Dünyada birçok yerin sonu böyle gelmiş... Türkiye de şimdi aynı şeyi yaşıyor... Okumaya cesaretiniz yetmeyecek elleriniz titreyecek
Arkeolojik kazılar, dünyadaki birçok yerin sonunun kuraklıkla geldiğini gösteriyor. Türkiye'nin de son dönemde yaşadığı kuraklık herkesi tedirgin etmeye devam ederken, Tunç Çağı İndus Uygarlığını yok etmiş olabilecek bir dizi şiddetli ve uzun süreli kuraklığın kanıtları, Himalayalar'daki bir mağarada bulundu.
Barış Yahya Çinçin
Kuraklık dünyanın en önemli sorunlarından biri artık. Kuraklık geçmişte de dünyanın en önemli sorunlarından biriydi. Fakat küresel iklim değişikliğinin etkisiyle birlikte kuraklık daha ciddi boyutlara doğru gidiyor.
Geçmişte kuraklık nedeniyle dünyadaki birçok yer yok oldu. Türkiye'de de şu anda ciddi bir kuraklık yaşadığımızı hesaba katarsak, tehlike çanları bizim için de çalıyor demek.
Yaklaşık 4.200 yıl önce başlayan ve iki yüzyıldan fazla süren bu kurak dönemin başlangıcı, günümüz Pakistan ve Hindistan’ını kapsayan, İndus Uygarlığının yeniden örgütlenmesiyle aynı zamana denk geliyor.
Araştırma, bu kurak dönemde her biri 25 ila 90 yıl süren üç uzun süreli kuraklık dönemi belirledi. Cambridge Arkeoloji Bölümü’nden çalışmanın ortak yazarı Prof. Cameron Petrie, “Bu aralığın kısa vadeli bir kriz değil, İndus halkının yaşadığı çevresel koşulların aşamalı bir dönüşümü olduğuna dair net kanıtlar bulduk.” diyor.
Araştırmacılar, Hindistan’ın Pithoragarh kentinden çok da uzak olmayan bir mağaradan çıkarılan bir dikitteki büyüme katmanlarını analiz ederek, tarihsel yağışların haritasını çıkarabildiler. Oksijen, karbon ve kalsiyum izotopları dahil olmak üzere bir dizi çevresel belirteci ölçerek, mevsimsel çözünürlükte bağıl yağışı gösteren bir yeniden yapılandırma elde ettiler. Ayrıca kuraklıkların tarihi ve süresi hakkında bir fikir edinmek için yüksek hassasiyetli Uranyum serisi tarihleme kullandılar.
Cambridge Yer Bilimleri Departmanında doktorasının bir parçası olarak araştırmayı yürüten baş yazar Alena Giesche, “Birden fazla kanıt, bu kuraklıkların doğasını farklı açılardan bir araya getirmemize ve birbirleriyle uyumlu olduklarını doğrulamamıza olanak tanıyor.” diyor.
Giesche ve ekibi, yaz ve kış boyunca ortalamanın altında belirgin yağış dönemleri tespit edebildi. Petrie, “Her iki ekin mevsimini de etkileyen kuraklığın kanıtı, bu iklim değişikliği döneminin insan popülasyonları üzerindeki etkisini anlamak için son derece önemli.” diyor. Petrie ayrıca bu dönemdeki kuraklıkların süresinin, üçüncüsünün birden çok kuşak uzunluğunda olacağı noktaya kadar arttığını ekliyor.
Bulgular, İndus mega şehirlerinin çöküşünün, iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğuna dair mevcut kanıtları destekliyor. Ancak Giesche’ye göre, kuraklıkların uzunluğu ve meydana geldikleri mevsim hakkındaki bilgiler bu noktaya kadar bir sır olarak kaldı. “Kültürel hafızayı ve insanların çevresel değişimle karşı karşıya kaldıklarında nasıl uyum sağladıklarını düşündüğümüzde bu ekstra ayrıntı gerçekten önemli.”