ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü, 1984'ten itibaren düzenli olarak Türkiye'yi çevreleyen denizlerdeki sıcaklık değerlerini ölçüyor. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, son 60 yılda dünyada deniz suyu sıcaklıklarının atmosferdeki ısınmaya paralel seyrettiğini, atmosferde yaklaşık 1,1 derece bir ısınmaya karşılık denizlerde 1 derece civarında bir sıcaklık artışı olduğunu ifade etti.
KUZEY DENİZLERİNDE ARTIŞ DAHA YÜKSEK
Dünya genelindeki bu ortalamaya karşılık Türkiye kıyılarında ısınmanın 2 derece seviyesini geçtiğine dikkati çeken Salihoğlu, "Türkiye'yi çevreleyen denizlerin kendilerine özgü yapıları dolayısıyla çok büyük farklılıklar gösterdiğini görüyoruz. Karadeniz'in doğusunda deniz suyu sıcaklığı 2,5 derece artarken batıya doğru geldikçe bu rakam 1,5 dereceye düşüyor. Karadeniz'deki ortalama deniz suyu sıcaklığı ise 2 derece" dedi.
TÜM DENİZLERİMİZDEKİ EN CİDDİ SICAKLIK
Salihoğlu, bu ısınmanın Karadeniz'e etkileri hakkında şunları söyledi: "Denizin kendine özgü bazı özelliklerinin kaybolduğunu görüyoruz. Çalışmalarımızda soğuk ara tabakanın tamamen ortadan kaybolduğunu gözlemledik. Bununla beraber dipteki oksijensiz suların yüzeye yaklaşarak Karadeniz için ciddi riskler ortaya çıkarmış durumda. Karadeniz'in Türkiye kıyıları bu olumsuzluktan daha fazla etkileniyor. Özellikle Doğu Karadeniz'e, Sinop'un doğusuna gittiğimizde tüm denizlerimizdeki en ciddi sıcaklık artışının olduğunu görüyoruz. Batı Karadeniz Tuna Nehri'nin soğutucu etkisiyle daha az sıcaklık artışına maruz kalmış."
MARMARA'DA SICAKLIK ARTIŞI TEK BAŞINA İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE İLGİLİ DEĞİL
Marmara Denizi'ndeki sıcaklık artışının 2 dereceye yakın olduğunu ve bu artışın tek başına iklim değişikliği ile açıklanamayacağını kaydeden Salihoğlu, "Kıyısal bölgelerde endüstrinin de etkisi olduğunu gözlemledik. Bunun etkilerinin ne boyutta olduğunu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile yaptığımız proje ile ortaya koymaya çalışıyoruz. Marmara'da çok ciddi bir endüstriyel faaliyet var, yaptığımız çalışmalarda nehirler kadar bir soğutma suyu debisi olduğunu ve kapalı bir deniz olduğu için koylarını çok etkilediğini gördük. Karadeniz'de bunu görmek mümkün değil, bu Marmara'ya özgü" ifadelerini kullandı.
EGE DENİZİ AYNI ŞEKİLDE ETKİLENMİYOR
Akdeniz'deki sıcaklık artışlarında bölgesel olarak değişiklikler gözlemlediklerini, Mersin ve İskenderun körfezlerinde sıcaklık artışı 2 dereceye yaklaşırken Antalya Körfezi ile Fethiye'de 1,5 dereceye yakın artışlar olduğunu aktaran Salihoğlu, Atlantik'ten giren suyun batı kıyılardaki ısınmayı engellediğini işaret etti. Yapısı itibarıyla deniz suyundaki sıcaklık artışından aynı derecede etkilenmeyen Ege Denizi'nde ısınmanın 0,5 ila 1 derecede kaldığını vurgulayan Salihoğlu, "Buradaki derin soğuk suyun, rüzgarla birlikte sürekli yüzeye çıkacak şekilde bir dolaşım mekanizması var. Böyle olunca iklim değişikliğinin kıyıdaki etkilerini çok fazla görmek mümkün olmuyor. Daha temiz ve soğuk bir deniz" değerlendirmesini yaptı.
EKOSİSTEME CİDDİ ETKİLERİ OLUYOR
Alg patlamaları, suyun kalitesindeki düşüş hatta Marmara'nın akıntı sistemlerinde döngülerin değişimine kadar bunun etkisi var. Karadeniz'de döngü baştan sona değişmekte, Akdeniz'de kıyılardaki yoğun kirlilik baskısıyla bunun birleşmesi sonucu alg patlamaları, yüzme suyu kalitesinde düşüş, İskenderun ve Mersin körfezleri ile Fethiye'de oksijen seviyelerinde düşüşler görmeye başlıyoruz. Yaptığımız modelleme çalışmalarında artan sıcaklıkların Marmara içindeki farklı girdap ve akıntı sistemlerini zayıflattığını gördük, bunun da ekosisteme ciddi etkileri oluyor."
YARISINDAN FAZLASI İSTİLACI TÜRLER
Kızıldeniz'den gelen istilacı türlerin denizlerdeki bu ısınmadan çok fazla faydalanarak kendilerine yaşamaya elverişli alanlar bulduğuna değinen Salihoğlu, "Buradaki ekosistemi baştan sona değiştirdiler, artık Mersin Körfezi'ndeki balık türlerinin yarısından fazlası istilacı türlerden oluşuyor. Tüm biyoçeşitlilik Akdeniz'de ciddi manada etkilenmiş durumda ve bu istilacı türler giderek Ege'ye, Marmara'ya doğru yayılmakta" diye konuştu. Salihoğlu, ısınmanın yol açtığı diğer olumsuzlukları, denizlerin kendilerini onaramaması, kirliliğin artması, üretkenliğin azalması ve denizlerin karbon tutma kapasitelerinin düşmesi şeklinde sıraladı.
DENİZLER İÇİN FELAKET SENARYOSU
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) raporuna göre atmosferde yüz yılın sonuna kadar 4-7 derece artış olacağını, bunun denizler için felaket senaryosu anlamına geldiğini dile getiren Salihoğlu, "Atmosferdeki sıcaklık artışının denize yansımasının ne olacağını şu anda çok bilmiyoruz ama tahmin etmek zor değil. Bu, denizlerin bütün döngüleri alt üst olması demek, su seviyelerinin 2050'ye kadar yarım metreden fazla yükselmesi ve bütün kıyıları etkilemesi demek. Globaldeki denizlerde körfez akıntısı gibi akıntıların duracağı öngörülüyor, bu da bütün iklim sisteminin, bütün hava durumunun değişmesi demek" dedi.