şansına ulaştık. Bu Diyarbakır için, Güneydoğu Anadolu Bölgesi için büyük bir kazanç. Önemli bir çalışmadır" dedi.
Fotoğraflanan deniz düdükçünü için de Prof. Dr. Kılıç, "Bunlar, özellikle derin olmayan sularda böcekleri avlanma yönünde davranış gösteriyor. Avlanma taktiği de oldukça ilginçtir. Bulunduğu yerde dönerek, su içinde girdap oluşturuyor.
DİYARBAKIR'DA YAŞIYORLARDI AMA YENİ GÖRÜNTÜLENDİLER
Bu girdaptan dolayı özellikle zemine ulaşamadığı için zemindeki böcekler, su böcekleri, larvalar, tırtıllar yüzeye çıkıyor ve avlanmaya başlıyor. Bu strateji oldukça güzel bir değerlendirme. Bunun da fotoğraflarını maalesef çekememiştik. Selim bey çalışmasında bunu da tespit etmiş, bu da çok değerlidir. Diyarbakır'ımız için özellikle Hevsel Bahçeleri ve Kabaklı Göleti için çok değerlidir" diye konuştu.
Büyük flamingonun da bölgede çok nadir görülen türlerden olduğunu belirten Prof. Dr. Kılıç, şunları söyledi:
"Yıllardır biliyoruz. Hatta 50 yıl önceden tespitler vardı. Hepimizin bildiği flamingolar, bölgemizde çok nadir görülen türlerdendir. Daha önce vardı fakat fotoğraf çekme imkanı olmamıştı. Selim Bey bunu da başardı. Değerli bir katkıdır. Bunlar da transit kuşlarımız arasındadır. Yalnızca tuzlu olan lagünlerde, deniz kıyısında ya da tuzlu göllerde yaşar. Diyarbakır'da nadirdirler, çünkü bu bölgede tuzlu göller çok az, bunlar da özellikle kabuklularla beslenirler. Bu su içindeki kabuklular, bunlara o pembe rengi sağlıyor.
Çok nadide, özel bir türdür. Küresel ısınma nedeniyle su bulmakta zorlanan kuşlar, Diyarbakır'daki Kabaklı Göleti'ni bir vaha olarak görüyor. Diyarbakır'da çok özel bir potansiyel var. Son zamanlarda yaşadığımız kuraklık ve aşırı sıcaklar, bu hayvanları ciddi biçimde zorluyor. O yüzden çok nadir bulunan bölgelere yoğunlaşmaya başladılar. Çünkü dereler, çaylar kuruyunca Dicle Vadisi'ne, Dicle Nehri'ne veya var olan göletlere geliyorlar. O yüzden bizim bu türleri yaşatabilmemiz; bu bölgedeki su varlığına bağlı. Bulunduğumuz bölge, Basra şehrinin özelliğine dönüyor. Irak'taki, Suriye'deki şehirler gibi bir iklime doğru gidiyoruz. Bunu geciktirmek ya da daha yaşanabilir hale getirebilmek için tedbirler almamız lazım. Ağaçlandırma çok değerlidir. Suyu toplamak çok değerlidir ve suyu yönetmemiz lazım" diye konuştu.