Elimdeki çubuk PKK ve FETÖ’yü incitmiş; incinmişler!
“Türk Silahlı Kuvvetleri tepemize çöktü, ABD’nin devasa desteğine rağmen inlerimiz yerle bir oldu, girdiğimiz deliklerden dışarı başımızı uzatamıyoruz, mağaralarımıza ateşler düştü, sızdığımız yerlerden tek tek deşifre olduk” diyecek değiller ya!
“İncindik” diyecekler!
Biz güvenlik kaynaklarından edindiğimiz bilgileri kamuoyuna aktarırken bunu “gazeteci” vasfımızla yapıyoruz.
Türkiye’nin Başkomutanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Türkiye’nin operasyonları genişleyecek” sözünü değerlendiriyoruz.
Birileri de bu anlattıklarımıza “İşte çürüme bu, gazeteci çıkıp askeri operasyonları anlatıyor” diyor. Oysa biz “operasyon” anlatmıyoruz, detay vermiyoruz. Bize “çürüme” diyenler nedense PKK’ya tek kelime etmiyor.
PKK/YPG’ye ve meclisteki destekçilerine tek kelime laf etmeyenlerin “sapasağlam fikirleri” mi var?
“KHK’lılar iade edilecek” diyerek FETÖ’ye göz kırpanlar Türkiye sevdalısı mı?
Devlet Bahçeli de şu an için Suriye’de 30 kilometre olan güvenli bölge derinliğinin 60 kilometreye çıkması gerektiğini söyledi.
Bu husus aslında iki yıldır görüşülüyor.
İki sene evvel görüştüğüm generallerimiz bunun olması gerektiğini belirtiyordu.
Şimdi mevzu olgunlaştı.
Biz askerî değerlendirmeler yapmıyoruz, uzmanlardan ve yetkililerden aldığımız bilgileri haritalar üzerinden kamuoyuna aktarıyoruz. Bunu yaparken sırtımızı ABD ve İsrail çıkarlarına değil, Türkiye’nin çıkarlarına yaslayarak yapıyoruz.
Elime aldığım çubuk!
O çubuk var ya o çubuk!
ANKA olup teröristlerin ağababalarını haritadan silecek!
Parayla satın aldıkları teröristler yok oldukça ABD uşakları acı duyacak!
Söz konusu Mehmetçik ise “tarafsız” olacak değilim ya!
AMA gel gör ki içimizdekiler, içimizde olup da karşı kıyının değirmeni için çalışanlar!
Ekmeği içimizde yiyip soframıza kan doğramaya çalışanların emellerine hizmet edenler!
Şöyle bir eleştirenlere bakıyorum, neredeyse tamamı Amerikancı, NATO’cu!
Hani bir profesör vardı.
“Amerika’yı kızdırmayalım” minvalinde konuşuyordu.
ABD’nin terör örgütü PKK/YPG’ye desteği açıkça bilinirken ve üstelik dokuz şehidimiz gelmişken; “ABD’nin yanında olalım” diyordu.
Herhalde elime aldığım çubukla; “ABD bu bölgede etkili, biz de onlarla anlaşalım, çok da ileri gitmeyelim, hatta sınır ötesinden çekilelim” falan deseydim onların gözünde kahraman olurdum.
Ucuz kahramanlığa ihtiyacım yok, benim güçlü bir vatana ihtiyacım var.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sınır ötesi operasyonların nasıl daraltılacağı bizim gündemimizde yok, nasıl genişletileceği var. Harekâtlarımız sürecek. Suriye'de, Tel Rıfat'tan Aynularab'a, Haseke'den Münbiç'e kadar sinsi niyetlerle kurulmuş terör yuvalarının tamamını darmadağın etmeden durmayacağız" sözleri Türkiye’nin gücünü gösteriyor.
Biz de tv100’de Başak Şengül’ün sunduğu “Doğru Yorum” programında Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ, meslektaşlarım Nedim Şener ve Gürbüz Evren ile beraber bu durumu değerlendirdik.
Hatta programın bir yerinde “FETÖ’nün palazlanmaya” çalıştığını, tekrar etkili olmaya çalıştığını belirttik. Develi ve İçişleri Bakanlığı önünde TBMM açılış günü patlayan bombadan bahsettik.
FETÖ, DAEŞ, PKK, YPG gibi örgütlerin hepsini “aynı kalem” tasarladı.
İsrail’in “Büyük Ortadoğu Projesi, BOP” dediği Fırat’ın doğusu ve batısında 2016 Ağustos’undan beri Türk bayrağı dalgalanıyor.
40 tilki var ama kuyrukları artık birbirine değiyor.
Türkiye hem MİT ile hem TSK ile bölgedeki tilkileri tek tek kovuyor.
Bu güç durdurulamaz!
İşte onların zoruna giden “çubuk” mevzusunun özü budur.
SON SÖZ: Ben Teğmen Yakışıklı! Uzun dönem, 12 ay, asteğmen…! Tek mesleğim gazetecilik, başka işim yok. Emrinizdeyim halkım, milletim, ezanım, bayrağım ve emrinizdeyim bu davayı kollarından tutup ayağa kaldıran Mehmetçiklerim...!