Dumanlar Kuzey Kutbu'na ulaştı! Sibirya permafrostu tehlike altında
Dünyanın en yeşil yerlerinden biri olan Sibirya aylardır cayır cayır yanıyor. Ülkemizdeki yangınların söndürülmesiyle şimdilik bir nebze olsun rahatladık ama hemen yanı başımızdaki bu yangınlar da sadece Rusya için değil dünyanın geneli için çok büyük tehlikeleri beraberinde getiriyor.
Türkiye'de geçtiğimiz iki hafta boyunca yüreğimizi dağlayan orman yangınlarının büyük oranda kontrol altına alınmasıyla hepimiz rahat bir nefes aldık. Ancak hemen yanı başımızda komşumuz Yunanistan'da yangınlar devam ediyor.
Batımızda hal böyleyken doğumuz da başka bir yangının etkisi altında. Rusya'nın Sibirya bölgesindeki ormanlar günlerdir yanıyor. Yetkililer yangınların bir kısmını söndürmeye çalışırken bir kısmını da kendi haline bırakmış durumda.
Bunun nedeni Sibirya'nın yüzölçümünün çok geniş olması nedeniyle yangınların herhangi bir büyük yerleşim yerini, ulaşım sistemlerini ya da altyapı hizmetlerini tehdit etmemesi. Ancak yine Sibirya'daki yangının kapladığı alanın dünyanın geri kalanındaki tüm yangınların toplamından daha geniş olduğunu da söylemek gerek. Ve elbette bu kadar büyük bir yangının birçok olumsuz sonucu var.
Sıcak-yangın-sıcak döngüsü tüm dünyayı etkiliyor
Aslına bakılırsa Sibirya yangınları her yıl düzenli olarak yaşanıyor ve ekolojik dengenin de bir parçası olarak görülüyor. Ancak iklim uzmanları bu yılki yangınların kapladığı alanın bu kadar geniş olmasının, gezegenimizin ısınmasıyla günden güne büyüyen yangın riskinin bir yansıması olduğunu düşünüyor. Üstelik yangınlarla ortaya çıkan yüksek miktardaki karbonun da küresel ısınmaya katkı yapmasından endişe ediliyor.
Rus yetkililer şu an Sibirya'nın çeşitli yerlerinde çıkan 170'den fazla orman yangınıyla mücadele etmeye çalışıyor. Bu yangınlar nedeniyle birçok havalimanı ve yol kapandı, binlerce kişi tahliye edildi ve ortaya çıkan duman bulutları Arktika'ya ve Kuzey Kutbu'na kadar ulaştı. Avrupa Atmosfer Gözlem Ajansı Copernicus'un ve NASA'nın elde ettiği uydu görüntüleri Sibirya yangınlarından kaynaklı dumanın 5,2 milyon kilometrekarelik bir alana yayıldığını gösteriyor. Uzmanlara göre böyle bir durum eldeki kayıtlara bakılırsa görülmüş bir şey değil...
Ancak binlerce kilometrekareyi kaplayan çok sayıda yangın da hiç müdahale edilmeden yanmaya devam ediyor. Rusya tarihinin en kötü yangın sezonunu yaşarken, çevreciler yetkililerin her sene olağan bir olay muamelesi yaptığı yangınların bu sene her zamankinden biraz daha fazla ilgiyi hak ettiğini belirtiyor.
Türkiye de dahil beş ülkedeki yangınların toplamından fazla
Washington Post'a konuşan ormancılık uzmanı Aleksey Yaroşenko'ya göre, ülkede "Yangınlar normal, tayga her zaman yanıyor ve bunu mesele etmeye gerek yok" yaklaşımı hakim. Ancak iklim değişikliğinin bir sonucu olarak Rusya'da olağanüstü hava olayları artıyor.
Özellikle ormanlarla kaplı Yakutistan bölgesinde hızla yayılan yangınlar, ağır kuraklık, tarihte kaydedilmiş en yüksek sıcaklıklar ve güçlü rüzgarların bir araya gelmesinin sonucu olarak ortaya çıktı. Halbuki Yakutistan, Rusya'nın en büyük ve en soğuk bölgesi olarak biliniyor. Bölge bir permafrost alanının üzerine konumlanmış durumda yani topraklarının sıcaklığı dört mevsim 0 derecenin altında. Dahası Rusya'nın hava gözlem kuruluşu Rosgidromet'ten pazartesi günü yapılan açıklamada Saha olarak da bilinen Yakutistan'daki durumun daha da kötüleşmekte olduğu bildirildi.
Yaroşenko, Sibirya'daki yangınların yüzölçümünün "Yunanistan, Türkiye, İtalya, ABD ve Kanada'daki yangınların toplamından fazla" olduğunu belirterek, bu yılın Rusya tarihindeki en kötü yangın yılı olarak bilinen 2012'yi geride bırakabileceği konusunda uyarıda bulundu.
Geçmiş yangınların Rus medyasında çok fazla dikkat çekmediğini de hatırlatan Yaroşenko, bu durumun da değişmeye başladığını söyledi. Rus uzmana göre, yine de birçok yurttaşı, büyük yangınların sabotaj komplo gibi sebeplerle ve insan eliyle çıkarıldığına inanıyor. Bu komplo teorilerini destekleyen kanıtlar ise oldukça sınırlı.
Diğer yandan insanların bu ihtimallere ağırlık vermesi havanın tahmin edilemez olduğu rüzgârlı günlerde anız yakmak, ormanda kontrolsüz ateş yakmak gibi dikkatsiz davranışların sık sık yaşanmasına neden oluyor.
Greenpeace: 183 bin kilometrekarelik alan yandı
Greenpeace göre, bu yılın başından beri yanmakta olan ve yaklaşık 162 bin kilometrekarelik alanı küle çeviren ormanları söndürmek için 7 binden fazla itfaiyeci, çiftçiler, askerler ve diğer acil durum görevlisi çalışıyor. Yanan alanların toplamı Avusturya'nın yüzölçümünün neredeyse iki katı. Yerel yetkililer ise söndürme çalışmaları için daha fazla gönüllüye ve finansmana ihtiyaç olduğunu söylüyor.
Kendi haline bırakılmış yangınların sayısı ise 66. Bu yangınlar söndürme çalışmalarının çok zor olduğu ya da konutların ve ekonomik altyapının fazla etkilenmeyeceği bölgelerde. Bu şekilde de yaklaşık 21 bin kilometrekarelik bir alan yandı. Bu ABD'nin California eyaletinde geçtiğimiz hafta büyük yıkıma yol açan Dixie Yangını'nın 10 katı büyüklüğe denk geliyor. ABD'de bu yıl 100 yangında 23 bin kilometrekareden fazla alan yandı. Kanada'da ise toplam yanan arazi 34 bin kilometrekare civarında. Avrupa Orman Yangınları Bilgi Sistemi'nin verilerinde ise Türkiye'deki yanan alan 1800 kilometrekare civarı görünüyor. Yunanistan ve İtalya ise 1000'er kilometrekarenin biraz üzerindeki alanları yangına kurban verdi.
Yaroşenko, Rusya'nın ormanlarının yarısının yerel yetkililerce korunmadığını çünkü yangınla mücadele için yeterli finansman bulunmadığını söyledi ve şöyle devam etti: "Bu yangınlar çevrenin dengesi için çok önemli bir role sahip. Ormanların önemli bir kısmı en kuzeydeki korunmasız bölgelerde. Çok yavaş büyüyorlar, çok hassaslar ve yandıkları takdirde çevre üzerindeki etkileri çok büyük oluyor."
Yetkililer küresel ısınma diyor
Greenpeace'in yukarıda aktardığımız verileri yerel itfaiye birimlerinden toplanıyor. Ancak Rusya Doğal Kaynaklar ve Ekoloji Bakanlığı sadece insanların yaşadığı bölgeleri tehdit eden yangınları kayda geçiriyor, steplerdeki ya da tarım arazilerindeki yangınlar sayılmıyor. Bu nedenle resmi verilerde Rusya'da yanan alan 78 bin kilometrekare civarı yani Greenpeace'in yarısının bile altında. Buna rağmen Bakan Aleksandr Kozlov geçtiğimiz hafta yangınla mücadele bütçesinin 81 milyon dolardan 190 milyon dolara çıkarılmasını talep etti.
Diğer yandan Yaroşenko, yerel yetkililerin de Moskova'ya durumun ciddiyetini doğru aktarmadığını ön sürerek, "Ancak artık yangınları saklamak mümkün değil. Uydu görüntüleri her şeyi ortaya koyuyor. Ama yine de böyle bir alışkanlık var" diye konuştu.
Yerel yetkililer genel olarak küresel iklim krizine dikkat çeken açıklamalar yapıyor. Yakutistan bölgesinin ormancılık konusunda en yetkili ismi olan Sergey Sivtsev, Kommersant gazetesine yaptığı açıklamada, 1888'den beri en sıcak haziran ayını geçirdiklerini söyledi. Yakutistan'ın yerel yönetimi Saha Cumhuriyeti'nin başkanı Aysen Nikolayev, geçen hafta RIA Novosti'ye yaptığı açıklamada orman yangınlarının ana sebebinin iklim değişikliği olduğunu söyledi. Nikolayev, "19'uncu yüzyılın sonundan bu yana meteorolojk ölçümler tarihinin en sıcak ve kurak yazını yaşıyoruz" dedi. Bölgenin Hava Orman Koruma Hizmeti'nden Vladimir Leonov ise bu kadar çok yangın çıkmasını kuru fırtınalarda düşen yıldırımlara bağladı.
Sıcaklar permafrostu da etkiliyor
Rusya'da geçen yıl 4,7 milyar ağaç yandı. Dikilen ağaç sayısı ise bunun yedide biriyle sınırlı kaldı. Ülkede bir ayda orman yangınlarıyla üretilen karbon miktarı İsveç'in bu yılki toplam karbondioksit emisyonuna denk.
Üstelik Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin bu hafta başında yayımlanan raporunda da Rusya'nın yazlarının daha da sıcak ve kurak olacağı, küresel karbon emisyonlarında büyük düşüşler yaşansa bile Sibirya'nın permafrostunun üçte birinin bu yüzyıl sonuna kadar eriyeceği ifade edildi.
Sibirya'daki permafrostun erimesi birçok önemli tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Bunların başında da bir başka sera gazı olan metan çıkışı geliyor. Sonuçları geçtiğimiz hafta yayımlanan bir araştırmada, Sibirya'da 2020 yılında yaşanan sıcak dalgasının beklenin çok üzerinde seviyelerde metan çıkışına yol açmış olabileceği belirtildi.
Bonn Üniversitesi'nden Nikolaus Froitzheim ile meslektaşlarının uydu haritalarını kullanarak yürüttükleri araştırmada, Sibirya'nın kuzeyindeki Taymır Yarımadası'nda kilometrelerce uzunluktaki bir alanda metan çıkış gözlemlendi. Bunun sonucunda atmosferdeki metan yoğunluğu yüzde 5 arttı. Üstelik bölgede 2021'de yaşanan kar yağışı ve soğuğun da çıkışın hızını kesmediği anlaşıldı. Kaynak: Hürriyet
Permafrost nedir?
Kuzey Yarımküre'de yer alan donmuş topraklar için kullanılan bir terim.
Donmuş toprak veya permafrost, jeolojide iki veya daha fazla yıl suyun donma noktası veya altında yer alan topraktır.
Sürekli olarak donmuş halde bulunan toprak ve/veya kayaçlardan müteşekkil zemini ifade etmek için kullanılan bir terim. Terim ilk kez 1947 yılında S.W. Muller tarafından ortaya atılmıştır. Permafrost alanlarının bir kısmında, donmuş olan zemin, yaz mevsiminde, süresi ve derinliği yerden yere değişmek üzere, üst kısmından çözülür, buzundan kurtulur. Bu tür permafrosta süreksiz permafrost (discontinuous permafrost) adı da verilmektedir.