Ekranlardaki HDP seviciler

Değerli dostlar, değerli okuyucular; zaman zaman TV programlarımızda, zaman zaman yazılarımızda ülkenin mevcut siyasi durumu ile ilgili fikirlerimizi söylüyor, yazıyor, çiziyoruz.

Elbette ülkede her görüşten vatandaşımıza saygı duyarak, nezaket çerçevesinde düşüncelerimizi paylaşıyoruz.

Kırmızı çizgilerimiz var. İçinde bölücülük, terör, aile yapımıza tehdit unsuru olan, millî manevi değerlerimize saldıranlar hariç tüm düşüncelere saygılıyız. Bizden farklı düşünüyorlar diye insanlara kızmıyoruz. Tenkit etmiyoruz.

Aksini iddia edip izleyici ya da okuyucuyu ikna etmeye çalışıyoruz.

Hakaret etmiyoruz, küfür etmiyoruz, ötekileştirmiyoruz, izzeti nefsini kırmıyoruz.

Duruşumuz budur, olaylara bakış açımız budur.

Seçim yaklaşırken TV programlarında hararetli tartışmaların içinde oluyoruz.

Özellikle HDP ülkenin gündemini meşgul etmeye devam ediyor. Başkanlık Sistemi ile beraber ortaya çıkan ittifaklar, yüzde 50+1 almak için yoğun bir mücadele vermek zorunda kaldı.

HDP, bu ülkenin en şerefli makamı olan cumhurbaşkanı makamına oturacak kişiyi belirlemede kilit parti oldu maalesef.

Maalesef diyorum, çünkü HDP iddia edildiği gibi Kürt kardeşlerimizin hakkını, hukukunu, geçmişte yaşadıkları mağduriyeti savunan bir siyasi parti değil; dağdaki PKK’lı teröristlerin sözcüsü olmuş, özerklik isteyen, ülkeyi bölmek isteyen bir yapıdır!

Yöneticileri, vekilleri adeta kravat takıp Meclis’e girmiş Kandil sözcüleri gibiler!

“Özgürlük savaşçısı”, “gerilla” dedikleri PKK’lı teröristler askerlerimizi şehit ederken, HDP milletvekilleri de kravat takıp Meclis’e girerek PKK savunuculuğu yapıp, özerklik istediklerini ilan edip, tüm Cumhuriyet değerlerimize hakaret ediyorlar!

Ekranlarda bazı profesörler, akademisyenler, gazeteciler, hukukçular Recep Tayyip Erdoğan düşmanlıkları, nefretleri sebebiyle 7’li masanın mensubu olan HDP’yi savunma, güzelleme yarışına girmiş durumdalar.

Hayretler içinde, dehşet içinde izlediğim bu insanları görünce ülkenin geleceği adına endişe ediyorum...

Şehitlerimizin emaneti şehit ailelerimiz, bu insanları izlerken yüreklerine bir ateş koru düşmez mi, perişan olmazlar mı diye düşünmezler mi!

Bu nasıl bir vicdan, bu nasıl bir celladına aşık olmaktır!

Bu nasıl bir HDP seviciliğidir!

Bazen düşünüyorum, Allah korusun geçmişte diplomatlarımızı şehit eden Ermeni terör örgütü ASALA’nın bir siyasi uzantısı ülkemizdeki Ermeni vatandaşlar üzerinden bir parti kursa ve Sayın Erdoğan’a muhalif olsa onlara da mı sahip çıkacak, onlara da mı güzellemeler yapacaktınız?

Sayın Erdoğan’ı sevmek, desteklemek zorunda değilsiniz!

Fakat Erdoğan’ı devireceğiz diye beynimizle alay edercesine bize HDP’yi savunmayın, HDP güzellemesi yapmayın!

Mertçe çıkın deyin ki “HDP, PKK terör örgütüdür demedikçe, özerklik ve bölünme politikasını değiştirmedikçe, Türkiyelileşmedikçe yasal olabilir, ama meşru değildir. Kabul edilemez. Ya değişmeli ya da kapanmalıdır” deyin!

6 milyon oy alıyor diye, yasal diye HDP’nin sözcülüğünü yaptığı PKK askerlerimizi şehit edebilir, ülkemizi bölebilir sorun yok mu diyeceğiz!

Yapmayın, milletin sabrını zorlamayın!

HDP seviciliği yapmayın, vicdanlı olun!

Olaya şuradan bakalım.

Kürt kardeşlerimizin hakkını, hukukunu savunan, onları temsil eden bir parti kurulsa, PKK’yı terör örgütü olarak görse, bölünmek, özerklik istemese, tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak bağrımıza basmaz, sahip çıkmaz mıydık?

Elbette destekler sahip çıkardık!

Çünkü biz kardeşiz, biz biriz.

Biz kardeşiz diyoruz, HDP’li yöneticiler, “Hayır, biz kardeş değiliz, biz bir değiliz, biz bölüneceğiz, biz özerk bir yapı kuracağız.” PKK’lı teröristlere “Gerilla” diyor; şehitlerimize, askerlerimize, Atatürk’e, Cumhuriyetimize, manevi değerlerimize hakaret ediyorlar!

O yüzden artık yeter diyorum.

Tahammül edemiyorum, saygı duymuyorum!

Farklı düşünün eyvallah!

Ama HDP seviciliği yapmayın!

Son sözüm değişmez:

Allah vatana, millete zeval vermesin.

Vesselam…