Esnaf kepenk de indirsin mi Özgür Bey?

Tarihinde ilk kez “Türkiye içinden bir parti” yerli ürünleri boykot ediyor. Bu duruş, ülkeyi dinamitlemektir.

Eskiden PKK kepenk kapattırırken şimdi CHP mi kepenk kapattırıyor?

CHP’yi terör örgütü ile aynı kefeye koymuyorum. Ancak boykot uygulaması bana bunu hatırlattı. Yoksa CHP içerisinde kıymet verdiğim dostlarım var ve onlar boykotun partilerine zarar verdiğini düşünüyorlar.

İsrail bölgede neredeyse Türkiye’den izinsiz uçak uçuramayacak duruma gelmek üzereyken, Suriye'de ülkemizin istediği olmak üzereyken, sığınmacılar ülkelerine dönecekken, terörsüz Türkiye hedefinin gerçekleşmesi için büyük bir kararlılık varken ne oldu da CHP adeta “iç karışıklık” moduna girdi.

Özgür Özel’in içine Ümit Özdağ falan mı kaçtı?

İmamoğlu’na yolsuzluk davasının üstü boykot safsatasıyla örtülemez.

Esnafları boykot edenlerle “hocaları idam edenler” kıyasıya yarışır. “O kadar da değil” diyenler arka plandaki “zihniyeti” unutuyor. Ben unutmuyorum.

Kendisini desteklemeyeni, yaptığı uygulamaları eleştireni, hakikati söyleyeni "âleme ibret olsun diye" idam eden bir parti vardı.

Türk’e ve Müslüman’a ait ne varsa boykot edecekler.

İngilizler’den bahsetmiyorum.

İsrail’den de bahsetmiyorum.

“Kardeşi kardeşe,  milleti millete kırdırma peşinde” olanları kastediyorum.

Tabiiki bahsettiğimiz yer Kuala Lumpur; yoksa Türkiye'de böyle şirazeden çıkmış, memlekete düşmanlık edecek, yerli üretimi düşmandan daha çok baltalayacak bir parti ve yönetimi asla yok!

Yolsuzluğun üstünü esnafları boykot ederek örtmeye çalışıyorlar. Bırakın hukuk işlesin, siz de hukuk içinde çözüm bulun. Ekrem Bey ve ekibi yolsuzluk yapmadı ise delilleriyle ortaya koyun; eğer bu imkanınız yoksa iddiaları çürütün.

Bugünün boykotçusu olarak karşımıza çıkıp herkesi fişliyorlar; üstelik muhalefetken!

"Kanalları karartmayın" dedikleri TV'ler "Erdoğan'ın p...leri" diye bağıranları canlı yayını kesmeden verdi.

Cumhurbaşkanımızın annesi Tenzile Hanımefendi’ye ve ailesine ağır küfürler edilirken ekrandan sesi kısmadan olduğu gibi veren TV’ler ceza yediler. Ceza alınca da “Özgürlük yok” diye bağırdılar. Sizce gerçekten bu bir özgürlük mü?

Fransa’da en güçlü Cumhurbaşkanı adaylarından Marine Le Pen “yolsuzluk davasında” Fransız mahkemesi tarafından yargılanarak suçlu bulundu, ceza yedi. Bu sonuca göre Le Pen 2027'de Fransa Cumhurbaşkanı adayı olamayacak.

Ama Fransa’da kimse sokaklara çıkmadı. Mitingler yapmadı. Boykot diyerek milleti birbirine düşürmedi.

ÇÜNKÜ FRANSA'DA CHP YOK!

“Ama Fransa'da hukuk yok ki” der misiniz sevgili Ersan Şen Hocam? Bir kerecik söyleyin yeter.

Recep Tayyip Erdoğan için, "O da boykot çağrısı yapmıştı" diyorlar.

Erdoğan'ın boykot çağrısı ABD ve kompradorlara idi.

Özel ve ekibinin boykot çağrısı Manav Ahmet abi, Kasap Turan abi, Cafe işleten Ayşe kızımız ve tüm esnaflara..

Başkan Erdoğan o gün şöyle demişti: "Biz kendimize yeteceğiz. Olmayanı da üreteceğiz. Dışarıya para verip yaptırdığımız her işin daha güzelini yapıp biz dışarıya servis edeceğiz. Bu millet bunları yapmaya muktedirdir.”

“KUTUPLAŞMA”

CHP sizce de “kutuplaşmanın” dibine vurmadı mı?

CHP şimdi toplumu bütünleştirmiş mi oldu?

Özgür Bey yıllarca CHP'ye oy vermiş esnafları da zor durumda bıraktı. Kahve dükkanlarının hepsini Ak Partililer işletmiyor. Çalışanından patronuna pek çok CHP'li var.

Tabir-i caizse CHP kendi ayağına sıktı. Birkaç “Saraçhane kaçkınını” memnun etmek için yıllardır oy veren seçmenine sırt dondu.

Ak Parti'ye küskün olanlar da CHP sayesinde konsolide olarak, "Ortalık çok karışık, ben oyumu yine Erdoğan'a vereceğim" demeye başladı.

Esnafı sözde boykot etmeye ve bununla övünmeye; "Bakın dükkanlar boş" demeye; yerli firmaları kötülemeye utanmıyor musunuz? Bu sözüm de boy boy “boş cafe” yayınlayan riyakârlara!

Böyle bir kirli süreç en ilkel ülkelerin siyasi partilerinde bile görülmedi.

Kime oy verirseniz verin; ben devletimin, milletimin, esnafımın, yerli üretimin yanındayım! Üreticiler farklı partileri desteklese de biz yerli üretimi daima desteklemekle mükellefiz.

“Ekrem İmamoğlu'nu desteklemezseniz hepinizi linç edeceğiz” demek post-faşizmdir!

Özgür Bey 6 Ok’un birini mora boyayacaktı. Tepkiler üzerine vazgeçti. Ancak okun birini de kırdı: “Milliyetçilik”

SON SÖZ: Birisi ölünce birbirimize düşmek zorunda mıyız? Kimse hakaret etmesin ve kimse de zoraki başsağlığı, rahmet dileme beklemesin. Adam yaşarken İslam’a düşmanlık etmişse tutup da “Allah rahmet eylesin” demek ya hadsizliktir yahut ezikliktir.  Lafa gelince, "Yaksınlar beni, küllerimi dağlara ve denizlere savursunlar" diye artistlik yapanlar neden her seferinde musalla taşında imamın önüne geliyor. Onlar da bir zahmet toplumu yormasın artık. Dünyada dik açıyla dururken başka, yatay dururken başka! Ölünün arkasından konuşulmaz  ama eğer ölü İslam düşmanı ise rahmetle de anılmaz. Ölüm var! Kimi meyhanede, kimi camide... Kimi evinde, kimi gurbette... Öleceğiz! Mevzu yaşamak! Allah'ın rızasını gözeterek, hakk ve hakikat düsturuyla yaşamak...! Nasıl yaşarsan öyle ölürsün.