Farah Teyzem, Elçin Halam; özgür değilsiniz be kuzum
Türkiye'de "oyunculuk" sektörü sanat olmaktan çıkarak yapımcıların ve yönetmenlerin saltanatına dönüşeli yıllar oldu.
Yaşamını dizilerde oynayarak kazanan birçok oyuncu maalesef korku içindeler; zira işlerinden olurlarsa yapacak başka meşgale bulamamaktan korkuyorlar. Aktörlerin alternatifleri çok, artık herkes birbirine benziyor.
Bir oyuncuyu dizilere almayan yapımcı onun yerine alternatifler koyabiliyor. Bu da oyuncuların "bağımlı" olmasına yol açıyor.
Bu zincirin kırılması elzemdir.
Siz oyuncuları özgür, demokratik, kol kola, birleşmiş falan sanıyorsunuz; lâkin tamamen paramparça vaziyetteler! Onları birleştiren yegane unsur yapımcıların bir cellat gibi tepelerine çökme ihtimalinin verdiği ağır ızdırap!
Farah Zeynep Abdullah ve Elçin Sangu gibiler bu dediklerimi hakaret kabul etmesinler. Kendi fikirlerimi yazıyorum ve onların, yani dizi oyuncularının "tam bağımsız" olmadığını düşünüyorum. Bana karşı savundukları sözde “Oyuncular Sendikası’nın” sadece 23 resmî üyesi var ve eski başkanları Mehmet Ali Alabora firari olarak yurtdışında yaşıyor. Bu gruptan şikâyetçi olan ise bizzat kendi oyuncu arkadaşlarıdır ve bunun farkında değiller; çünkü herkes kendi dünyasını düşünüyor. Umarım özgürlük tüm oyunculara uğrar ve umarım milletle iç içe, huzur içinde yaşarlar.
Siz bakmayın Farah, Elçin, Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar, Gökhan gibilerle tartıştığımıza; ben hepsine üzülüyorum, hallerine insanî pencereden bakınca acıyorum. Paraları var ama hakikatlerini kaybetmişler.
Bu düzen değişmeli, bu kirli çarkın dişlileri kırılmalı!
Dizilere çeki düzen verilerek özellikle kadının cinsel yönden istismarının önüne geçilmelidir. Günlük hayatta sokakta olmayan aşırı uç örnekler dizilerde yer almamalı, buna müsaade edilmemelidir. Bunu bir “baskı aracı olsun” diye söylemiyorum. Dizide oynayanlar da diziyi izleyenler de mutlu olamıyor. Avrupa’da bu mevzuda Türkiye’den çok daha “kontrollü” bir mekanizma var. Amaç özgürlük kısıtlaması değil; lakin dizi diye çekilen yapımlarda genç kızların nasıl istismar edildiğine maalesef tüm toplum şahit oluyor. Bu düzen çok kirli, tam bir çukur ve insanları bu çukurdan kurtarmak elzemdir.
Üstüme vazife mi? Evet, kesinlikle vazifedir.
“CEM YILMAZ HESABINI KAPATTI”
Ekrem İmamoğlu taraftarları Cem Yılmaz'a "İlla bizi destekle" diye öyle haksız baskı yaptılar ki 16 milyonluk resmi hesabını kapatmak zorunda kaldı.
Merhaba Cem, kitleyle tanışmış oldun.
“CHP KURULTAYININ BÜYÜK HATALARI”
Madde madde ve kısaca yazıyorum:
1)Genel Başkanlar okunurken Merhum Deniz Baykal’ın isminin unutulması
2)Salondaki görüntüler tek frekanstan Türkiye’ye servis edilirken Kemal Kılıçdaroğlu’nun görüntüsünün hiç verilmemesi
3)Berhan Şimşek’e yapılan büyük haksızlık ve listesinin “5 dakika geciktiniz” denilerek reddedilmesi... Sanki ÖSS sınavına geç kaldı. Divan kurulu listeyi alıp Berhan Bey’i aday gösterebilirdi, daha önceki kurultaylarda oldu.
4)Recep Tayyip Erdoğan gibi bir halk liderine “Cunta Başkanı” diyen Özgür Özel’in seçmenleri bu yolla rencide etmesi.
5)Tek derdi vatanı ve milleti olan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e “cuntanın mâli ayağı” iftirası atılması, Sayın Şimşek üzerinden tüm Türkiye’nin hedef alınması
“BİR SORU”
İmamoğlu için yakıp yıktınız. Esnafı bile boykot ettiniz.
Peki, CHP Kurultayı'nda neden Ekrem Bey’i CHP Genel Başkanı yapmadınız?
Belli ki Cumhurbaşkanı adayı olamayacak; ama Genel Başkanlık önünde engel yok! Ekrem Bey'in tasfiyesi CHP'de birilerinin işine mi geliyor?
“BOYKOT”
Ak Partili ve MHP'li seçmenlere, "Sayemizde kitap okudunuz. Sayemizde kahve içtiniz." gibi küçümseyici ifadeler kullanan sözde boykotçu bir güruh var.
Küçümsediğiniz o insanlar sayesinde bu vatanda yaşıyorsunuz.
O insanlar kahvenin sultanını yapıp, adına "Türk Kahvesi" dedirttiler.
Dede Korkut'tan Orhun Yazıtları'na, Mesnevi'den Kutadgu Bilig'e yüzbinlerce eser verdiler.
Okuma yazma bilmeyeni bile "Aşık Veysel" oldu, nam saldı.
Ama siz onu "köylü" diye Ankara'nın girişinde durdurdunuz.
Cahilin önde gidenisiniz. Yunan İzmir'imize girerken alkışlayan bir avuç azgın azınlıksınız.
SON SÖZ: İmamoğlu gözaltına alındıktan sonra Mansur Yavaş’a bir şeyler oldu. “Daha seçime 3 yıl var” diyen Mansur Bey bulduğu her fırsatta “Erken seçim yapılmalı” demeye başladı. Ne oldu Sayın Yavaş, rakibiniz gidince hızlandınız mı? Ama bu kez önünüze Özgür Özel geçecek. Bence buna göre bir yol haritası belirleyip şimdiden kamuya duyurursanız daha avantajlı olursunuz. Bu sefer pek zamana bırakmayın, benden demesi.