Birçok kişi EYT yasasındaki detayları merak ediyor. Milyonlarca kişinin gözü kulağı EYT düzenlemesinde.
Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesine göre, 2 milyondan fazla kişi EYT’den yararlanacak.
Emeklilikte Yaşa Takılanlar ile ilgili araştırmalar hız kesmiyor. EYT'liler hakkında çalışmalar sürüyor. Günden güne merak konusu olan sorular ise vatandaşların gündeminde yer alıyor.
EYT BAŞVURU ŞARTLARI NELER?
SSK, BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı'na tabi EYT'lilerin emeklilik koşulları neler olacak?
Emeklilik için prim günü, sigortalılık süresi ve yaş şartı bulunuyor. EYT'liler ilk iki şartı yerine getirmişlerse veya getirdiklerinde yaşa bakılmaksızın emekli olabilecekler. Bu SSK'lılar için 5000 prim günü, kadınlarda 20 yıl, erkeklerde 25 yıl sigortalılık süresi. BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı'nda kadınlarda 20 tam yıl (7200 prim günü), erkeklerde 25 tam yıl (9000 prim günü).
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesiyle ilgili ise Bilgin "EYT'de ilk maaşların Mart'ın 1'inde ödenmesini bekliyoruz" dedi.
EYT’nin yasalaşmasıyla haktan yararlananlar iş yerinden çıkışını alacak. Bu işçilerin bir kısmı tekrar aynı işyerinde çalışmaya başlayacak.
Bu şekilde yeniden çalıştığı yerde devam edecek olanlar, tekrar aynı işverene bağlı olarak çalışma, kıdem tazminatı, ihbar süresi ve yıllık izin hakkında birçok soruyu da gündeme getiriyor.
Kıdem tazminatı ve ihbar süresinden farklı olarak yıllık izin Anayasal dinlenme hakkının bir uzantısı olarak ayrı bir öneme sahip.
Çalışılan yıllara bağlı olarak hak kazanılan yıllık izin hakkının EYT düzenlemesi sonrasında işten ayrılma halinde sıfırlanıp sıfırlanmayacağı akıllara takılan soruların başında geliyor.
Cem Kılıç'ın verdiği bilgilere göre; yıllık ücretli izin süreleri İş Kanunu’nda belirlenmiştir. Bu konudaki kanun maddesi nisbi emredici hukuk kuralı şeklindedir.
AVANS HATTA EK İZİN HAKKI TANIYABİLMEKTE
Kanunda belirlenen izin sürelerini kullanabilmenin temel koşulu o işyerinde en az bir yıldır çalışıyor olmaktır. Fakat günümüzde yıllık iznin işçilerin verimi üzerindeki etkisini fark eden çoğu işveren bir yılını doldurmayan işçilerine dahi avans hatta ek izin hakkı tanıyabilmektedir.
İş Kanunu’muza göre, bir yıldan beş yıla kadar çalışmış işçiye 14 günden, beş yıldan fazla on beş yıldan az çalışmış işçiye 20 günden, on beş yıl ve daha fazla çalışmış işçiye 26 günden az izin verilemez. 18 yaşından küçük ve 50 yaşından büyük işçilere ise 20 günden az izin verilemez.
ÇALIŞMA SÜRESİ SIFIRLANACAK MI?
İzin hakkı çalışma süresine bağlı olarak belirlendiği için iş sözleşmesinin sona ermesi halinde bu çalışma süresinin de sıfırlanıp sıfırlanmayacağı büyük önem taşıyor.
Yıllık izne hak kazanma ve hak kazanılacak sürenin hesabında işverenin aynı veya değişik işyerlerinde aralıklı geçen sürelerin birleştirilmesi yıllardan beri tartışma konusuydu.
İşçi işverenin işyerinden ayrıldıktan bir süre sonra veya ayrılma hukuka uygunsa hemen tekrar aynı işverenin yanında çalışmaya başlarsa, önceki hizmet süresinin, yeni çalışmaya başladığı süreye dahil edilip edilmeyeceği net olarak belirlenmemişti.
Yargıtay eski tarihli kararlarında, işçinin daha önceki işten ayrılmasında kıdem tazminatı aldıysa veya kıdeme hak kazanamadan ayrıldıysa, izne esas kıdem açısından bu önceki sürenin dikkate alınamayacağını belirtiyordu.
Kıdem tazminatının ödenip ödenmemesinin, sonraki dönemde yıllık ücretli izne hak kazanma ve hak kazanılacak süre açısından önemli olmadığını fakat önceki dönemde ayrılırken yıllık izin ücreti ödendiyse veya kullandırılarak bitirildiyse, yeni dönemde bu sürelerin dikkate alınamayacağına karar verdi.
Sadece önceki dönemde bir yıldan az süre varsa o sürelerin yeni dönemde dikkate alınacağını belirtti. Bu yönde verilen kararlar Anayasal dinlenme hakkının özü ile bağdaşmadığı, İş Kanunu’nda bu yönde sınırlayıcı bir düzenleme olmadığı, İş Kanunu’nun her durumda birleştirmeyi esas aldığı gerekçesiyle güçlü bir şekilde eleştiriliyor.
İşverenlerin tasfiye ifadesini içeren kararlar doğrultusunda EYT kapsamında işten ayrılanların önceki dönemlerini dikkate almadan işlem yapması ve Yargıtay’ın ileride eleştiriler doğrultusunda net kararlar vermesi halinde, yıllık iznin eksik kullandırıldığı veya o tarihe kadar uygulanan fesihler için ücretinin eksik ödendiği kabul edilebilecektir.