Bajau kabilesi: Suyun içinde yaşayan “deniz çingeneleri”
Güneydoğu Asya'nın sularında teknelerde ve tam olarak vatan denilemeyecek denizlerde yaşıyorlar. Zaman ve yaş mefhumu gerçekten yok denecek az- bunları gösterecek saat, doğum günü ve takvim gibi şeyleri yok. Ve onlar, denizde yaşayabilmeleri için bizlerden farklı iç organları ve yetenekler geliştirdiler. Onlar “deniz çingeneleri” olarak adlandırılan Bajau halkı ve dünyada geriye kalan bütün insanlardan farklılar.
Bajau’nun çoğu uzman serbest dalgıçlar yani 230 fitin üzerindeki derinliklere dalabilirler, 60 fit su altında birkaç dakika su altında kalabilirler ve genellikle günde beş saat su altında geçirebilirler. Aslında, onları diğer insanlardan bilimsel olarak farklı kılacak şekilde geliştikleri için hala suda yaşayabiliyorlar. 2018'de Cell dergisinde yayınlanan araştırmalarda, Bajau halkının komşu bölgelerin ortalama insanından yüzde 50 daha büyük bir dalağı olduğu belirtildi.
Deminka süper kahraman gücüne sahip olduğunu iddia eden 1987 doğumlu Rusya’da yaşayan bir kadın. Kendisi 10 yaşından beri X ray ışınları gibi insanların iç organlarını görebildiğini söylüyor. Natasha birçok insanın organının yerini doğru şekilde tespit edebiliyor ve gördüğü renkler de bunu kanıtlıyor.
Gökkuşağı kadın: Concetta Antico
Concetta Antico adında bir sanatçı tuhaf bir güce sahip. Sanatçı diğer insanlardan daha fazla renk görebiliyor. ”tetrakromat” olarak bilinen bu durum X kromozomunun iki farklı mutasyona uğramasından kaynaklanmaktadır.
Çoğu insanın gözünde 3 tane bulunurken, bu insanların gözünde 4 koni olduğu anlamına geliyor. Mutasyon az karşılaşılan bir şey olmamasına rağmen, Avrupa’daki kadınların yarısı buna sahip olabilecekken böyle bir görme yeteneğine sahip olan bir kaç kişi kaydedildi.
Antico’ya çakıl taşı kadar basit bir şey gösterdiğinizde ona gökkuşağı gibi görünebilir. Birçok insan 1 milyon renk görebiliyorken, onun 99 milyon renk gördüğü rapor edildi.
Japonya’dan Isao Machii, fark yaratan bir dövüş sanatçısıdır. Onun refleksleri, bir kılıçla ona ateşlenen bir BB silah mermisini kesebilecek kadar etkileyici.
Sayısız Guinness dünya rekorunu elinde bulunduruyor, saatte 158.29 kilometre hızla bir kılıçla kesilmiş en hızlı BB pelet de buna dahil.
Bunu nasıl yaptığına dair bir netlik yok ama gördüğü şeyi normal insanlardan farklı bir düzeyde işliyor gibi görünüyor. Her nasıl yapıyorsa, muazzam etkileyici.
Her şeyi yiyen adam: Michel Lotito
Michel Lotito adındaki Fransız bir şovmen, yirminci yüzyılda, yiyebilme kabiliyetiyle, neredeyse herşeyi yiyerek izleyicileri büyüledi.
Bu bisikletleri, televizyonları, alışveriş kartlarını ve daha fazlasını içeriyor. Ama bunların arasında en büyük hüner 1980’de geldi. İki yılını alan 150 Cessna uçağını yiyerek bitirmeyi başardı.
Bilim insanları onun nadir görülen ”pica” adında bir durumu olduğunu düşünüyor. Bu cansız nesneler için iştahı olduğu anlamına gelen psikolojik bir durum.
Görünüşe göre kalın mide astarı yaralanma olmadan bunları yemesini sağladı. Bazı hesaplarda 9 ton metal ve bir tabut yemişti – 2007’de doğal nedenlerle vefat etti.
Her şeyi duyan kadın: Justine Mitchell
Justine Mitchell 39 yaşındayken geliştirdiği süperior kanal dehissansıyla kendi gözlerinin ve kalbinin bile sesini duymaya başlamış. Her şeyi duymak onun için işkence haline gelmiş diyebiliriz. En sonunda hayat kurtarıcı bir operasyonla bu durumdan kurtulmuş.
Wim Hof, ”Buz Adam” olarak bilinen farklı bir atlet, eşsiz bir nefes alma tekniği sayesinde, aşırı soğuklarda hayatta kalabiliyor.
Bunu bilinçli bir şekilde hipervantilasyon (kasıtlı derin nefes alma sonucu karbondioksitin ciğerlerden dışarı kaçması süreci) yaparak, kalp hızını ve adrenalini yüksek tutarak başarabilir.
Bu ayın başlarında bir çalışmada, sinir sistemi aktivitesinde artışa yol açarak sıcaklığını sıradışı nefes alma metoduyla ayarlayabildiğini ileri sürdü.Her nasılsa, ekstrem koşullara dayanabilen atlet, 2011’de 1 saat 52 dakikalık dünyanın en uzun buz banyosunu yaptı.
Ayrıca 2009’da Finladiya’da yaklaşık -20°C (-4°F) sıcaklıkta bir maratonu sadece bir şortla tamamladı. Everest Dağına da şortla tırmandı.
Daniel Tammet süper bir beyne sahip. Kendisi Pi sayısını 22.154 basamağa kadar sayabiliyor ve yalnızca bir haftada yeni bir dil öğrenebiliyor. Daniel tüm bunlara rağmen soyut şeyleri algılamakta zorlandığını da söylüyor. Bu arada dikkati hızla dağıldığı için araba kullanmak onun için imkansız.
Elastik derili adam: Garry Turner
Ehlers-Danlos sendromuyla dünyaya gelen Garry Turner dünyanın en esnek cildine sahip insanı. Yalnızca cildi değil, kemikleri ve dokuları da aynı derecede esnek. Bu sendromdan dolayı sürekli ağrı kesici kullanan Garry Turner aynı zamanda bir hemofili hastası. Fazlasıyla ince olan cildi kolayca yaralanıyor ve kanaması durmuyor. Hastalığı nedeniyle okulunu bitiremeyen Garry sirklerde çalışarak hayatını kazanıyor.
Korku filmlerinin aranan oyuncusu: Javier Botet
Javier Botet, aslında bağ dokularını etkileyen bir genetik hastalıktan muzdarip. 1977 doğumlu İspanyol, 2,01 metre boyunda ve yalnızca 55 kilo. Özellikle uzun kolları ve bacaklarıyla Botet kendisine filmlerde bol bol yer buluyor, tabii genelde canavar olarak.
Koşan Kabile: Kalenjin
Kalenjinler aslında oldukça kalabalık bir kabile ve kendi içinde 11 alt grubu daha var. Bu kabilenin en dikkat çekici yanı ise koşu sporundaki başarıları. "Koşan kabile" olarak bilinen Kalenjinler, 1980'den bu yana yetişkin erkek kategorisinde verilen büyük ödüllerin %40'ına sahip.
Hiçbir şeyden korkmayan adam: Jordy Cernik
Vücutta çok fazla kortizol üretilmesine neden olan Cushing sendromu nedeniyle birkaç kez ameliyata giren Jordy Cernik'in adrenalin üreten salgı bezleri alınmıştı. Artık onun için uçaktan atlamak bile sıradan bir şey çünkü korku hissetmiyor. Ancak kendisi halen daha Cushing sendromundan muzdarip ve adrenalin salgılayamadığı için artık çektiği ağrılar daha kuvvetli. Korkusuz olmanın bazı şeyleri ilk kez denerken işe yaradığını söylüyor ancak ona göre hiçbir şey hissetmemenin sıkıcı olduğu durumlar da yok değil.
AIDS'e bağışıklığı olan adam: Steve Crohn
Steve Crohn açıklanamayan bir genetik mutasyondan dolayı AIDS bağışıklığına sahipti. Kendisi, çevresindekilerin ölümlerinden etkilenerek 66 yaşında intihar etmişti.
Jill Price gördüğü, izlediği, okuduğu ve hatta duyduğu hiçbir şeyi unutmuyor. Beyni her daim çalışan bir kayıt cihazı gibi her şeyi kaydediyor. Hafızasının her daim aktif olması onun odaklanma ve öğrenme sorunları yaşamasına neden oluyor. Çünkü hafızası yalnızca gerekli bilgilerle değil, birçok gereksiz detaylarla dolu.
1966 yılında ABD'de doğan Daniel Kish, göz kanseri yüzünden gözleri daha bebekken alınmış bir insan. Kish'in özelliği ise ses dalgalarını kullanarak yolunu bulabilmesi. Dilini şapırdatarak nerede olduğunu, etrafında ne olduğunu, hatta uzaklardaki evleri bile birbirinden ayırabiliyor, trafikte seyahat edebiliyor.