Ay'a gidilip gidilmediği hala insanlar tarafından tartışılmaya devam ediliyor. Bazı insanlar ABD'nin bu konuda yalan söyleme ihtimalinin çok düşük olduğunu savunsa da bazı insanları 1969'daki fotoğrafların tamamen photshop'un ilk ürünü olduğunu savunuyor.
O dönem Ay'a giden ilk insan olarak adlandırılan Neil Armstrong'un yolculuğu sırasında da oldukça ilginç olaylar yaşandı. Öyle ki insanların Ay'a gidiş konusuyla ilgili çok önemli bir sorusu var. "O dönem gittiniz, peki şimdi neden bu kadar imkan varken gidemiyorsunuz?" işte aslında kilit soru burada.
Tam da bu nedenden dolayı insanların Ay'a gidip gitmediği hala tartışılmaya devam ediyor. Peki süreç nasıl gelişti? İsterseniz gelin öncelikle bu sürece göz atalım. Sonra da Armstrong'un insanlardan sakladığı gerçek üzerinde yoğunlaşalım.
Uçuş planı dışsal aktivitelerden önce mürettebatın dinlenme süresi için çağrıda bulundu ancak Armstrong, EVA'nın Houston saatinde akşamın erken saatlerine taşınmasını istedi.
O ve Aldrin dışarıya çıkmaya hazır olduklarında, Eagle basınçtan arındırıldı, kapak açıldı ve Armstrong merdivenden inmeye başladı.
Armstrong, merdivenin dibinde, "Şimdi LM'den ayrılacağım" dedi. Döndü ve sol ayağını ay yüzeyine 02:56 UTC 21 Temmuz 1969'da[6] attı ve o meşhur cümleyi kurdu: "Benim için küçük, insanlık için büyük bir adım."
Armstrong 'un ilk adımından yaklaşık 19 dakika sonra, Buzz Aldrin de kendisine katıldı ve Ay'da yürüyen ikinci insan oldu. Bir kişinin ay yüzeyinde ne kadar kolay işlem yapabileceğini araştırma görevlerine başladılar. Armstrong, uçuşu anmak için bir plaket açıkladı ve Aldrin ile birlikte ABD bayrağını yerleştirdi. Armstrong, bayrağın bayrak direğine asılmasını istese de, yatay tutmak için metal bir çubuk kullanmaya karar verildi.
PEKİ İNSANLIKTAN NE SAKLAMIŞTI?
Ay'a ayak basan ilk insan Neil Armstrong, 1969 yılında gerçekleştirdiği "Apollo 11" uçuşu sırasında kullanılan ve Ay yüzeyinde bırakılması planlanan gereçleri evine getirerek saklamıştı. Bu olay uzun yıllar boyunca bir sır olarak kaldı ve 2012 yılında Armstrong'un eşi Carol Armstrong'un keşfiyle gün yüzüne çıktı.