Dünya Ticaret Örgütü'nde yeni başkan krizi!
Dünya Ticaret Örgütü'de (DTÖ), ABD'nin yeni hakim atamalarını engelleyerek temyiz organının işleyişini kilitlemesinden ardından şimdi de yeni başkanın kim olacağına dair başka bir kriz yaşanıyor.
Ülkeler arasındaki ticaret kurallarıyla ilgilenen tek uluslararası organizasyon olan DTÖ'nün, ticaret savaşlarının gölgesinde 25 yıllık tarihinin en büyük krizinin içinde olduğu belirtiliyor.
Değişen küresel ekonomik ve ticari şartlara uygun olarak kendini yenilememekten kaynaklanan sıkıntıları artan örgüt, hakim ataması, bütçe baskısı ve personelin rolüyle ilgili tartışmalarla da gündem oluyor.
Örgüt, şimdi de yeni direktörünün kim olacağına dair tartışmaların içinde yer alıyor.
Yeni direktörün kim olacağı hala belirsiz
DTÖ'nün temyiz organının işleyişi Washington'un yeni hakim atamalarını engellemesiyle kilitlenmiş durumda ve 11 Aralık'tan bu yana yeni karar alınamıyor. Temyiz organında bir hakim kalırken, karar alınabilmesi için en az 3 hakimin olması gerekiyor.
Örgütün Brezilyalı Genel Direktörü Roberto Azevedo'nun pazartesi günü itibarıyla görevinden ayrılmasıyla boşalan koltuğa kimin oturacağı da belirsizliğini koruyor.
Şimdiye kadar 8 aday liderlik pozisyonu için başvururken, küresel ticareti düzenleyen tek uluslararası organ konumundaki DTÖ'nün başına kimin geçeceği ABD, Çin ve Avrupa arasında yeni bir tartışmaya neden oluyor.
Yönetim boşluğu risk oluşturuyor
Normal şartlar altında Azevedo'nun halefinin 7 Kasım'a kadar seçilmesi gerekiyor. Yeni direktörün kim olacağına dair itilaflar, halihazırda yaşanan ticari çatışmalar ve engellerin olduğu bir dönemde, aylarca sürebilecek bir yönetim boşluğu riski oluşturuyor.
Uzmanlar, DTÖ'nün bir süredir yönünü bulamadığını ve şimdi bir lideri olmadan işlevini yitireceği uyarısında bulunurken, ABD'de 3 Kasım başkanlık seçimleri öncesinde yaşanacak belirsizliğin işleri daha da geciktirebileceğini belirtiyor.
Ayrıca, örgütün 2021 yılı bütçesinin yıl sonuna kadar hazır olması gerekirken, ABD'nin bu konuda da engel çıkarabileceği belirtiliyor.
Ticaret savaşları DTÖ'nün temellerini sarstı iddiası
ABD Başkanı Donald Trump’ın Mart 2018'de çelik ve alüminyuma ilave gümrük vergisi getirmesiyle başlayan ve söz konusu tarifelerin hedefi olan Çin'in ardından diğer ülkelerin misillemeleriyle alevlenen ticaret savaşlarının, DTÖ'nün temellerini sarstığı iddia ediliyor.
Örgütü Çin'in "adil" olmayan ticaret uygulamalarından sorumlu tutan Trump’ın, DTÖ'yü pek umursamadığı belirtiliyor. Hatta Turmp’ın ülkesinin DTÖ’den ayrılmasını istediği iddia ediliyor.
Uzmanlar, ticari çatışmalar ve engellerin arttığı bir dönemde aylarca sürebilecek bir yönetim boşluğunun küresel ticareti de tehdit ettiği konusunda uyarıyor.
"Küresel ticaretin yüzde 95'i DTÖ kurallarına göre organize ediliyor"
Konstanz Üniversitesi Uluslararası Ekonomi Profesörü Erdal Yalçın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bugün küresel ticaretin yüzde 95'inin DTÖ kurallarına göre organize edildiğini söyledi.
Bu kuralların piyasa ekonomileri için yapıldığını aktaran Yalçın, DTÖ'nün devlete ait şirketler tarafından karakterize edilen piyasa dışı bir ekonomi olan Çin gibi bir ekonomiyi idare edecek donanıma sahip olmadığını ifade etti.
Yalçın, "Çin'in üyeliğinden bu yana DTÖ, çok taraflı ticaret sisteminde reform yapmada başarısız oldu. Bu da Çin'in dünyanın en büyük ihracatçısını haline gelmesiyle ekonomileri imalatta sert bir düşüş yaşayan özellikle ABD gibi ülkelerde giderek artan bir hayal kırıklığına neden oldu." dedi.
DTÖ üyelerinin temel reformlar üzerinde anlaşma sağlayamadığına dikkati çeken Yalçın, ABD'nin örgütle bağlantısını azaltmasının bir nedeninin bu olduğunu kaydetti.
"Ticaret sisteminin kurallarında Batılı ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler ayrışıyor"
Yalçın, DTÖ'nün yeni liderinin belirlenmesinin stratejik yönleri olduğunu anlatarak, Batılı ülkelerin çok taraflı ticaret sisteminin kurallarının nasıl olması gerektiği konusunda gelişmekte olan ekonomilerden daha farklı kavramlara sahip olduğunu dile getirdi.
Örneğin, internet odaklı bir ekonomide önemli bir rol oynayan kişisel verilerin güvenliğiyle ilgili kuralların Avrupa Birliği'nde (AB) Çin'e kıyasla tamamen farklı bir şekilde düzenlendiğini aktaran Yalçın, bu nedenle sadece teknik ticaret kurallarından değil aynı zamanda temel haklardan da söz edildiğini belirtti.
Yalçın, "Bazı Batılı ülkeler Çin'in siyasi sistemine güvenmiyor ve bu DTÖ çıkmazına yansıyor." dedi.
DTÖ'nün başarısızlığının Batı pazarına dayalı ekonomiler ile Çin gibi piyasa dışı ekonomilerin uyumsuzluğunu yansıttığını belirten Yalçın, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bir tarafın ekonomik sistemini ayarlaması gerekir. Bu sadece ekonomiyle ilgili değil aynı zamanda sosyal düzenle de ilgili olduğu için bir uzlaşma bulmak çok zor. Ülkelerin doğru sosyo-ekonomik sistem için rekabet ettiği bir çağdayız. ABD ve AB'nin DTÖ'deki durumu iyileştirmek için transatlantik ilişkileri güçlendirmesi gerekiyor."
"DTÖ varoluşsal bir krizin içinde"
Kanada merkezli Cuiriak Danışmanlık Üst Yöneticisi Dan Cuiriak da DTÖ'nün "varoluşsal bir krizin içinde" olduğunu söyledi.
Dünyanın yeni bir soğuk savaş halinde olduğunu belirten Cuiriak, dijital dönüşümün değerin kaynağını değiştirdiğini ve verilerin giderek artan bir şekilde önemli varlıklar haline geldiğini dile getirdi.
Cuiriak, ABD'nin DTÖ ile sorununun Çin'den kaynaklı olduğuna işaret ederek, "ABD'nin uzlaşma arayışından ziyade DTÖ konusunda muhalif ve sert tavırlar benimsediğini görmek şaşırtıcı değil." dedi.
Dünyanın geri kalanı için DTÖ'nün çok yararlı bir kurum olmaya devam ettiğinin altını çizen Cuiriak, bu "jeo-ekonomik" zorluğun nasıl biteceğinin belirsizliğini koruduğunu ifade etti.