Dünyaya 154 trilyon km mesafeden geldi, bir kadının kaburgasına çarptı... Kadın büyük acı duydu ama kaburgasına çarpan şey bir servetti
Dünyaya uzaklığı 154 trilyon km olan bir cisim Fransız bir kadının kahve keyfini yarıda kesti. Kaburgalarında hissettiği acıyla nefessiz kalan kadın, ne olduğunu anlayamadığı şeyi kapı kapı gezdirdi. Yüz milyonda bir yaşanabilecek bir şeyin başına geldiğini ise beklemediği bir isimden duydu.
Fransa'da arkadaşlarıyla sıradan bir kahve sohbetine kendini kaptıran kadının başına gelen şeylerin hiç sıradan bir yanı yok. Hatta dünya üzerinde yaşanması yüz milyonda bir bile olabilir.
Yerel haberlere göre, Fransa'da yakın zamanda arkadaşıyla kahve keyfi yapan bir kadına, son derece nadir görülen bir olay olarak küçük bir göktaşı çarptı.
Fransız gazetelerine çıkan olaya göre, kadın terasta arkadaşıyla koyu bir sohbete tutuşmuşken bir anda kaburgalarında yoğun bir ağrı hissetti. Çünkü kaburgalarına son hızda gelen bir göktaşı çarpmıştı.
Kimliği açıklanmayan kadın "Yanımızdaki çatıdan büyük bir 'Poom' sesi geldiğini duydum. Ardından gelen saniyede kaburgalarımda bir şok hissettim." dedi.
Yıldızların ve göktaşlarının dünayay mesafesi düşünüldüğünde bu çok inanaılmaz bir olay. Çünkü 1 ışık yılı yaklaşık 9,5 trilyon km olduğu için burada 154 trilyon km mesafeden söz ediyoruz. Elimizdeki roketlerle bu kadar uzağa gitmemiz imkansız; çünkü depolanabilen yakıt yeterli gelmiyor. Bu yüzden alternatif yakıtlar kullanan uzay gemilerini denkleme dahil ediyoruz.
Meteoritler, 'uzay kayaları' olarak da adlandırılır. Bu nesnelerin boyutları toz tanelerinden küçük asteroitlere kadar değişir. Kayalık, metalik veya ikisinin bir kombinasyonu olabilir.
Çoğu meteoroid, Dünya atmosferinde saatte on binlerce mil hızla hızlanırken tamamen parçalanır. Bir şekilde yere inenlerden , tipik olarak orijinal nesnenin yalnızca küçük bir yüzdesi hayatta kalır. Göktaşları bulunduğunda, bir çakıl taşı ile bir yumruk arasında değişme eğilimindedirler.
Fransız kadın, çarpma sonrası nesneyi inceletmek üzere bir çatı ustasına götürdü. Çatı ustası ona bunun çimentodan yapılmadığını ama bir göktaşı gibi göründüğünü söyledi. Daha sonra gizemli nesneyi jeolog Thierry Rebmann'a gösterdi.
Jeolog, DNA'ya kayanın bir demir ve silikon karışımı içerdiğini ve bir göktaşı olabileceğini söyledi. Rebmann, insanların bu tür nesneler tarafından vurulmasının son derece nadir olduğunu söyledi.
NASA'ya göre her gün yaklaşık 50 ton göktaşı malzemesinin Dünya'ya düştüğü tahmin ediliyor . Ancak bunun çoğu son derece küçüktür ve çoğunluğu, gezegenin yüzeyinin yaklaşık yüzde 70'ini kaplayan okyanuslara düşer.
Karada bulunduğunda, meteoritleri normal Dünya kayalarından yalnızca görünüşleriyle ayırt etmek zordur. Kumlu veya buzlu çöller gibi bazı yerlerde, bu uzay kayalarını tespit etmek daha kolay olabilir.
Tarih boyunca insanlara göktaşlarının çarptığı iddia edilen vakalar ortaya çıktı, ancak çoğu zaman bu iddiaları destekleyecek kanıtlar yetersiz kaldı. Doğrudan bir kişiye çarpan ilk doğrulanmış göktaşı vakası, yaklaşık 70 yıl önce ABD'de yaşandı.