Erdoğan: Yeni Türkiye'yi kabullenmekte zorlanıyorlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yargı mensuplarıyla iftar yemeğinde konuştu. Erdoğan konuşmasında, "Türkiye'ye şaşı bakanlar maalesef yeni Türkiye'yi kabullenmekte zorlanıyorlar" dedi.

Erdoğan: Yeni Türkiye'yi kabullenmekte zorlanıyorlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;

Son reform paketiyle yargının bağımsızlığını ve tarafsızlğını güçlendirmeyi hak arama yollarını genişletmeyi hukuki güvenlik ve hukuk istikrarını korumayı hepsinden önemlisi adalette yaşanan gecikmelerin önüne geçmeyi hedefliyoruz

 Adalet sisteminin işleyişini güçlendirmek ve kararlarına güveni en üst düzeye çıkarmak önümüzdeki dönemde de önceliğimiz olacaktır.

Türkiye geçmişte adalet sisteminden kaynaklanan hataların gecikme ve taraf birliklerin bedelini çok ağır ödemiş bir ülkedir.

Bu ülke sözümona adaleti tesis adına evlatlarının bir sağdan bir soldan darağacına gönderildiği çok acı günler yaşadım.

Bu millet bebek davası affedersiniz köpek davası gibi uyduruk davalarla başbakan ve bakanların yargılandığı asıldığı şehid edildiği utanç sahnelerine şahit oldu.

17/25 Aralık sürecinde yaşanan hukuk katliamları ise yargının bir dönem oligarşik, hizipçi ve örgütlü bir yapının nüfus alanına girmesinin can yakıcı ne yazık ki sonuçlarıdır.

Türkiye'nin bir daha benzer hataları tekrarlama lüksü yoktur.

Şüphesiz yargıya güveni perçinleyecek olan yani faktör mahşeri vicdanı ferahlatan doğru ve acil kararlar vermesidir.

Bunun için her hal ve şartta Türk yargısı bir çıkar grubunun ideolojinin siyasi görüşün vesayet odağının veya  altını çizerek söylüyorum Türk milletinin yargısı olmalı sadece Türk milleti adına karar vermeli.

Bu hedefe ulaşabilmemiz için siyasetçilerle beraber yargı mensuplarımıza da önemli sorumluluklar düşüyor.

Her zaman ifade ettiğimiz gibi geciken Adalet Adalet değildir.

Önümüze gelen her dosyanın içinde en az bir insanın hikayesi en az bir insanın istikbali geleceği ve kaderi bulunuyor.

Vazifemiz icra ederken hukukun üstünlüğü ilkesine ve masumiyet karnesine leke sürdürülmesi bu açıdan hayati önem arz ediyor.

Ne tek bir vatandaşımızın hakkını yiyeceğiz ne de tek bir vatandaşımızın hakkının hukukunun yenilmesine göz yumacağız.

Kökeni, maddi durumu, siyasi görüşü, görünüşü ne olursa olsun 82 milyonun her bir ferdi için adaleti tesis etmenin gayretinde olacağız.

Özellikle cezasızlık algısının toplumumuzda yaygınlaşmasına asla müsaade etmemeliyiz Böyle bir algının yaygınlaşması insanların adaleti mahkeme kapıları yerine başka yerlerde başka güç sokaklarında aramalarını yol açar.

Bu ise devletin varlığına yani bekasına yönelik en büyük tehdittir.

Adalete güvenin sarsıldığı bir toplumda barış huzur ve istikrar da kalmaz

Türkiye olarak son birkaç yıldır gerek iç siyasette ve ekonomide gerekse dış politikada birbirinden önemli sınavlara maruz kalıyoruz.

Tam 6 yıl önce gezi olaylarıyla fitili ateşlenen bu süreç 17/25 Aralık girişimi bölücü örgütün çukur eylemleri ve 15 Temmuz darbe teşebbüsü ve ekonomik saldırılarla bugünlere kadar geldi.

Özellikle bir gerçeğin altını çizmek gerekiyor her birinin ardından ülkemiz yeni bir engelle, engelleme girişimi ile karşılaştı.

Türkiye bağımsızlığını her alanda ilerledikçe sabotajların dozu da arttı.

Biz milli bekamıza yönelik kararları kendimiz verdikçe milli menfaatlerimizi korumaya dair adımları Suriye'de, Irak'ta, Ege ve Doğu Akdeniz'de cesaretle attıkça bu tür teşebbüsler devam edecektir

Çünkü bu dönem muhataplarımızın büyük ve güçlü Türkiye'ye alışma sindirme kabullenme dönemidir.

Eski alışkanlıkları kısa sürede değiştirmek elbette kolay değildir. Ülkemize karşı gösterilen yersiz ve zamansız tepkilerinin sebebi de budur.

Türkiye'ye şaşı bakanlar eski Türkiye'ye alışanlar maalesef yeni dönemin dinamiklerini okumakta anlamakta politikalarını bu yeni duruma adapte etmekte zorlanıyorlar

Türkiye'nin önü geleceği parlaktır.

Türkiye'nin yolu hiç olmadığı kadar açıktır.