Havelsan İnsansız Kara Aracı'nın (İKA) son halini sosyal medya hesabı üzerinden paylaştı. Açıklamada İKA'nın özellikleri yer aldı.
Azami hızı saatte 12 kilometre olan İKA, yüksüzken 450 kilogram ağırlığa sahip. Otonom sürüş ile görev kabiliyeti bulunan araç, tam donanımlıyken ise 650 kilogram ağırlığında.
7.62 mm uzaktan kumandalı silah sistemine sahip olan İKA, KBRN (Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik, Nükleer) silah sensörü ve robotik kola ev sahipliği yapıyor.
Gelişen teknoloji hayatımızın her alanına nüfus etmek ile birlikte silah endüstrisini de baştan başa yeniliyor. İşte Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından kullanılan yerli teknoloji ürünü olan silahlar...
SSB'den yapılan yazılı açıklamaya göre, Yeni Tip Denizaltı Projesi kapsamında ilk iki denizaltının komuta kontrol sistemlerini tamamlayan Havelsan, 3. denizaltı olan Murat Reis’in de komuta kontrol sisteminin kurulumu ve detaylı testlerini tamamladı. Sistem, Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi.
Türkiye'nin ilk silahlı deniz aracı
Ares Tersanesi ve Meteksan Savunma, Türkiye'nin ilk silahlı insansız deniz aracını (SİDA) geliştirdi. İki şirketin birkaç yıldır devam eden araştırma geliştirme faaliyetleri sonunda ortaya çıkan ULAQ serisinin ilk ürünü olan SİDA'nın prototip üretimi aralık ayında tamamlanacak.
SİDA, 400 kilometre seyir menziline, saatte 65 kilometre sürate, gündüz/gece görüş kabiliyetine, milli kriptolu haberleşme altyapısına sahip olacak. Araç, farklı operasyonel harekat ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde füze sistemlerinin yanı sıra elektronik harp, karıştırma gibi farklı tiplerde faydalı yükler ve farklı haberleşme ve istihbarat sistemleriyle donatılabilecek.
Bununla birlikte, kendisiyle eş veya farklı yapıya sahip diğer SİDA'larla operasyon yapabilecek araç, insansız ve insanlı hava araçlarıyla müşterek harekat gerçekleştirebilecek. SİDA, sadece uzaktan kontrol edilen bir insansız deniz aracı olmanın haricinde, yapay zeka ve otonom davranış özellikleriyle üstün ve çağın ilerisinde yeteneklerle donatılacak.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) ateş gücünün gösterildiği "Ateş Serbest-2020" faaliyetinde aralarında milli imkanlarla üretilen Fırtına obüsleri, Korkut hava savunma sistemleri, milli piyade tüfeğinin de bulunduğu harp araç ve gereçleriyle hedefler tam isabetle vuruldu. TSK envanterine yeni giren silahların da kullanıldığı faaliyette ilk defa OMTAS orta menzilli tanksavar silah sistemi ve Kargu Kamikaze İHA ile hedefler imha edildi.
"TEK ATIŞ VE VURUŞ"
İlk olarak yerli üretim milli piyade tüfek atışları gerçekleştirildi. Pençe Kaplan dahil birçok operasyonda kullanılan tüfeklerle piyadelerin yaptığı başarılı atışların ardından keskin nişancı atışlarına geçildi. Keskin nişancıların bir kilometre mesafedeki küçük hedeflere yaptıkları isabetli atışlar protokol üyelerince beğeniyle takip edildi. "Tek atış ve vuruş" sloganıyla yapılan keskin nişancı atışları sonrasında makineli tüfek atışları gerçekleştirildi.
İstihkamcılar tarafından mayınlı sahalardan geçit açılması görevinin yerine getirilmesinden sonra hedefler roketatar, zırhlı personel taşıyıcı üzerine yerleştirilen silahlar ve yerli üretim bomba atar atışlarıyla devam etti. Hareket halindeki tank takımı, önce duran, ardından hareketli hedefleri ateş altına aldı. Hedeflerin tam isabetle imha edildiği atışları, OMTAS orta menzilli tanksavar silah sistemi ile yapılan atışlar izledi. Zırhlı hedeflere karşı etkin bir silah sistemi olan, yerli ve milli imkanlarla geliştirilen OMTAS da hedefleri imha etti.
Yaklaşık 4 bin 500 metredeki hedefe yapılan etkili Kornet-E atışlarının ardından yerli ve milli üretim Korkut Kundağı Motorlu Namlulu Alçak İrtifa Hava Savunma Silah Sistemi atışları gerçekleştirildi. Söz konusu atışın ardından Kargu Kamikaze İHA tarafından belirlenen hedefe saldırı gerçekleştirildi. Hedefini başarıyla imha eden Kargu Kamikaze İHA da Ateş Serbest faaliyetinde ilk defa görev aldı. Havan ve obüs bataryalarından yapılan atışların ardından faaliyet, "Dünyanın en iyi kundağı motorlu obüsü" olarak nitelendirilen yerli üretim Fırtına obüslerinin atışlarıyla sona erdi. Faaliyet, hedeflerin imhasının ardından Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın konuşması ve başarılı personelin ödüllendirilmesiyle sona erdi.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii'nden yapılan açıklamada, Aksungur'un kanat altlarındaki 6 istasyonun da doldurulduğu ve insansız hava aracının 12 adet mikro akıllı mühimmatı taşıdığı vurgulandı.
Açıklamada uçuşun 20 bin feet irtifada ve 28 saat sürdüğü belirtildi. 750 kilogram faydalı yük kapasitesine sahip olan, gece/gündüz her türlü hava koşullarında istihbarat, gözetleme, keşif ve taarruz görevlerini gerçekleştirebilen Aksungur, geçtiğmiz günlerde de aralıksız 49 saat havada kaldığı bir uçuşla rekor kırmıştı.
Açıklamada uçuşun 20 bin feet irtifada ve 28 saat sürdüğü belirtildi. 750 kilogram faydalı yük kapasitesine sahip olan, gece/gündüz her türlü hava koşullarında istihbarat, gözetleme, keşif ve taarruz görevlerini gerçekleştirebilen Aksungur, geçtiğmiz günlerde de aralıksız 49 saat havada kaldığı bir uçuşla rekor kırmıştı.
Bunlardan ‘M’ serisi olanların ABD, Leopard'ın ise Alman üretimi olduğuna işaret eden Şahin, Suriye ve Irak gibi muharebe sahalarında; M60A3, M60TM ve Leopard 2A4 tankları görev aldığını vurguladı. Mevcudun içindeki en modern tankların 300 adetten fazla tedarik edilen Leopard 2A4 olduğunu kaydeden Şahin, bu modellerin 2000’li yıllardan itibaren Türk Kara Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilmeye başlandığını söyledi.
Şahin, modernizasyonun ne anlama geldiği konusunda ise şöyle devam etti: “ROKETSAN Balistik Koruma Merkezi (BKM) tarafından geliştirilen Tepkisel Reaktif Zırh (ERA), Yüksek Balistik Mukavemete Sahip Kafes Zırh ve Boşluklu Modüler Add-on Zırh ile birlikte, Türk Kara Kuvvetleri Komutanlığı envanterindeki Leopard 2A4 tanklarının pasif ve reaktif korunma seviyeleri artacak. Leopard 2A4 tankları, bu zırh iyileştirmesinin ardından Suriye ve Irak bölgelerindeki anti-tank tehditlerine karşı üstün mukavemete sahip olacak. Ayrıca yine Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından modernize edilen M60T tanklarına entegre edilen elektronik sistemler de Leopard 2A4 tanklarına entegre edilecek.
Diğer yandan ASELSAN tarafından yapılacak bu elektronik modernizasyon ile Yakın Mesafe Gözetleme Sistemi (YAMGÖZ), Lazer İkaz Alıcı Sistemi (LIAS), SARP Uzaktan Komutalı Silah Sistemi (UKSS), PULAT Aktif Koruma Sistemi (AKS), Güç Dağıtım Ünitesi, ASELSAN Sürücü Görüş Sistemi (ADİS) ve Sesli Uyarı Sistemi entegrasyonları gerçekleştirilecek. Irak ve Suriye’nin ‘anti-tank silahlarının çiftliği’ haline geldiğine dikkat çeken Şahin, söz konusu bölgelerde görev yapan hiçbir zırhlı aracın yüzde yüz güvende olamayacağını ‘Çünkü delinmeyecek zırh yoktur’ sözleriyle ifade etti.
“Buna rağmen hem zırh modernizasyonu hem de elektronik modernizasyon birleşince güzel işler çıkarmak mümkün. Biz de şu anda aynen bunu yapıyoruz” diyen Anıl Şahin, şunları kaydetti: “İlk kez yerli bir ERA ve Add-on Zırh, tanklarımızda kullanıma alınıyor. ALTAY’ı saymıyorum çünkü o henüz aktif görevde değil. Ek olarak üretilen zırhların özellikleri de çok üst düzey ve gayet portatif. Yani muharebe esnasında, hasar gören kısım çabucak değiştirilecek şekilde. Bu çok kritik bir teknoloji. Belki dışarıdan tedarik ederdik ancak bu bize yüz milyonlarca dolara ve uzun bir süreye mal olurdu. Bizim ne boşa harcayacak paramız ne de zamanımız var. Boş harcanan para savunma sanayiine vurulan bir darbe; boşa giden zaman ise maalesef daha fazla şehit demek. Dolayısıyla Türkiye’nin bu süreci yerli ve milli imkanlarla yapabilmesi, işin hem maddi hem tedarik boyutunda hem de can güvenliği anlamında son derece önemli.”
Savunma Sanayii Araştırmacısı Anıl Şahin, M-60T tanklarını İsrail’in modernize ettiğini hatırlatarak, “Birkaç sene önce tank modernize ettiren bir ülkeyken, şimdi kendi tankımızı modernize edebilecek bir konuma geldik. Ayrıca, mutlaka küresel çapta bu pazara da ihracatçı olarak giriş yapacağız. Bundan sonra dışarıdan ERA, Add-On veya RPG Ağı gibi zırh sistemleri tedarik etmeyiz. Sadece ithalattan kurtulan bir ülke olmayacak, kendi zırhlarını dünyaya ihraç eden bir noktaya da ulaşacağız” dedi.
Yerli uçak bomabası SARB-83 göreve hazır
TÜBİTAK SAGE Enstitü Müdürü Gürcan Okumuş, SARB-83 ve SERT-82'yi, projelerin belli bir aşamaya gelmesiyle IDEF 2019 fuarında kamuoyuyla paylaştıklarını söyledi. Envanterdeki nüfuz edici bombanın (NEB-84) geliştiril me sürecinde elde edilen tecrübenin benzer mühimmatların gelişiminin yolunu açtığını belirten Okumuş, şöyle konuştu:
"Uçak bombası olarak kullanılmayan, bildiğimiz kadarıyla ilk defa Türkiye'nin kullandığı bir teknoloji var, ardışık delicili harp başlığı teknolojisi. Bu teknolojiyi uçak bombalarında NEB-84 olarak dünyada ilk biz kullandık. Yerden atılan mühimmatlarda var ama uçak bombası olarak ardışık delicili yani çukur imlalı harp başlığı teknolojisi olarak yoktu. NEB-84'ten edindiğimiz tecrübeyle bunu Mark-83 (MK-83) geometrisinde ve kütlesinde yine ardışık delicili harp başlığı etkinliği olan bir mühimmat geliştirme projesi olarak öz kaynaklarımızla başlattık."
MK-83 uçak bombalarında kullanılabilen tüm güdüm kitlerinin SARB-83'te de kullanılabileceğini ifade eden Okumuş, SARB-83 projesinin SERT-82'ye göre biraz daha hızlı ilerlediğini, bombanın alt sistem testleri ve çevresel testlerinin sonuçlandırıldığını ve projenin nihai testleri kapsamında son olarak kalifikasyon ve delici etkinliğini görme testlerinin tamamlandığını bildirdi.
DUVARI SAATTE 280 KİLOMETRE HIZLA AŞTI
Okumuş, testlerin gerçekleştirildiği Hedef Balistiği Raylı Sistem Dinamik Test Altyapısı'nın (HABRAS) çok önemli bir altyapı olduğuna işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:
"NEB-84 testini İngiltere'de yapmak zorunda kalmıştık, bu altyapı yoktu. Artık kendi altyapımızda kendi geliştirdiğimiz mühimmatı, SARB-83'ü test etmiş olduk. Çok güzel görüntüler de aldık ve test de çok başarılı oldu. Yaklaşık 1,5 metrelik, 35 megapascal güçlendirilmiş duvarı SARB-83 mühimmatı ön delicisiyle deldi ve ana delici duvarın içinden geçerek etkinliğini gösterdi. SARB-83 yaklaşık saatte 300 kilometre hızla ilerledi, duvarı deldikten sonra ana delicimizin hızı yaklaşık saatte 280 kilometreydi. Yani 1,5 metrelik güçlendirilmiş duvarın yavaşlatma etkisi yüzde 10'dan bile az oldu. Bu gerçekten çok yüksek bir etkinlik göstergesi. SARB-83 için belki son kez uçaktan tamamen canlı bir atış yapılmasını planlıyoruz. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığımızın ve Hava Kuvvetlerimizin ihtiyacı doğrultusunda gelecek taleplere göre seri üretimi yapılabilir durumda. SARB-83, yakın zamanda farklı güdüm kitleriyle kullanılabilecek stratejik bir mühimmatımız olarak kullanıma hazır."
Türkiye'nin amiral gemisi
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, çok maksatlı amfibi hücum gemisi ‘TCG Anadolu’ ile Türkiye’nin küresel güç olma yolunda önemli kabiliyetler kazanacağını bildirdi. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre Varank, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin deniz aşırı askeri harekat ve insani yardım operasyonu kabiliyetlerini artıracak TCG Anadolu’nun inşasının sürdüğü Tuzla Sedef Tersanesi’nde incelemelerde bulundu. Varank, Türkiye’de ilk defa üretilen çok maksatlı amfibi hücum gemisinin, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girecek en büyük tonajlı gemi olacağını söyledi. Varank, geminin milli tank ve zırhlı araçlar olmak üzere 100’e yakın amfibi görev grubunu ve göreve bağlı olarak 30’dan fazla hava aracını taşıyabileceğini bildirdi. Varank, taktik sınıfı insansız hava araçlarının (İHA) bile dikey iniş-kalkış olmadan bu gemiden kalkmasının mümkün olabileceğine işaret ederek, “Bu gemi küresel güç olma yolunda Türkiye’ye önemli kabiliyetler kazandıracak” diye konuştu.
TCG Anadolu, 232 metre uzunluğa ve 32 metre genişliğe sahip bulunuyor. 58 metre yüksekliği olan gemide 1410 metrekarelik ağır araç güvertesi yer alıyor. Gemide ayrıca, 1165 metrekare gemi havuzu, 1880 metrekare hafif araç güvertesi, 6 iniş alanı ve uçuş rampasına sahip 5 bin 440 metrekare uçuş güvertesi ve 900 metrekare hangar bulunuyor. Gemi, görev grup gereksinimlerine bağlı olarak, dikey iniş-kalkış yapabilen 6 savaş uçağı, 4 Atak helikopteri, 8 orta yük nakliye helikopteri, 2 Seahawk genel maksat helikopteri ve 2 İHA dahil 30 hava aracını taşıyabilme kapasitesi barındırıyor. Bununla birlikte, bu araçlar için gerekli altyapı ve orta seviyede bakım ihtiyaçları da gemide karşılanabiliyor.
Hastanesi de var
TCG Anadolu, 1 amfibi tabur ile gerekli muharebe ve destek araçlarını ana üs desteği olmadan kriz bölgelerine taşıyabilecek ve tüm denizlerde kullanılabilecek. Gemi üzerinde 1 adedi NATO için tahsis edilebilecek 3 savaş harekat merkezi bulunacak ve yüzen kışlada en az 1223 personel görev yapabilecek. Proje sayesinde, anavatandan uzak coğrafyalarda insani yardım harekatı gerçekleştirilebilmesi, gerektiğinde tam teşekküllü 2 ameliyathane, 14 yoğun bakım ünitesi ve yanık ünitesiyle 1000’e yakın kişiye tıbbi destek verilebilmesi, başka ülkelerin üslerine bağımlı olmadan hava harekatı yapılabilmesi gibi geniş bir yelpazede kritik yetenekler kazanılacak. Anadolu gemisi ilk olarak Mayıs 2019’da yüzdürülmüş, akabinde sevk sistemi montajlarının yapılması için havuza alınmıştı. Liman ve deniz testlerinin tamamlanmasının ardından, Anadolu’nun gelecek yıl Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilmesi planlanıyor. Test ve tecrübeleri tamamlanan tüm sistemlerin entegrasyon ve montajları başladı.
Yerli deniz seyir füzesi: Denizler Atmaca'yla korunacak
Türkiye'nin ilk deniz seyir füzesi "Atmaca" 200 kilometrenin üzerindeki hedefi vurdu. Konuyla ilgili açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, "Atmaca'mız bu sefer uzun uçtu. Fonksiyonlarını mükemmel şekilde yerine getiren Atmaca seyir füzemiz envantere girmeye hazırlanıyor" ifadesini kullandı.
Atmaca Projesi, Deniz Kuvvetleri'nin MİLGEM platformlarında konuşlandırılacak gemiden gemiye seyir füzesi ihtiyacına yönelik başlatıldı.
Atmaca seyir füzeleri Roketsan, atış kontrol sistemleri ve diğer ekipmanlar Aselsan tarafından yerli imkanlarla geliştirildi.
İnsansız mini tank...
Aselsan ile Katmerciler arasında imzalanan seri üretim sözleşmesi doğrultusunda "insansız mini tank" olarak da adlandırılan silahlı insansız kara araçları, 2021'de Kara Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilecek. ASELSAN ile Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı arasında imzalanan silahlı sınıf insansız kara aracı temin sözleşmesi kapsamında, seri üretimine başlanacak silahlı insansız kara aracının uzaktan kumanda iletişim alt yapısı dahil tüm altyapı platformu Katmerciler tarafından geliştirildi.
Araç, keşif, gözetleme, hedef tespiti yapabilen, üzerine silah ve gözetleme sistemleri dahil ihtiyaç duyulan her türlü sistemin takılabildiği, uydu bağlantısı üzerinden uzaktan kontrol edilip yönetilebilen, otonom olarak kullanılabilme özelliğine sahip, zorlu yol, arazi ve iklim şartlarında üstün hareket kabiliyetine sahip dünyanın en önde gelen platformlarından biri olacak.
İnsansız kara aracı, her türlü arazi ve yolda üstün performans sergileyebiliyor. Zırh opsiyonu bulunan araç, uydu bağlantısıyla çok uzak mesafelerden kontrol edilebiliyor. Uzaktan kumanda birimiyle ise yakın alanda tüm fonksiyonlarıyla yönetilebiliyor. Çeşitli silah sistemlerinin monte edilebildiği platform, hareketli halde ve meyilli arazide atış ve yüksek isabet imkanı sunuyor.
Araç, Aselsan tarafından geliştirilen Sarp Dual Uzaktan Komutalı Stabilize Silah Sistemi'yle hedefi otomatik olarak tespit ve imha edebilecek. Araç, çok düşük termal iz özelliği taşıyor. Gece-gündüz, zorlu hava şartlarında ve iklimde kullanıma uygun olan aracın, elektrikli ve hibrit model seçenekleri bulunuyor.
Platform, ağır ve hafif silahlara sahip silah istasyonu, keşif gözetleme aracı, hasta ve yük taşıma aracı ve çıkartma operasyonlarına yardımcı görev alabilecek konfigürasyonlarıyla kullanıcıya geniş seçenekler sunuyor. Üç ton yüklü ağırlık kapasitesine sahip araç, kompakt ebatına rağmen üst sınıf zırhlı araçlarda bulunan bütün zorlu performans ve arazı testlerinin tamamını başarıyla yerine getirebiliyor.
Yerli hava savunma sistemi: Sungur
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Twitter hesabından yaptığı paylaşım ve yayımladığı videoyla Sungur'a yönelik çalışmaların geldiği noktaya ilişkin bilgi verdi. Paylaşımında "Güvenlik kuvvetlerimizin kabiliyetlerini artırmak için sürpriz bir güç" ifadesine yer veren Demir, şunları kaydetti:
"Başkanlığımız öncülüğünde, ROKETSAN'ın yerli savunma sanayi paydaşlarıyla birlikte geliştirdiği hava savunma ailemizin yeni üyesi Sungur, başarılı atışlı testler sonrası envantere girmeye hazır.
Kademeli hava savunma sistemimizin yeni üyesi, portatif özelliğiyle kara, hava, deniz platformlarına entegre edilebilecek. Sungur, hareketli atış yeteneği, gece-gündüz hedef tespit, teşhis, tanımlama, takip ve 360 derece atış kabiliyetine sahip. Sungur, hava unsurlarına karşı etkinliği ve yüksek manevra kabiliyeti, yüksek hedef isabet yeteneği ve karşı tedbir özelliği, titanyum harp başlığı, hedefin uzun menzilden görüntülenmesini sağlayan nişangahıyla kendi sınıfının önünde bir sistem."
Dragoneye Elektro-Optik sensör sistemi
Kara Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyacı için Milli Savunma Bakanlığı ile imzalanan Portatif Termal Kamera sözleşmesi kapsamında son parti teslimatı gerçekleştirildi. Böylece sözleşme kapsamında tüm teslimat yükümlülükleri başarıyla tamamlanarak sistemler Kara Kuvvetleri Komutanlığının kullanımına sunulmuş oldu. Dragoneye Sistemi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından özellikle sınır birliklerinde ve karakollarda yoğun ve etkin şekilde kullanılıyor.
Soğutmalı Termal Kamera, Yüksek Çözünürlüklü Gündüz Kamerası, Lazer Mesafe Ölçer, Dijital Manyetik Pusula ve GPS alt sistemlerini içeren entegre bir elektro-optik sensör sistemi olan Dragoneye, araç üstü ve sabit kullanım amacıyla olmak üzere iki farklı konfigürasyonda üretiliyor.
Türk savunma sanayisinin son dönemde en dikkati çeken ürünlerinden "kamikaze drone"lar yakın zamanda ''Alpagu'' ile çeşitlenecek. Türkiye'ye "kamikaze drone" olarak bilinen vurucu insansız hava araçlarını (İHA) kazandıran STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ, bu alandaki ürün çeşitliliğini ve araçların yeteneklerini artırmaya yönelik çalışmalar yürütüyor. Ağırlığı 2 kilogramın altındaki Alpagu'ya dünyada benzer niteliklerde yalnızca 2 platform bulunuyor.
Alpagu, küçük boyutu ve hafifliğine rağmen üzerinde hedefini etkisiz hale getirebilecek kadar patlayıcı taşıyor, çok uzak mesafelerde görev yapabiliyor ve tek bir asker tarafından kolayca taşınıp görev alanında çok hızlı kullanılabiliyor. Alpagu ayrıca üzerideki yapay zeka ve görüntü işleme kabiliyetleri, sessizliği, taşıdığı patlayıcıyı hedefe tam ulaştırma yetenekleriyle önemli bir sürpriz etkisi ve operasyonel üstünlük sağlıyor. Zorlu bir geliştirme sürecini başarıyla tamamlayan STM, sahada yoğun testlere devam ediyor. Lançerden fırlatma, uçuş, hedefe ulaşma ve etkisiz hale getirme kabiliyetleri test edilen ve iyileştirilen Alpagu, oldukça başarılı sonuçlara ulaştı. Nihai testlerin çok kısa sürede sona ermesi ve yıl sonuna doğru Alpagu'nun Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanımına sunulması hedefleniyor.
Alpagu, sahip olduğu üstün kabiliyetler yanında, sürü olarak kullanılabilme yeteneği, farklı platformlara entegre olabilmesi gibi özelliklerle dünyada çok az muadili bulunan rakiplerinden ayrışıyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, beton delici mühimmat olarak tasarlanan ve harp başlığı teknolojisine sahip SARB-83'ün test görüntüsüne ilişkin videoya yer verdi.
SARB-83'ün ilklere imza atarak testi geçtiğini vurgulayan Varank, şunları kaydetti: "Türkiye'de ilk kez ardışık delici teknolojisine sahip canlı mühimmat test edildi. HABRAS altyapısı sayesinde, gizli mühimmat projelerinin düşük maliyetlerle kısa sürede test edilebilmesi artık mümkün."
Yerli füzenin motoru test ediliyor
Türkiye'nin orta menzilli ilk yerli füze motoru (TEI-TJ300), Eskişehir'de Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın katıldığı törende test edildi. Bakan Varank, "TJ300 adlı turbo jet motorun ateşlemesini gerçekleştirdik. Bu motorlar orta menzilli gemisavar füzelerinde kullanılmak üzere tasarlandı" dedi.
TÜBİTAK, TEI ve Roketsan'ın iş birliğiyle üretilen "Türkiye'nin Orta Menzil Gemi Savar (OMGS) ilk Hava Solumalı Füze Motoru" TEI-TJ300, dar bir çapta 1300 nevton itki üretebiliyor. Milli tasarım füze motoru, 5 bin fitlik irtifada ses hızının yüzde 90'ına varan yüksek hızlarda çalışabilme özelliğine sahip. Sistem, saniyeler içinde yeterli itkiye ulaşacak şekilde geliştirildi. Milli tasarım füze motorunun marşa (başlatıcı sistem) ihtiyaç olmadan kanat altı rüzgarı ile çalışma özelliği mevcut.
Füze motoru, boyutlarındaki zorlayıcı kısıtlar nedeniyle hava, deniz ve kara savunma sistemlerine uyacak şekilde tasarlandı.
AK40-GL: Bomba atarı
Güvenlik güçlerinin bomba atar ihtiyacının karşılanması için Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından düzenlenen ihaleye katılan Konya'daki Akdaş Silah firması, üretimini tamamladığı "AK40-GL" bomba atarın ilk partisini Kara Kuvvetleri Komutanlığına teslim etti. Savunma Sanayii Başkanlığının açtığı "bomba atar" ihalesine katılan firma, ihtiyacın 8 bin adedini üretmek için anlaşma yaptı.
Güvenlik güçlerinin bomba atar ihtiyacının karşılanması için SSB'nin düzenlediği ihaleye katıldıklarını bildiren Akdaş, Kara Kuvvetleri Komutanlığında Mehmetçik'in kullanımı için AK40-GL bomba atarı ürettiklerini söyledi.
"Finansal Metamorfoz ve Geleceğe Dönüş" temasıyla düzenlenen 10. İstanbul Finans Zirvesi'nin ikinci gününde konuşan BMC Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, "Umut ediyorum ki 24 ay sonra TSK kendi eseri olan Altay'ı harp sahasında kullanacak. En geç 48 ay sonra da Altay tankı ve beraberindeki diğer ürünler Türk malı ve yerli olacak" dedi.
Altay tankı tanıtıldı
Türkiye'nin ilk Milli Ana Muharebe Tankı Altay’ın tasarımında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerçekleştirebileceği her türlü harekat şartları ve katılım sağlayacağı BM/NATO harekatlarının ihtiyaçları göz önünde bulunduruldu.
Altay, Türkiye'nin geliştirdiği 3+ nesil ana muharebe tankıdır.
Bu amaçla Altay, modern tanklarda kullanılan en yeni teknolojilerle donatıldı. Altay, sahip olacağı üstün ateş gücü ve isabet oranı, yüksek hareket kabiliyeti ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en temel ve caydırıcı güçlerinden biri olacak.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı Uçak Daire Başkanı Abdurrahman Şeref Can, Milli Muharip Uçağın ilk uçuşunu 2026-2027'de yapmayı hedeflediklerini bildirdi.
Can, milli muharip uçak projesine ilişkin ise şunları kaydetti:
"Milli muharip uçak, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının bir projesi. Bizim alt yüklenicimiz TUSAŞ. TUSAŞ bu projede bir İngiliz firmadan danışmanlık alıyor. Şu anda 90'a yakın İngiliz mühendis bizim projemize destek veriyor. TUSAŞ'ın da yaklaşık 400 personeli var, bunların büyük kısmı mühendis. Milli Muharip Uçak'ta, şu anda ön tasarım safhasındayız. İnşallah 2022'de ön tasarımı bitireceğiz. Bu ön tasarım devam ederken, belirli bir süre sonra uçağın ilk sacını kesmeye başlayacağız. 2023'de belki ilk prototipin şeklini görmeye başlarız. 2026 sonu, 2027 başlarında milli muharip uçağın ilk uçuşunu yapmayı arzu ediyoruz."
MPT-55, yeni nesil piyade tüfeği oldu
Yüksek atış kabiliyeti, benzerlerine göre hafif ve etkili bir silah olma özellikleriyle ön plana çıkan, meskun mahal gibi dar alanlarda kullanılabilen Milli Piyade Tüfeği (MPT-55) güvenlik güçlerinin kullanımına sunuluyor.
MPT-55, özellikle meskun mahal çatışmalarında, komando birliklerinde kullanılabilecek etkili bir yeni nesil piyade tüfeği olarak şekillendirildi.
Yüksek atış kabiliyeti, benzerlerine göre hafif ve etkili bir silah olma özelliğiyle ön plana çıkan MPT-55, TSK'nin ihtiyacına binaen özgün, muharebe ortamında gece ve gündüz, her türlü arazi ve hava şartlarında kullanılabilecek şekilde geliştirildi.
Ağırlığı 3 bin-3 bin 300 gram olan tüfekle dakikada 850 atım gerçekleştirilebiliyor. Yarı otomatik ve tam otomatik olmak üzere iki atış modu bulunan MPT-55'in etkili menzili 400 metre iken maksimum menzili 3 bin 600 metreye ulaşıyor. Tüfek, 30 fişek kapasiteli plastik kompozit şarjöre ve üzerine her türlü optik sistemin takılabileceği üniversal pikatini ray sistemine sahip.
Songar'ın teslimatı ile birlikte, Türk savunma sanayisinin güvenlik güçlerine kazandırdığı milli sistemlere bir yenisi eklenmiş oldu.
ASİSGUARD Genel Müdürü Ayhan Sunar, ''Ülkemizin ilk silahlı milli drone sistemi olma özelliği taşıyan Songar, hedef bölgenin tespitinden tehdidi etkisiz hale getirmeye, operasyon sonrası hasar belirlenmesinden gerçek zamanlı görüntü aktarımına kadar kritik birçok görevi icra edebiliyor. Tekli veya çoklu drone sistemiyle eş zamanlı görev yapabilen Songar'ın güvenlik operasyonlarında önemli görevler üstleneceğine inanıyoruz. Yerli sanayimizi yenilikçi milli teknolojilerle ileri taşımaya odaklanarak yatırımlarımıza devam ederken, Songar'a yeni gelişmiş özellikler kazandırmak üzere de çalışmalarımızı sürdüreceğiz'' dedi.
"Bora" balistik füzeleri operasyon kapsamında ilk kez kullanıldı. İşte yerli yapım Bora'nın öne çıkan özellikleri... Roketsan tarafından geliştirilen Bora füzesi 610 mm çaplı.
Sistem, yüksek teknoloji ürünü seyrüsefer ve otomatik tevcih sistemleri sayesinde at ve uzaklaş taktiğini başarıyla uyguluyor.
Sistem, farklı marka ve modellerde araç, telsiz, güç sistemi, seyrüsefer sistemi gibi alt sistemlere sahip olacak şekilde kullanıcının lojistik altyapısı ve ihtiyaçlarına göre farklı versiyonlarda tasarlanabiliyor.
Savunma Sanayii Başkanı Demir, ''1, 3 ve 6 kg ağırlığında üç tip Hafif Sınıf İnsansız Kara Aracı prototipi yerli olarak geliştirildi'' dedi.
Savunma Sanayii Başkanı Demir açıklamasına, ''İnsansız teknolojiler üzerinde çalışmalarımız sürüyor'' şeklinde başladı.
Demir açıklamasına, ''Mağara, meskûn mahal, çok katlı bina, geniş arazi operasyonlarında güvenlik birimlerimizin minik yardımcıları olacaklar'' şeklinde devam etti.
İşte Hafif Sınıf İnsansız Kara Aracı'nın özellikleri...
Yüzde 60 eğilimli yerlerden tırmanabiliyor. Uzaktan kontrol edilebiliyor.
Menfez geçişi bulunuyor.
Merdiven çıkabiliyor.
Alternatif silah modülü bulunuyor.
Keşif ve gözetleme modülüne sahip.
Sudan geçebiliyor.
Aselsan geliştirdi: Deniz Elektronik Harp Süiti
Aselsan'ın geliştirdiği Deniz Elektronik Harp Süiti'nin fabrika kabul testlerinden ilki başarıyla tamamladı. Türk Silahlı Kuvvetleri, Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi (LHD) TCG Anadolu Projesi ile anavatandan uzak coğrafyalarda, insani yardım harekatından muharip olmayanların tahliyesine, arzu edilen bir bölgede kara harekatı icra edilebilmesinden başka ülkelerin üslerine bağımlı olmadan hava harekatı yapabilme imkanına kadar uzanan geniş bir yelpazede önemli yetenekler kazanacak.
Aselsan, bir süredir üzerinde çalıştığı akıllı Nano İnsansız Hava Aracı da (İHA) Teknofest İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali'nde görücüye çıkardı.
Araç keşif, gözetleme ve istihbarat amaçlı olarak açık ve kapalı mekanlarda görev icra edebilmek amacı ile geleştirildi.
Nano İHA Proje Yöneticisi Yusuf Ziya Kotil, "Asgari 25 dakika havada kalma süresine sahip. 1,5 kilometre mesafeden gerçek zamanlı görüntü aktarma kabiliyeti bulunuyor. Bunlara ilave diğer özellikleriyle kendi boyut ve ağırlık limitleri dahilinde piyasadaki emsal ürünlere kıyasla performans özelliklerinin daha iyi olduğunu söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.
Türk mühendisleri tarafından 3 ayda üretildi
TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) mühendisleri Star Warsfilmlerinde kullanılan ışın silahlarına benzer lazer silahları geliştirdi. 50 kişilik Ar-Ge ekibi tarafından ordunun talebi üzerine 3 ay içinde prototip olarak üretilen Tüfeğe Monte Lazer Silahı, Milli Piyade Tüfeği (MPT) 76'ya monte edilerek kullanılabiliyor.
Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF) tanıtılan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın incelediği Tüfeğe Monte Lazer Silahı'nın Proje Yöneticisi Doç.Dr. Aydın Yeniay, lazer silahı hakkında bilgi verdi. Bir süredir lazer silahı teknolojileriyle ilgili araştırma ve geliştirme çalışması yürüttüklerini anlatan Yeniay, Geliştirdikleri Tüfeğe Monte Lazer Sistemi ile Milli Piyade Tüfeği - MPT76'ya lazer silahı işlevini de kazandırdıklarını söyleyen Yeniay, şu bilgileri verdi:
"Tüfeğe Monte Lazer Sistemi'ni bir çanta içerisinde taşınabilen ve 30 dakika içinde şarj olabilen yapıda geliştirdik. Lazer silahımız 180 atımlık. Lazeri, odaklayıcısı, optiği ve bütün kontrollerini milli olarak geliştirdiğimiz lazerimizi yine milli silahımız olan MPT 76'ya entegre ettik. Lazer silahımız 100-150 metre mesafeden 1 milimetre çelikleri delebiliyor. Yalnızca lazer gücüyle çalışıyor ve silahın diğer özelliklerini hiçbir şekilde etkilemiyor. Diğer silahın üzerine standart arayüzlerle ekleyebiliyoruz. Lazer sistemi de sırt çantasına sığabiliyor. taşınabilmesi çok önemli. Hem taşınabiliyor hem şarj edilebiliyor."
Yeniay, silahın Türk mühendisliğinin başarısı olduğuna dikkati çekerek, konuyu "Dünyada bu güçte taşınabilir ilk lazer silahını geliştirdik. Şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri'nde kullanımda yok" şeklinde özetledi.